| Konu: | Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İşbirliği Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 20.04.2016 |
KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün akşam en uç örneklerini yaşadık. 1 Kasımdan itibaren Meclisin çalışmasına baktığımızda askerlikle ilgili bir şeyi hatırlıyorum. Askerler, biliyorsunuz, ömürlerinin en enerjik çağında, yaşlarındadırlar ve gündüz meşgul edilirler ki yanakları yastığa değdiği anda uyusunlar diye. Meclisin çalışma usulüne baktığımızda sanki biz milletvekilleri de siyaset yapmayalım diye gece bu saatlere kadar burada meşgul ediliyoruz, doğru dürüst bir gündem takip etme, bir açık oturumu takip etme imkânımız bile yok. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun neticesinde de sık sık yanlış yere parmaklar kaldırılarak, daha sonra Tüzük'e takla attırılarak geri dönüş yapılan oylamalar yapılıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilleri neye parmak kaldırdığını bilmeme üzerine iki gün içinde üst üste birkaç kere yakalanıyoruz. Bütün bunlar ne için? Bütün bunlar vize muafiyeti için. Vize muafiyeti neydi? Vize muafiyeti 2014 yılında bizim Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylayıp yürürlüğe koyduğu bir süreç; yine, Hükûmetimizin "Eş zamanlı olarak yürütülecek." diye başlattığı ve sürdürdüğü bir süreçti. Eğer bu süreç planlandığı gibi gitseydi 2017 Haziranında geri kabul anlaşması ve vize muafiyeti aynı anda yürürlüğe girecekti. Ancak, son zamanlarda "desinler, demesinler" işine meselelerin özünden daha fazla önem veren bir Başbakan sayesinde bu iş sıkıştırıldı ve ilk hazırlandığında 200 madde kadar olan bir metin, 38 maddeye indirilip 170 kadar maddesi yönetmeliklere bırakılarak bizim önümüze getirildi.
Peki, eş süreçte, Hükûmet kararından vazgeçtiğimiz bu süreçte doğru gidiyor muyuz? Biz geri kabul anlaşmasını üç-dört ay önce başlattık. Haziran ayında vize muafiyetini Türk vatandaşları için elde etmeyi umuyoruz. Ama, öyle olacak mı? Geçen hafta alınan kararlar ve yarın içişleri bakanları toplantısında tekrar gündeme gelecek bir husus var. Burada deniliyor ki, takip etmişsinizdir: "Vize muafiyeti o zaman olmayabilir, olursa da Gürcistan, Kosova ve Türkiye'ye birlikte, Avrupa Birliği tarihinde bir ilk olarak şartlı olarak verilecek." Üç şartın yerine gelmediği görüldüğü anda vize muafiyeti kaldırılabilecek, eğer bu kabul olur ve karar mertebesine çıkarsa. Nedir onlar? Geri kabul sürtüşmesiz olacak. Nedir ikinci şart? Mültecilere burada insanca imkânlar sağlanacak, bunlar kontrol edilecek Avrupa Birliği tarafından ve insan haklarına riayet bakımından en küçük bir problem olmayacak. Eğer bunlar olursa vize muafiyeti derhâl kaldırılabilecek.
Şimdi, bütün bunları yapan Hükûmetimizin bazı hassasiyetleri buna benzemektedir. Birkaç gün sonra 23 Nisan'ı kutlayacağız. 23 Nisan'ı kutlamayı bazı gerekçeler gösterilerek Meclis Başkanlığımız kaldırmıştır ancak aynı Hükûmet, bu zamana kadar 1990'lı yıllardan beri şehit yakınlarına istihdam sağlamaktadır bu devlet; bu Hükûmetin görev yaptığı yıllarda, utanmadan Başbakanımız arkasında "Şehit Yakınlarına İstihdam Kura Şöleni" adı altında şölenler tertip edebilmekte ama bu gazi Meclisin milletin iradesini kendi eline almasının yıl dönümünü bazı başka şeyleri gerekçe göstererek kutlamamayı -Türkiye'nin gündeminden etkilendi- Türkiye'nin acısını paylaşmaya vesile olarak göstermektedir. Arkadaşlar, durumumuz şuna benziyor: Adamın birisi yeni bir araba almış, arabasından hiç memnun değil ve şikâyet ediyor. Pişkin pişkin soran satıcıya da şunu söylüyor diyor ki...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADİR KOÇDEMİR (Devamla) - ..."Bu arabanın kornasından başka her yerinden ses geliyor." Türkiye, Meclisinden başka her yerinin ses ve yetki sahibi olduğu bir sistem hâline geldi.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)