GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Tarım alanlarının kaybına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:78
Tarih:22.04.2016

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Tabii, ülkemizde tarım alanlarının birçok noktada heba edildiğini, tarım alanlarının iyi kullanılmadığını, topraklarımızın çok aşırı gübreyle, suni gübrelerle çoraklaştırıldığını, sulama sisteminin gerçek anlamda iyi bir şekilde yapılmaması sebebiyle birçok toprağımızın heba edildiğini ve bazı yerlerde de sanayileşmeye açılmak suretiyle topraklarımızın gerçekten kaybolmasına, heba edilmesine olanak sağlayan bir yapının ortaya çıktığını görmekteyiz. Onun için, gerçekten, topraklarımız heba edilmeden tarım ürünlerinin gerçek anlamda iyi bir şekilde üretilebilmesi, verimli bir şekilde üretilmesi, planlı bir şekilde bir tarımın yapılması, program dâhilinde tarımımızın gerçekleşmesi ve çiftçilerimizin de bu alanlarda iyi bir şekilde bilgilendirilmesi suretiyle tarım alanlarından daha iyi bir şekilde verim elde edilmesine ve tarım alanlarımızın iyi bir şekilde kullanılmasına olanak sağlayacak bir yapının, bir çalışmanın olması gerekiyor. Bunun için Türkiye'nin ulusal bir tarım politikasına ihtiyacı var. Gerçek anlamda nerede, ne şekilde, hangi ürünün ekiminin yapılacağı konusunda iyi bir çalışmaya ihtiyaç var. Bu program yapıldığı takdirde, Türkiye'nin değişmeyen bir tarım politikası, hangi hükûmet gelirse gelsin, aynı politikanın uygulanması suretiyle, aynı programın uygulanması suretiyle tarım ürünlerinin ekilmesi ve kendi ihtiyacımız olan tarım ürünlerinin elde edilmesi noktasında Türkiye'nin çalışmasına ihtiyaç var.

Şöyle bir bakalım: Biliyorsunuz, gerçekten, Türkiye bir tarım ülkesi olmasına rağmen, birçok ürünümüzü tarım kesiminin üretmesi, çiftçimizin, köylümüzün üretmesi gerekirken buğdayından tutun, samanından etine kadar birçok ürünü dışarıdan almak zorunda olduğumuzu görüyoruz ve bunun için de birçok döviz ödüyoruz. Hâlbuki, biz bu dövizi yurt dışındaki başka ülkelere ödeyeceğimize kendi çiftçimize, kendi ülkemize, kendi köylümüze, kendi üreticimize verdiğimiz zaman kendi ihtiyacımızı kendimiz daha iyi bir şekilde karşılayacak ve böylelikle tarımdaki ithalatı sıfırlamış ve ortadan kaldırmış olacağız. Onun için, gerçek anlamda ulusal bir tarım politikasının takip edilmesi ve bu politika çerçevesinde neyi, ne şekilde üretmemiz gerekiyorsa, hangi ürünü elde etmemiz gerekiyorsa bunların planları yapılmak suretiyle ve köylümüzü, üreticimizi bu konuda planlamak, onları yönlendirmek, onları bilgilendirmek suretiyle mutlaka bu çalışmaların en verimli bir şekilde olmasına olanak sağlamalıyız.

Üniversitelerimizden binlerce ziraat mühendisi mezun olmuş, değişik alanlarda çalışıyor, bunları değerlendiremiyoruz. Veterinerlerimiz var, bunları değerlendiremiyoruz. Bu veterinerlerimizi ve ziraat mühendislerimizi bölge bölge, belirli bir şekilde, onları o alanlarda görevlendirmek suretiyle nerede, neyin ekileceğini, köylülerimizin, çiftçilerimizin nasıl yönlendirileceğini, hangi ürünün daha verimli bir şekilde o topraklarda elde edileceğini özellikle planlamak, programlamak, bu gençlerimizi çalıştırmak zorundayız. Yoksa, ziraat mühendislerimiz ortada dolaşıyor, veterinerlerimiz ortada dolaşıyor, değişik işlerde çalışıyor, üniversitelerimizde bu çocuklarımız için harcadığımız emek ve ailelerimizin vermiş olduğu gayret boşa gitmiş oluyor.

Onun için değerli arkadaşlarım, özellikle çiftçilerimizin ürettiği ürünlerimizi... Örneğin, Denizli'de elma üreticisi bugün zor durumda, üzüm üreticisi zor durumda, süt üreticisi zor durumda. İşte bunları belirli bir plan dâhilinde devlet eliyle almak suretiyle, vatandaşlarımıza, yoksul vatandaşlarımıza okullarda dağıtmak suretiyle onlara destek olmak zorundayız.

Hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)