GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:81
Tarih:26.04.2016

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis araştırmasıyla ilgili görüşülmekte olan önerge üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, Adanaspor'un Süper Lig'i garantilemesinden dolayı futbolcuları, yöneticilerini ve taraftarları tebrik ediyorum. Adana Demirspor'a da bu yolda başarılar diliyorum.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Bravo Hocam!

MEVLÜT KARAKAYA (Devamla) - Değerli milletvekilleri, yine bugünlerde, hatta bugün de Urfa'da yaşanan, çiftçilerin elektrik kesintisiyle ilgili ciddi sorunlar var. Özellikle, dağıtım şirketinin bugünlerde bakım ve başka gerekçelerle elektrik kesintisi yoluna gitmesiyle birlikte tarlada mahsulün sulanamaması, mahsulün kuruması gibi çok ciddi sorunlarla bu bölgedeki çiftçilerimiz karşı karşıya. Bu sorunun da bir an önce çözülmesi gerektiğini ve bölgedeki çiftçilerin mağdur edilmemesi gerektiğini buradan Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz araştırma önergesi patates ve elmayla ilgili, aslında 2 tarım ürünü. Biz, sürekli buradan, bu kürsüden tarım ürünlerinin fiyatları konusunu hep konuştuk, daha da çok konuşacağız. Bakın, dün eti konuştuk, sütü konuştuk, fındığı konuştuk, diğer tahıl ürünlerini konuştuk, patatesi konuştuk yine, elmayı konuştuk, konuşmaya da devam edeceğiz. Aslında, bu fiyatlar, evet, bir sorun fakat bu fiyatlar, uygulanmayan ya da yanlış uygulanan tarım politikalarının bir sonucudur, bir çıktısıdır. Biz sonuçlar üzerinden konuşuyoruz. Bu sonuçlara getiren tarım politikalarını tartışmamız lazım. Hükûmet bunun farkında değil, tarımsal piyasalarla ilgili gerekli tedbirleri vaktizamanında almıyor.

Yine, biz buradan, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, tarım ürünleri müdahale kurumunun bir an önce kurulması gerektiğini söyledik çünkü tarımsal piyasalar, tarım ürünleri özellikli bir alandır, diğer piyasalardan oldukça farklıdır. Bu piyasalarda fiyatların dengede olması diğer piyasalardan çok daha önemli ve elzemdir çünkü bu piyasalarda oluşan fiyatların bir ucunda üretici vardır, diğer ucunda tüketici vardır. Fiyatlar anormal derecede düştüğünde üretici üretim yapamaz hâle gelir, çiftini çubuğunu bugün olduğu gibi bırakmak durumunda kalır. Fiyatların anormal yükselmesi durumunda tüketici mağdur edilir. Dolayısıyla, fiyatların dengede kalması sağlıklı tarım politikalarıyla mümkün olabilir.

Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin on dört yıllık tarım politikalarına baktığımızda, tarım politikalarından iki şeyi anladıklarını görüyoruz. Birisi, destekler. Ama desteklerle ilgilenme şekli de "Acaba devlet bütçesinden verilecek bu destekleri seçim bölgemizdeki yandaşlarımıza nasıl aktarabiliriz?"i düşünmekten başka bir şey değil. Diğeri ise açık olan ürünlerde ithalat. Bunun dışında, tarım politikalarıyla bir ilgilenme söz konusu değildir.

Değerli milletvekilleri, tarımsal piyasalar özelliklidir dedik. Tarımsal ürünlerin üretimi, üretim biçimi, bunların birçoğunun üretiminin yılın belli bir zamanına denk gelmesi ve baskın bir arzın oluşması, tüketiminin bütün yıla dağılması, üretilen ürünlerin bütün yıla taşınması için gerekli olan stoklama, depolama ve finansman maliyetleri diğer ürünlerden tarım ürünlerini ayırır.

Değerli milletvekilleri, on dört yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde sağlıklı bir tarım politikası için gerekli olan bir tarım envanteri yapılmamıştır. Şu anda Türkiye tarımsal kaynaklarını ve imkânlarını bilmiyor, planlama yapamıyor. Milliyetçi Hareket Partisinin iktidarda olduğu dönemde ve Tarım Bakanlığının Milliyetçi Hareket Partisinin sorumluluğunda olduğu dönemde tarım envanteri yapılmıştır. Türkiye'deki en son tarım envanteri Milliyetçi Hareket Partisi yönetimindeki Tarım Bakanlığı tarafından 2001 yılında yapılmıştır. O günden bugüne tarım envanteri, tarımsal imkânlarla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır.

Envanterinizi bilmezseniz bir politika belirlemeniz mümkün değil; güncel sorunlarla, konjonktürel gelişmelerle, bunlarla ilgili alınan tedbirlerle bir şey yapmak mümkün değil. Bugün tarım ürünlerinin bir kısmına bakıyorsunuz, üreticiler yönünden anormal düştüğünü; bir kısmına bakıyorsunuz, tüketiciler yönünden anormal yükseldiğini görüyorsunuz.

Burada yaptığınız nedir? Burada yaptığınız, gerçekten bir itfaiye modelidir. Yani yangın çıktığında söndürmeye gidiyorsunuz; fiyatlar yüksekse "ithalat" sirenini açıyorsunuz, fiyatlar düşükse "bu kaderin" sirenini açıyorsunuz. Bunlarla ilgili, bu politikalarla, politika yanlışlıklarıyla ilgili söylenecek çok şey var.

Bakın, Adana'da önceki gün yol kesildi, patatesler yola döküldü, buradaki bu eylemi yapan çiftçiler gözaltına alındı ve bu gözaltına alma, izinsiz bir eylem olarak ifade edilmeye çalışıldı. İzinsiz olabilir ancak bunu teşvik etmek ya da hoş görme anlamında söylemiyorum. Burada örgütlü bir kesim bırakmadınız.

Burada, bir de ziraat odalarına ve Ziraat Odaları Birliğine bir çift sözüm var: Bakın, eskiden Türkiye'de ziraat odaları, Ziraat Odaları Birliği bir miting yapmaya kalktığında yer yerinden oynardı, Başbakanın, Hükûmetin, Tarım Bakanının dizleri titrerdi. En son miting Tekirdağ'da yapıldı. Manisa mitingini birçoğunuz hatırlarsınız. Kaç yıldır, üreticiler bu kadar sıkıntıdayken, bir miting dahi düzenlenmiş değil. Kongrelerinden kimsenin haberi yok. Kongreye davet edilen siyasilere, siyasetçilere "Söz hakkı verilmeyecek." diye davet yapılıyor. Tamamen iktidarın bir yan kuruluşu gibi çalışmaya başladılar.

Değerli milletvekilleri, çiftçinin sahibi yok. Gerçekten, örgütsüz ve çiftçi bireysel olarak -canı yanmış- kendisini yollara atmaktadır. Bu sese kulak vermeliyiz.

Bakın, Adana'daki çiftçinin söylediği bir başka söz de şu: "Dönümü 2 bin liraya mal ettik, 700 liraya satamıyoruz. Perişan olduk, senetlerimiz protesto edildi. AK PARTİ Hükûmetinin dış politikasının zayıf olmasından dolayı dışarıya ihracatımız yok, iç piyasa da kaldırmıyor." diyor. Çiftçi bunun farkında, sizler de lütfen farkına varın, bu sese kulak verin.

Bakın, narenciyeyle ilgili bir sorun daha önümüzdeki günlerde geliyor. Beş altı yıl öncesinde, yedi yıl öncesinde ihracata yönelik cinste narenciye yetiştirilmesini teşvik ettik. Fidanlar dikildi, bugün 6-7 yaşına geldi, meyve verecek ama önümüzdeki günlerde ihracat durdu. Rusya'ya yönelik cinsler ürettirdik, ne olacağını kimse bilmiyor, çiftçi borçlarını nasıl ödeyeceğini söylüyor.

Yani bizim burada sonuçları tartışarak da bir yere varmamız mümkün değil. Bunlar yanlış tarım politikalarınızın sonuçlarıdır. Bu tarım politikalarının mutlaka gözden geçirilmesi gerekir. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak değişik zamanlarda bu konularla ilgili, özellikle girdi maliyetlerini düşürmeye yönelik, mazottaki ÖTV'yi, KDV'yi kaldırmaya yönelik tekliflerimiz oldu. Gelin tarım stratejik bir sektörse hep birlikte stratejik sektör gibi davranalım, çiftçinin şu an içinde bulunduğu zor şartlardan çıkmasını hep birlikte sağlayalım.

Teşekkür ediyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)