| Konu: | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 04.05.2016 |
HDP GRUBU ADINA ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 170 sıra sayılı İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunundaki Değişikliklerin Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerine partimiz adına söz almış bulunmaktayım.
Bu kanun tasarısını biz, "kölelik yasası", "kiralık işçi yasası" olarak tanımlıyoruz. Bu yasa tasarısı daha önceden hazırlanmasına rağmen, ne yazık ki hem toplumsal baskılar hem de 1 Mayıstan kaynaklı nedenlerle bugüne ertelenmiş durumdadır. Bu toplumsal baskılardan sonra ertelenen bu yasanın, bugün getirilme şekli de çok manidardır. Bugün apar topar, yangından mal kaçırırcasına getirilen bu yasa, aslında AKP Hükûmetinin HDP'ye yaklaşımının bir örneğidir, yaklaşımının tam kendisidir de aynı zamanda. Çünkü, bizler Halkların Demokratik Partisi olarak, bu yasanın bugün gündeme geleceğini basından öğrendik. Bugün, bu yasanın gündeme geleceğinden, bu Parlamentonun açılışından birkaç saat önce bilgimiz oldu. Sanırım bu, ilk kez burada gerçekleştirilen bir durum. Parlamentonun 3'üncü siyasi partisine, Parlamentoda diğer iki parti grubuna bilgi verilmesine rağmen, ne yazık ki bize verilmedi. Yani, şunu gösteriyor: HDP, şimdiden Parlamento dışına itilmek isteniyor.
Nasıl ki HDP şimdiden bu yaklaşımla Parlamento dışına itilmek isteniyorsa bugünkü yasa tasarısında işçi ve emekçilere yaklaşım da aynı HDP'ye yaklaşımın göstergesidir. Biz bunu böyle okuyoruz, böyle değerlendiriyoruz ve böyle ele alıyoruz. Çünkü, bu yasa tasarısına gerek Komisyonda gerekse de bütün alanlarda karşı olduğumuzu, işçi ve emekçilerin kıyımına gidildiğine dair önerilerimizi ve muhalefetimizi gerçekleştirdik. Bu, çok net biliniyor.
Bu yasa, sendikaların, işçilerin talepleri doğrultusunda hazırlanan bir yasa değil, tam tersine, sermayenin ve işveren tarafından organize edilen bir yasa tasarısıdır. Biz HDP Grubu olarak, bu yasanın Parlamentodan geçmemesi gerektiğini düşünüyoruz ve buna yönelik de muhalefetimizi gerçekleştireceğiz.
Biz bu yasanın, aynı zamanda, HDP'ye ve halkımıza karşı yürütülen darbe süreciyle bir bağlantısı olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda, bu darbe sürecini, işçi ve emekçiye yapılan bir darbe olarak değerlendiriyoruz ve bunun, bu sürecin bir parçası olduğunu da bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Çünkü bu yasa tasarısı, en fazla ifade ettiğimiz ve diğer partilerin de karşı çıktığı bu yasa tasarısı, muhalefetin eleştirileri ve önerileri dikkate alınmadan, apar topar hazırlanıp getirilen bir yasa tasarısıdır. Buna karşı olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Evet, bu yasayla emekçilere savaş mı açılıyor; bunu da çok merak ediyoruz. Tıpkı, Halkların Demokratik Partisine ve halklara açılan savaş gibi. Tıpkı, kadınlara açılan, kadın kıyımına benzer... Kadınların iş alanından geri çekilmesini sağlayan bir yasa olarak ele alıyoruz, kadın kıyımı olarak görüyoruz.
Kıdem tazminatı bu yasayla ortadan kalkıyor. Bu yasayı sömürünün son modeli olarak ifade ediyoruz yani işçiyi, emekçiyi sömüren bir yasa olarak ifade edebiliriz. İşçileri, emekçileri daha fazla sömürmesi ve özelde işverene daha fazla hak sağlanması amaçlı yapılan bir yasadır. Gelin, bundan vazgeçin; gelin, bu yasayı geri çekin ve bu yasadan vazgeçin diyoruz.
İşçilerin, tıpkı köle pazarındaki gibi alınıp değiştirileceği bir yasa tasarısı olarak görüyoruz ve öyle değerlendiriyoruz, uygulama da onu gösterecektir; tıpkı, 1 Mayısta alanlardaki tepkilerin önüne geçmek için bu yasa tasarısını 1 Mayıs sonrası gündeme aldığınız ve Parlamentoda görüştüğünüz gibi.
Siz burada bu yasayı gerçekleştirerek aslında işçileri kiralıyorsunuz. "Kiralık işçi" olarak ifade ettiğimiz işçileri dört aylık ya da sekiz aylık kiralayarak işverenin işçiyi sürekli değiştirebileceği bir alana dönüştürdünüz.
Ücretleri düşürüyorsunuz. Daha fazla işçinin daha fazla yaşam kaybına neden olacaksınız çünkü daha fazla çalıştırılacak, daha ağır koşullarda çalışmayı getirmiş olacaksınız.
Yine sendikal örgütlülüğün önünü kapatacaksınız çünkü itiraz edenin, karşı çıkanın istifasını alıp yeni işçileri almaya çalışacaksınız. Bununla işçilik daha fazla artacak. Sermayeyi korumak için işçilerin haklarını daha da azaltmış olacaksınız. Yaşanan ekonomik krizin aslında faturasını işçilerin omzuna yükleyeceksiniz.
İşçinin ve emekçinin ekmeğiyle uğraşmayın, gelin, kul hakkını yemeyin diyoruz. Bu özel istihdam bürolarının tamamı yeni şirketlere verilecektir. Tıpkı diğerlerinde olduğu gibi, bunun da AKP yandaşı firmalara verileceğini çok iyi biliyoruz. Yangıdan mal kaçırmayın. Gelin, sendikalarla, işçilerle oturun, konuşun ve bu yasa tasarını gözden geçirin.
Bu tasarıyı onaysız ele alırsanız yürürlüğe koymanız da gerçekten çok zor olacaktır. Bu nedenle, bizler HDP Grubu olarak yaklaşık 25 milyon işçinin iş güvencesine dokunmayı amaçlayan bu yasanın derhâl geri çekilmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Emin olun ki bu yasa, bizim için dokunulmazlıktan daha önemli bir yasadır çünkü siz, işçiye ve emekçiye daha ağır bir şekilde dokunmuş oluyorsunuz ve bu tasarıyı da bugün getirmenizin sonucu işçi ve emekçi kıyımı olacaktır.
Bu tasarıyı biraz daha derinlemesine ele alırsak, yasanın meşru ve somut bir gerekçesi yoktur. Yani bu meşru ve somut gerekçesi olmayan yasayı bugün dayatmanın bir anlamı da yoktur.
Yine, bu yasayla kamusal sorumluluk da özel sektöre devredilecektir. Yani bu yasa, kamusal sorumlulukta olan istihdamın özel sektöre devredilmesiyle ilgilidir. Burada İŞKUR işlevsizleştirilecektir, özel sektör her şeyi yüklenmiş olacaktır. Ayrıca bu yasa, daha önce de bahsettiğim gibi kiralık işçi kullanımına istisna değil, kaide olacaktır. Yine, bu yasa, şirketlerin ihtiyaç duyacağı, neredeyse her konuda bir gerekçe göstererek kolaylıkla işçiyi kiralayabilecektir.
Yine, gelin, bu yasadan vazgeçin diyoruz. Hazırlanan bu kiralık işçi yasa tasarısıyla, Soma'da 301 işçinin kaybedilmesine yol açan dayıbaşı sistemi tüm Türkiye ve tüm alanlara yayılacaktır. Artık bu iş alımı ve çıkarımı, direkt işverene devredilecektir. Tabii ki sadece işsizleri değil, işte olanları da vuracaktır, onların da etkileneceği bir durumdur. Yıllık daha fazla çalıştırıp hakkı olan kıdem tazminatını elinden alacaksınız. Yıllık ücretli izin hakkını ödemek zorunda kalmamak için de işten çıkartacaksınız. Yani bunların hepsini ifade ettiğimizde... Dünya örneklerinde de bunu görüyoruz, dünyada da aslında bunun örnekleri pekâlâ ortadadır.
Daha düşük ücret alacak işçiler, daha güvencesiz çalıştırılacak; bu, açık ve alenen ortadadır. Yine, tasarıda "Kiralık işçilere eşit koşullar sağlanacaktır." diye ifade ediliyor. Oysaki bırakın eşit koşulları, daha fazla mağdur edileceklerdir, daha fazla özelleştirmeye hak tanınacaktır. Bu kamudaki sözleşmeli personele uygulananın daha gerisinde yani on yılı aşkın süre boyunca insanlar geçici istihdamda kadroya geçmeyi beklerken ne yazık ki bu bile ortadan kaldırılmış olacaktır. Kiralık işçilikte de bu durum ortaya çıkmış olacaktır.
Yine, ücretlerde düşüşün yanı sıra, esnek, güvencesiz ve düzensiz olan iş yaşamı, bu yasadan sonra daha da düzensizleştirilecektir. Dönemsel olarak çalışmak norm hâline getirilecek, bir sonraki iş yerinin neresi olacağını bilemeyecektir işçiler. Bu da işçinin kendisi ve ailesi için uzun dönemli planların yapılmamasına neden olacaktır. Biz şimdiden görüyoruz, bu modern kölelik yasasından sonra anneler, bir evladı işe girdi diye sevinmeden, öbür evladı işten çıkarıldığı için üzülecektir. Üstelik, her yer Soma olacak, yine bu yasayla her yerde iş cinayetleri gittikçe artacaktır.
Yine, bu yasayla -söyledik, bir daha ifade edeceğim- kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin hakkı gasbedilecektir. Yine, bu yasa tasarısıyla, işçilerin kazanılmış olan hakkı, emeklilik hakkı gasbedilecektir.
Yine, bu yasa tasarısıyla, taşeronluk sistemi de biçim değiştirecektir. Sayın milletvekilleri, yasayla taşeron şirketler, özel istihdam büroları hâline gelecek yani kandırılacak, -taşeron sistemi sadece yeniden değiştirilecektir- taşeron sisteminin emek düşmanı yapısı yine aynı şekilde korunmuş olacaktır.
Yine, bu yasayla, sendikalara üye olmanız dahi imkânsızlaşacaktır. Özel istihdam bürolarıyla işçileri, işsiz kalma korkusuyla sendikalardan uzak durmaya zorlayacaksınız.
OECD ülkeleri arasında en düşük sendikalılaşma oranı Türkiye'dedir, biz bunu biliyoruz. Türkiye'de gerçekleştirilen bu duruma ilişkin, kiralık işçilerin sendikalılaşma oranı da yine gerilemiş olacaktır.
Yine, mobbing artacaktır. Kadına yönelik şiddet ve kadının işten çıkarılması daha fazla artış gösterecektir. Tam zamanlı işçiler ve kiralık işçiler arasında bir hiyerarşi doğacaktır.
Yine, son olarak sayın milletvekilleri, bu yasa tasarısıyla, iddia edildiğinin aksine, kadın istihdamı artmayacaktır, tam tersine, düşecektir.
Şimdiye dek sıraladığımız bu olumsuz sonuçlar da kadın istihdamına çok daha olumsuz biçimde yansıyacaktır. Öncelikle, kiralık işçiler mevcut iş gücü piyasasındaki boşluklara... Örneğin, doğum yaptığı için işten ayrılan kadının yerine kadın istihdam edilmeyeceği için kadına yeni bir istihdam alanı oluşmayacaktır, hatta evdeki ikinci mesai olarak çocuk ve yaşlı bakımını üstlenmiş kadınlar için iyi işlere erişim daha da kısıtlanmış olacaktır.
Yine, geçici iş istihdamında ve kiralık işçi uygulamasına dair dünyada yapılan araştırmalar da işçilerin ve özellikle de kadın işçilerin büyük oranda koşullarının gerilediği yönündedir, bunu diğer ülkelerdeki örneklerde çok net olarak görebiliriz. Bir kadın 3 tane çocuk doğurduğunda, her seferinde ilkokul çağına kadar yarı zamanlı çalışma hakkını kullanırsa bu, toplamda on altı buçuk yıl yapmaktadır. Bu süre boyunca özel istihdam bürolarında çalışan bir kadın, on altı yıl boyunca iş güvencesinden mahrum olacaktır. Yine, kadınların doğum izni konusu, ciddi bir sorun teşkil edecektir. Bildiğiniz üzere, hâlihazırda esnek çalışmayla doğum iznine ayrılan kadınların tekrar aynı iş yerinde çalışma imkânları tamamen işverenin inisiyatifindedir. Kadınların iş yaşamında kayıt dışı çalışması, Türkiye'de zaten doğal ve olağan karşılanmaktadır, norm olarak görülmektedir. Tam da bu amaçla, yine, devlet evde bakım ücreti verdiği kadınların sigortasını yatırmadığı hâlde bu kadınları istatistiksel verilerde istihdam ediliyormuş gibi göstermektedir.
Esneklikle rejimin sanki çalışanların istediği doğrultuda ve çalışanların istediklerine göre düzenlenmişmiş gibi yansıtılması da aslında sektörün ihtiyacına göre düzenlendiğini göstermektedir. Peki, hâlihazırdaki özel istihdam bürolarında bu durum nasıl görülmektedir? Çoğunlukla 20-34 yaş arasındaki gençlerin, özel istihdam büroları aracılığıyla iş bulanların, işe yerleştirilenlerin yüzde 34'ünü kadınlar, yüzde 65'ini erkekler oluşturmaktadır. Bürolar aracılığıyla işe yerleştirilen kadınların yüzde 56'sı, genç ve eğitim seviyeleri kendileriyle aynı pozisyonda çalışan erkeklere göre daha yüksektir. Mevcut durumda kadın işçiler, aynı pozisyonda çalıştığı erkeklerden daha az ücret almakta ve daha da güvencesiz bir şekilde çalışmaktadır, üstelik bu yasayla birlikte bu durum kanun güvencesine de alınmış olacaktır.
Tam da bu şekilde eğer bu yasa geçerse, kadınlar genel olarak geri hizmet işlerinde çalıştırılmak istenecektir. AKP iktidarının kadına bakışı dikkate alındığında aslında kadınların iş yaşamında geri plana itilmesi ve eve hapsedilmesi bu yasayla daha da kolaylaştırılacaktır.
Evet, değerli milletvekilleri, eğer özet geçecek olursak, biz Halkların Demokratik Partisi olarak sendikalar, emek örgütleri ve işçilerle yaptığımız istişarelerin ardından şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Kiralık işçilik sistemini getirecek olan özel istihdam büroları yasasının amacı, istihdamı artırmak değil, mevcut iş olanaklarını ve işçilere ödenen mevcut parayı yarım yarım bölerek daha fazla kişiye dağıtmaktır.
Biz diyoruz ki, eğer istihdam gerçekten artırılmak isteniyorsa sermayeye daha fazla teşvik vermek ya da onu bir çocuk gibi özendirmek yolunu seçmezdi Hükûmet; bunun yerine, işçiler için gerekli yasal düzenlemeleri yaparak, patronları daha iyi ücret ve sosyal güvencelerle işçi çalıştırmaya zorlardı. "Zorlama" dediysek kafasına silah dayasın demiyoruz tabii ki. Türkiye'de insanlar haftada elli saatten fazla çalıştırılıyorsa bu, en büyük sorundur, en büyük kıyımdır diyoruz.
Olması gereken, herhangi bir hak kaybına uğramadan mesaiyi otuz beş saate düşürmek, toplu işten çıkarmaları önlemek, sendikal örgütlenmelerin önünü açmaktır. Eğer Hükûmet, bu insani koşulları sağlarsa patronlar da daha fazla işçi istihdam etmek zorunda kalacaklardır. Burada tek "sorun", işverenin kârındaki cüzi bir azalma olacaktır ama bir o kadar da bunun sorgulanması iktidarın boynunun borcu olacaktır. Yani işçinin, emekçinin iktidarı olduğundan bahseden AKP iktidarı olarak eğer iddia ettiğiniz gibi toplumun tamamına yakınını oluşturan işçi, emekçi ve işsizlerin lehine siyaset yapacaksanız derhâl bu yasa tasarısını geri çekmeniz gerekmektedir çünkü hepimiz, bu işçi ve emekçilerden oy aldık, onlara vereceğimiz hesap, onlara vereceğimiz daha güvenli bir iş yasası çıkarmak olmalıdır.
Yine, aksi takdirde, bu yasa, sermayenin kârlarını korumak adına Türkiye tarihinde işçilere karşı yapılmış en büyük saldırılardan biri olacaktır. Bu, çok açık ve nettir. Biz buna ilişkin muhalefetimizi bu Parlamentoda olduğumuz sürece devam ettireceğiz ve işçilerin, emekçilerin yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Tabii, bizden saklayamadığınız gerçek de şudur: Sizin iktidarınız dönemi, dünyanın en çok çalışıp en az kazanan, en örgütsüz kılınmış, en borçlu ve en çok ölen işçilerinin yaratıldığı on dört yıldır. İşçi, emekçi düşmanlığını gelin bırakın, bunu meslek hâlinden çıkartın.
Güvenceli iş yaşamını temel bir ilke olarak belirlemiş olan Halkların Demokratik Partisi olarak bu yasaya karşı çıktığımızı, bu yasanın tamamen geri çekilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyor, halkımıza reva görülen bu kıyımın, kadınlara reva görülen bu kıyımın derhâl çekilmesi gerektiğini ifade ediyor ve yaşananlardan tamamen AKP Hükûmetinin sorumlu olacağını bir kez daha altını çizerek belirtiyor, bu darbe sürecinden vazgeçin diyorum ve bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)