| Konu: | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 04.05.2016 |
CHP GRUBU ADINA ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; güvenceli esnek çalışma, uzaktan çalışma, özel istihdam bürolarıyla ilgili yasa tasarısının birinci bölümü hakkında CHP Grubu adına görüşlerimizi sunmak üzere söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, bugün, kayıt dışıyla birlikte yaklaşık 10 milyon çalışanı ilgilendiren, aileleriyle birlikte 30-40 milyon vatandaşımızı ilgilendiren bir yasayı tartışıyoruz. Her ne kadar Sayın Bakan, tasarı üzerinde bazı düzeltmeler yapıldığını az önce ifade etmiş olsa da, iş hukukunun temel felsefesine, ruhuna aykırı olan, işverenler tarafından kötüye kullanılabilecek birçok hükmü içeren, Türkiye'nin dört bir tarafını yasal amele pazarına dönüştürebilecek, çalışma yaşamını temelinden sarsacak, iş barışını bozabilecek hükümler içeren bir yasayı konuşuyoruz.
İş hukukunun temel felsefesi, ekonomik açıdan güçlü olan işverene karşı zayıf durumdaki işçiyi korumaktır. Oysa bu kanun, emeği korumuyor, işçiyi korumuyor, tam tersine işçiyi koruma altına alan 4857 sayılı Yasa'ya karşı işvereni koruyor.
Sayın AKP'li vekiller, bakın, bugüne kadar işçilerin aleyhine olabilecek birçok düzenlemeyi Meclisten geçirdiniz. Sizin döneminizde çalışanlar kazanılmış haklarını birer birer kaybettiler ve kaybetmeye de devam ediyorlar. Sizi anlıyorum, çoğunuz patronsunuz ya da çoğunuz patron seversiniz ama bir de çalışanları düşünün, o asgari ücretle her gün evine ekmek götürmeye çalışan yasal amele pazarında iş bekleyecek gariban emekçileri düşünün. Bu yasayı ısıtıp ısıtıp Türkiye'nin önüne getirdiniz, daha önce 2009 yılında Genel Kuruldan geçirdiniz ama Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu yasayı iade etti. Sayın Abdullah Gül, yedi yıllık Cumhurbaşkanlığı süresi boyunca 886 yasayı onaylamış yani önüne ne geliyorsa bir noter gibi tasdiklemiş, sadece 4 yasayı iade etmiş. Çankaya'da oturan Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün iade ettiği 4 yasadan 1'isi de işte bu yasa. Gerçi şimdi Beştepe'de oturan Sayın Cumhurbaşkanı sırf Çankaya'da oturan bu Cumhurbaşkanı bunu iade etti diye muhtemelen alelacele bu yasayı noter gibi derhâl tasdikler diye düşünüyoruz.
Yine, geçen sene de bunu Komisyondan geçirdiniz, Genel Kuruldan geçmedi, yasa kadük kaldı. Yani aslında sizler de biliyorsunuz ki bu kanun Anayasa'ya aykırı, vicdana aykırı, çalışanların haklarına zarar verebilecek birçok hüküm içeriyor. Belki sizin de vicdanınız rahatsız ama bu kanun tekrar Meclise geldiğine göre demek ki emir büyük yerden.
Değerli milletvekilleri, alt komisyon çalışmaları sırasında işçi konfederasyonlarının temsilcilerini dinledik, hiçbirisi bu yasanın çıkmasını istemiyor; TÜRK-İŞ istemiyor, DİSK istemiyor, HAK-İŞ istemiyor; eylem yapıyorlar, imza topluyorlar ve bu yasaya karşı olduklarını açıkça ifade ediyorlar.
Peki, işçiler bu yasayı istemediğine göre kim istiyor bu yasanın çıkmasını? Elbette ki patronlar istiyor. Çünkü bu yasayla gerçek amaç, emeğin maliyetini düşürmektir, patronun üzerindeki yükü hafifletmektir. Bundan önce olduğu gibi, maalesef yine işçinin karşısındasınız, yine maalesef işverenin yanında saf tutuyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, yasanın ismine bakıyorum, çalışanları ikna etmek için çok güzel bir söz, havalı bir söz: "Güvenceli esnek çalışma" Peki, bu yasa içerisinde işçiye güvence var mı? Vallahi yasayı kelime kelime okudum, satır satır tekrar tekrar okudum, bu yasada işçiye yönelik hiçbir güvence göremedim, vallahi göremedim. Ama bir de işveren tarafına baktım, evet, bu yasada asıl işverene güvence var. Nasıl var? Asıl işveren 4857 sayılı Yasa'nın kendisine yüklemiş olduğu tüm yükümlülüklerden kurtuluyor. Bu yasayla, asıl işverenin güvencesi altında kayıtlı çalışan milyonlarca işçi, asıl işverenin güvencesinin dışına çıkarılma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
İşçiyle dört aylığına sözleşme yapılacak ve bu sözleşmeler sekiz aya kadar uzatılabilecek, sonrasında işveren aynı işçiyle sözleşme yenileyemeyecek. Peki, bu işçi ne yapacak? Dönecek, özel istihdam bürosundan iş bekleyecek. Peki, büro iş bulamazsa ne olacak? Biz bu endişemizi Komisyonda dile getirdiğimizde Sayın Müsteşar şunu söyledi: "E, bundan önce ne yapıyorsa bundan sonra da aynısını yapmaya devam edecek yani iş arayacak." cevabını aldık. Böyle bir zihniyet olabilir mi değerli arkadaşlar? Böyle bir zihniyetle işsizlik sorunu çözülebilir mi? Bakın, milyonlarca insanımız iş arıyor. Bunu milletvekilleri olarak biz de çok iyi görüyoruz, AKP'li arkadaşlara da birçok iş talebi geliyordur, bize de geliyor. Sokaklarda işsizlik var, açlık var, yoksulluk var, biraz insaflı olmamız gerekmez mi?
Değerli milletvekilleri, özel istihdam bürosunun işçisi bu yasayla işe iade güvencesinden mahrum kalacak, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alamayacak. İş kazasına uğraması hâlinde ne kendisi ne de yakınları tazminatlarını asıl işverenden alamayacak, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan dahi faydalanamayacak, asgari ücretin dışında bir ücret alamayacak, sendikalı olamayacak, toplu iş sözleşmesinin imkânlarından, hükümlerinden faydalanamayacak çünkü yasa işçiyi asıl işverenin işçisi değil, özel istihdam bürosu işçisi kabul ediyor. Özel istihdam bürosu adı üzerinde büro yani dört sandalye, bir masa ve bir bilgisayardan oluşuyor. Evet, Sayın Bakan artırıldığını ifade etti. Kanunen alınan teminat ise özel istihdam bürosu işçilerinin Sosyal Güvenlik Kurumu primlerini dahi ödemeye yetecek düzeyde değil. İşçi tamamen özel istihdam bürosunun insafına bırakılmış durumda.
Sayın Bakan ve AKP'li milletvekilleri, bakın, işçi ile işveren arasında daha önce taşeron vardı, biz taşeron uygulamasına karşı çıkarken, siz işçi ile işveren arasına taşeronun yanında bir de özel istihdam bürosunu getiriyorsunuz. Bu uygulamayla taşeron uygulamasından daha geri, daha ilkel bir düzenleme getiriyorsunuz. Özel istihdam bürolarıyla taşeronun taşeronunu getiriyorsunuz. Göreceksiniz, bu yasa, işverenler tarafından taşeronluktan daha fazla kötüye kullanılacaktır.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan diyor ki: "Bu düzenlemeyle, işçi ile işveren arasında geçici iş ilişkisi kurulacak." Neden geçici iş ilişkisi kurulacak, bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Bir kişi iş yerinde çalışmaya başlarken geçici değil kalıcı çalışmayı hedefler, o iş yerinde yıllarca emekli olmayı hedefler, hiç kimse geçici iş istemez kalıcı iş ister. Ama şimdi size soruyorum, iktidar milletvekillerine söylüyorum: Sayın vekiller, siz, dört aylık, geçici bir milletvekili olmak ister misiniz? İster misiniz sayın vekiller? Bence hiçbiriniz dört aylık, geçici bir milletvekilliği istemezsiniz. Peki Sayın Bakan, siz, dört aylık, geçici bakanlık ister misiniz? Sayın Müsteşar ister mi? Hiçbirimiz istemeyiz. Ama hiçbirimizin istemediği bir konuyu bu işçilere dayatıyoruz. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. İşçi ile işveren arasında geçici iş ilişkisi kurmak son derece yanlıştır.
Bakın, TRT'nin tek kanallı olduğu dönemde bir dizi vardı, Afrika'da yaşadığı topraklarda yakalanarak köle hâline getirilen ve Amerika'da satılarak efendileri sürekli değişen bir kölenin yaşamını anlatıyordu; "Köle Kunta Kinte" İşte, bu yasayla, maalesef, 10 milyona yakın çalışan, efendileri sürekli değişecek ama bir köle gibi çalıştırılacak ve hiçbir yasal haktan faydalanamayacak.
Değerli milletvekilleri, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Yakup Akkaya'yla birlikte Ulus Amele Pazarı'na gittik, orada işçilerle görüştük. Sabahın 5'inde, "Bugün iş bulurum." umuduyla, alet edevatını alan işçiler kendisini bu pazara atıyor, orada çaresizce bekliyor, gelen her arabaya "Adam lazım mı?" diye soruyor. Konuştuğumuzda, "Biz açız." diyorlar, "İş istiyoruz, aş istiyoruz, ekmek istiyoruz." diyorlar. İşte, 10 milyon çalışanı bu hâle getirecek olan yasaya "Evet." diyecek olan arkadaşlar, sizden rica ediyorum, siz de gidin ve görün, oradaki çaresizliği görün. Biraz vicdanınız varsa eminim siz de bundan vazgeçersiniz.
Bakın, Sayın Bakanımız diyor ki: "Kayıt dışılığı içine alacağız." Güzel bir amaç, doğru bir amaç. Kayıt dışındaki işçiyi kayıt içine almak için mevzuatta zaten yeterli düzenlemeler var. On dört yılda elinizden tutan mı oldu da kayıt dışı işçileri kayıt içine alamadınız? Bu sebeple, Çalışma Bakanının bu yasayla kayıt dışını kayıt içine alacağı sözü sadece kamuoyunun gazını almaya yöneliktir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - Biz bu sebeple, bu kanuna karşıyız. Umut ediyoruz ki geri çekilir, bu düzenleme yasalaşmaz. Aksi takdirde çalışma yaşamı ciddi derecede bozulacaktır. Sizler de buna oy vermeyin diyoruz.
Saygılarımızı sunuyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)