| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 05.05.2016 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu, elmacılığın içinde bulunduğu sorunların tespiti ve ileriye dönük yol haritası belirlenebilmesi için verilen araştırma önergesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Başta şehit anaları olmak üzere, bütün annelerin Anneler Günü'nü kutluyorum.
Türkiye'nin 78 milyon hektar olan toprak varlığının 26 milyon hektarını tarım arazileri oluşturmaktadır. Ancak son yıllarda, birçok ilimizde çarpık kentleşmeden dolayı tarım arazileri bilinçsiz bir şekilde kullanılmıştır.
Yine, ülke içindeki göçler sebebiyle büyük şehirlerimizde nüfus artışının getirdiği plansız ve sağlıksız bir yapılaşma tarım alanlarının bilinçsiz şekilde kullanılmasına neden olmuştur. Bütün üreticilerimiz gibi elma üreticilerimiz de zor durumdadır.
Dünyada elma üretiminde 3'üncü sırada olan Türkiye, maalesef ihracatta 23'üncü sırayı alabilmektedir. Isparta ilimiz, Türkiye elma üretiminin yaklaşık yüzde 25'ini tek başına karşılamaktadır. Ancak, bu yıl depodaki elmaların yüzde 70'i satılamamıştır.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sadece 15 bin ton elma, kayda geçsin diye söylüyorum.
BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) - Elma ihracatı istenilen düzeyde değildir. Geçtiğimiz aylarda yaşanan don afeti nedeniyle sorunlar daha da artmış durumdadır. Don afetinin zararları acilen karşılanmalıdır. Hükûmetin, elma ağaçlarının kesilmesini önlemek açısından ve zor durumdaki elma üreticisine destek olmak bakımından acilen ihraç imkânlarını destekleyecek önlemleri alması gerekmektedir. Elma üreticileri, bu noktada, bilhassa ihracata teşvik uygulamasına etkin şekilde geçilmesini beklemektedir.
Elma üretimi Isparta, Karaman, Niğde, Antalya, Konya, Mersin ve birçok ilde yapılmaktadır. Rusya, Irak, Suriye ve bütün komşularımızla yaşanan krizlerden dolayı malımızı satacak ülke kalmamıştır. İç piyasada da doğudaki terör ve istikrarsızlıktan dolayı yeterli tüketim yapılamamaktadır. Kısa vadede ürününü satamayan çiftçimize devlet destek vermeli, gerekirse bir kısım ürünler okullardaki öğrencilere bedava dağıtılmalıdır. İhracat yapan firmalar desteklenmeli, mevcut pazarlar korunmalı, Rusya'yla olan sorun çözülmelidir. Türki Cumhuriyetlerinde yeni pazarlar bulunmalıdır. Elma ve elma suyu tüketimi teşvik edilmelidir; ihracat destekleri artırılmalıdır. AR-GE çalışmaları desteklenmeli, hastalıklara dayanıklı yeni çeşitler üretilmelidir. Organik ürün yetiştirenler desteklenmelidir. Enerji ihtiyaçlarının güneş panelleriyle karşılanması yönünde devlet desteği sağlanmalıdır.
Tarım ülkesi olan Türkiye, tarımsal ürün ithal etmemeli, kendi üreticisine destek olmalıdır. Her yerde yerli ve millî olmakla övünen Hükûmetimiz çiftçimize destek vermelidir. Yüce Mecliste bile çikita muz satıldığını görmekteyiz; hiç olmazsa, topluma bizler örnek olalım, dünyanın en güzel muzu olan Anamur muzunu tüketelim. Sayın Meclis Başkanına, idare amirlerimize bu hassasiyetimizi buradan belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz yakın zamana kadar tarım ürünleri açısından kendisine yetebilen 7 ülkeden 1'i iken son dönemlerde tarımda uygulanan yanlış politikalardan ve tarım ürünlerinin yurt dışından temin edilmesi, üreticilerin sattıkları ürünlerin paralarını altı ay gibi geç bir zaman dilimi içerisinde almaları çiftçilerimizi âdeta çıkmaza sokmuştur. Ek olarak, yüksek mazot fiyatları ve gübre fiyatlarını da eklediğimizde çiftçilik ve üretimin nerelere geldiğini daha açık bir şekilde görebiliriz. 2002 yılında -hep örnek veriyorsunuz 2002 yılını- 1 litre mazot 1 TL; 2014 yılında 4,5 TL olmuştur. Buradan soruyorum: 2002 yılında çiftçinin bankalara olan kredi borcu ne kadardı? Bunu niye açıklamıyorsunuz? Bugün çiftçinin bankalara olan kredi borcu ne kadar? Sadece Bursa'nın Gürsu ilçesindeki çiftçilerin bankaya kredi borcu 200 trilyon lira. Aynı şekilde, gübre fiyatlarında da çok büyük artışlar olmuş, 2002 yılında gübrenin tonu 162 TL iken 2014 yılında 550 TL olmuştur. Tarım Bakanımızın ve Ticaret Bakanımızın ihracatın önünü açacak çalışmalarını acilen bekliyoruz.
Tarımsal üretimdeki en önemli sorunlar girdi fiyatları ve pazarlamadır; akaryakıt, gübre, ilaç, elektrik ve buna benzer maliyetlerin yüksekliğidir. Çiftçiye mutlaka ucuz mazot verilmeli, tarımsal üretimlerde kullanılan elektriğin fiyatı düşürülmelidir. Tarımsal sanayiye önem verilmeli, soğuk hava depoları, meyve suyu fabrikaları yapılmalıdır.
Pazarlamadaki bir diğer önemli sorun da, üreticinin çaresizlikten ürünlerini âdeta üçkâğıtçılara teslim etmesidir. Çek Yasası'ndaki boşluktan dolayı üçkâğıtçılar tarafından üreticiler her yıl dolandırılmaktadır. Çek Yasası acilen değiştirilmeli, dolandırıcılara mutlaka hapis cezası getirilmeli ya da bankaların sorumluluğu artırılmalıdır; önüne gelene çek koçanı verilmemelidir.
Değerli milletvekilleri, bu mevsimde Mersin gibi tarım şehri olan bir ilimizde bile turfanda biber 100 kuruş, domates 200 kuruş, fasulye 150 kuruş, karnabahar 50 kuruş, patlıcan 150 kuruş. Bu kadar düşük fiyatlara satılan bu ürünlerin fiyatı tüketicilere gelene kadar katbekat artmaktadır. Meyve fiyatları tedbir alınmazsa, ihracat yapılmazsa on gün sonra 100 kuruşa düşecektir.
Yine, seçim bölgem olan Mersin'de buğday hasadı başlamak üzeredir ama her yıl olduğu gibi bu yıl da henüz buğday fiyatı açıklanmamıştır. Buradan Tarım Bakanımıza sesleniyorum: Her yıl, üreticinin elindeki buğday tüccara geçtikten sonra fiyat açıklıyorsunuz. Toprak Mahsulleri Ofisi tüccardan buğday alıyor. Bu yıl örnek olun, hasat başlamadan çiftçimizin yüzünü güldürecek bir fiyat açıklayın. Köylerde yaşayan insan sayısı her yıl azalıyor, küçük çiftçi bitiyor, işsizlik ordusuna yenileri ekleniyor. Mutlaka tarımsal planlama yapılmalı, ürün çeşitliliği artırılmalı, tüketebileceğimiz ve pazarlayabileceğimiz ürünlerin ekimi desteklenmelidir.
Ben, buradan, gerek tarımsal sulama gerek soğuk hava depoları yapan, ayrıca köylülerimize tohum ve fidan desteği veren Mersin Büyükşehir Belediyemize teşekkür ediyorum. Türkiye'deki yaş sebze ve meyve üretiminde ve ihracatında Türkiye 1'incisi olan Mersin'in desteklenmesini; narenciye teşviklerinin, Rize'de, İzmir'de, Antalya'da ödediğiniz ama Mersin'de ödemediğiniz narenciye teşviklerinin bir an önce ödenmesini bekliyorum. Birçok çiftçi narenciye ağaçlarını kesmektedir.
Ne yazık ki çiftçilerimizin bu yıl diğer önemli bir sorunu da kuraklıktır. Son yüzyılın en kurak yılını yaşamaktayız. DSİ Genel Müdürlüğü ve bölge müdürlükleri su planlamasını yaparak gerekirse sıkıntılı bölgelerde ikinci ürün ekimini yasaklamalıdır.
Değerli milletvekilleri, çiftçilerimizin alın terine sahip çıkalım. Çiftçilerimiz çok şey istemiyor; ucuz mazot, ucuz elektrik, ucuz ilaç, ucuz gübre "Bize pazar bulun." diyor, "Ürünümüz para etsin." diyor. Bize düşen, doğru politikalar üreterek insanlarımıza sahip çıkmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)