GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:96
Tarih:01.06.2016

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin geneli hakkında şahsım adına söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu kanun teklifi daha önce 15 maddelik bir tasarı hâlinde gelmişti fakat ne olduysa daha sonra 29 maddelik bir düzenlemeyle Komisyonumuza gelmiş ve orada bu kanun teklifi görüşülmüş ve Meclisimize gelmiştir. Şimdi, bu tasarının genel olarak kapsamına baktığımızda gerçek anlamda Elektrik Piyasası Kanunu'nun hem üretim alanına hem tüketim alanına iyi bir şekilde düzenleme getiren bir yasa teklifi olmadığı gibi, özellikle dağıtım şirketlerini koruyan kollayan, onların istemlerini yerine getirmeye çalışan; kayıp kaçakla ilgili, tarifelerle ilgili, yeni, hukuka uygun olmayan ve Anayasa'ya aykırı biçimde düzenlenmiş ve İç Tüzük'e de aykırı bir şekilde önümüze gelmiş olan bir tekliftir.

Şimdi, elektrikte özelleştirme yapıldı. Özelleştirmedeki amaç, Sayın Bakan, üretimin daha fazla artırılmasıyla birlikte tüketimin de tüketiciye daha ucuza bir şekilde bu enerjinin, bu elektriğin verilmesi ve daha sıkı bir takibatın yapılması, tahsilatların iyi bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu yönden hem tüketicinin hem de devletin zarar görmeyeceği bir sistemin çalıştırılmasına yönelik olması gerekiyordu ama öyle bir noktaya geldik ki, özelleştirmeden sonra üretimde pahalılık arttığı gibi, aynı zamanda tüketimde de pahalılık artmaya başladı ve tüketiciye inanılmaz bir şekilde, her ay farklı bir şekilde, tarifenin içinde farklı farklı isimlerle; sayaç okuma gibi, sistemin bedeli gibi, ayrıca buna benzer kayıp kaçak bedeli gibi bu tarifenin, bu makbuzların içine konulmak suretiyle tüketiciden gerçekten haksız yere alınan bir bedel konumuna gelmiş bulunmaktadır.

Şimdi, dünya ortalamasına baktığımız zaman, özellikle kayıp kaçaklarda dünya ortalamasının yüzde 6 civarında olduğu bir ortamda Türkiye'de kayıp kaçağın yüzde 15'lerin üstünde olduğu görülmektedir. Şimdi, eğer kayıp kaçağı önleyemiyorsak, kayıp kaçağı takip edemiyorsak dağıtım şirketlerine bu yönde bir yük getirmiyorsak o zaman biz bu özelleştirmeyi neden yaptık diye sorgulamamız gerekiyor. Amaç neydi özelleştirmede? "Devlet birçok yerde tahsilatı yapamıyor, takibatı yapamıyor, dolayısıyla kayıp kaçak hem teknik anlamda hem de teknik alan dışında kayıplara sebebiyet veriliyor. Dolayısıyla, enerjiyi daha pahalıya tüketiciye vermek zorunda kalıyoruz." deniliyordu. Ama geldiğimiz noktada, maalesef bu noktada hiçbir avantaj sağlanamadı ve dolayısıyla, tüketici daha pahalıya enerjiyi kullanmaya devam etmektedir.

Şimdi, satın alma gücü ortalamasına göre, Avrupa'nın ve diğer ülkelerin ürettikleri elektriğin tüketiciye ulaşması noktasında daha ucuza olduğu hâlde biz pahalılıkta 6'ncı sırada bulunmaktayız. Hatta bu pahalılık sebebiyle, üretimin üzerinde, maliyetlerin üzerinde çok fazla yük olması sebebiyle bizimle beraber rekabet eden, özellikle tekstil sanayisi ve tekstil ürünleri noktasında bizimle rekabet eden birçok ülkelerde elektriğin üreticiye, sanayiciye 4 sentlerde verildiği bir durumda Türkiye'de bu, sanayiciye 12, 13, 14 sentlerde verilmektedir. Buradaki fark tamamen bizim sanayicimizin, bizim üreticimizin ve bizim ihracatçımızın üzerinde kalmakta, yük olmakta, dolayısıyla rekabet etmemizi de zorlaştırmaktadır.

Tükettiğimiz enerjinin yüzde 53'ünü enerjiye, yüzde 47'sini de vergiye ve diğer ödemelere veriyoruz. Tüketiciye yüklenen bu vergi, bu tarifelerle gerçekten tüketicinin katlanamayacağı bir noktaya gelmiş bulunmaktadır. Onun için, Bakanlık olarak, öncelikle ucuz enerjinin üretilmesi, özellikle kendi öz kaynaklarımızdan üreteceğimiz, rüzgâr enerjisinden, güneş enerjisinden, hidroelektrik enerjisinden üreteceğimiz elektrikle daha fazla ürettirmek, o alanlarda özel sektöre daha fazla imkân vermek, fırsat vermek suretiyle üretimde maliyeti aşağıya çekmeliyiz ve böylelikle tüketiciye de daha ucuza enerjimizi vermeliyiz.

Elektrikte teknik kayıp ortalamamızın dünyanın 2 katına çıktığı bir ortamda, gerçekten, bizim bu kayıp ve kaçakları gidermemiz ve diğer ödeyemeyen kesimlerin paralarının da ödeyenlerin üzerinden, ödeyen, gerçekten borcuna sadık olan abonelerin üzerinden alınması da kesinlikle hem eşitlik ilkesine hem de hakkaniyet ilkesine aykırı bir durum olmaktadır. Onun için, bu getirilen yasa teklifinin, bütünüyle birlikte baktığımızda, Anayasa'mıza, İç Tüzük'e açıkça aykırı olduğu görülmektedir.

Şimdi, bunun dışında öyle bir yasa teklifi geliyor ki, kayıp kaçakla ilgili dava edilmiş, talep edilmiş, hüküm altına alınmış, Yargıtay karar vermiş, bu haksız alınan paranın iadesine karar verilmiş, bunları ortadan kaldırıyorsunuz ve hiç kimsenin dava açmasına, yargı yoluna gitmesine de imkân vermiyorsunuz. Böyle bir hak ihlali kesinlikle olamaz. Dolayısıyla, vatandaşa tarifenin içinde ne yazarsa yazsın "Bunu ödemek zorundasınız." gibi söylemek, zorlamak, devletin baskısını, korkusunu tüketicinin üzerinde sürekli sürdürmek hakkaniyete ve yasalarımıza da uygun değildir.

Onun için, Yargıtay kararlarına mutlak surette uyulacak. Anayasa'mıza göre eşitlik ilkesine uyulacak. Bunun dışında, gerçek anlamda, tarifenin içinde yer alan haksız alımların ortadan kaldırılmasına imkân verilecek. Vatandaşın, tarifenin ve eline geçen bedelin sadece sonucuna itiraz etmesi şeklinde getirilen bu kısıtlama kesinlikle Anayasa'mıza ve yasalarımıza ve vatandaşın da hak arama istemine aykırı bir davranıştır, bir durumdur.

Şimdi, bu teklifle, aynı zamanda nükleer enerjinin de önü fazlasıyla açılıyor. Yenilenebilir enerji üzerinde hiçbir çalışma maalesef yapılmıyor. Onun için, nükleer enerjinin her alanda, her ne şekilde olursa olsun bütün mevzuatları baypas ederek, onları ekarte ederek Kıyı Kanunu'na, askerî alanlara girilmesine, zeytin alanlarına girilmesine, özel mülkiyete girilmesine, acele kamulaştırma istemine kadar her türlü kanunsuzluğun, haksızlığın ve vatandaşı gerçekten zora sokan bir durumun ortaya çıktığını görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAZIM ARSLAN (Devamla) - Onun için bu yasa teklifine ret vereceğiz.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla tekrar selamlıyorum. Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)