| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 03.06.2016 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Genel Kurulun sevgili emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, biraz önce söylemiştim, söz konusu düzenleme nükleer santral sahalarında yapılacak yapılar hakkında Yapı Denetimi Hakkında Kanun hükümleri ile İmar Kanunu'nun mesuliyetine ilişkin hükümlerin uygulanmasının Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna devrini öngörüyor. Yani, değerli arkadaşlar, biraz önce de söylemiştim, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, nükleer santral alanındaki yapıların yapı denetimini ve imar denetimini kendisi ya yapacak ya da yaptıracaktır.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz üzere, nükleer atıkla ilgili kimsenin bir ön yargısı yok ama nükleer atıkla ilgili bilinen gerçekler var: Nükleer atık tehlikelidir. Nükleer atığın yaratacağı zarar tahmin edilemezdir, öngörülemezdir. Bu nedenle hiçbir sigorta kurumu nükleer santrali sigorta yapmaz çünkü Çernobil'de olduğu gibi ya da Fukuşima'da olduğu gibi yarattığı felaket sadece o bölgeyle sınırlı kalmaz ya da yaratacağı zarar patlama olmadan, orada sıkıntı meydana gelmeden öngörülemez.
Değerli arkadaşlar, bu madde, bir önceki maddenin çıkmasını istediğim gibi, aslında tasarı metninden çıkarılması gereken bir metindir çünkü nükleerle ilgili, bırakın normal İmar Kanunu'nu, daha özel önlemlerin alınması gerektiği tüm dünya tarafından kabul görmektedir.
Normal ÇED kanununa, Kıyı Kanunu'na, zeytinlik alanlar, girilmeyecek alanlar konusuna istisna hükümlerin getirilmesi, aslında bu yasanın hoyratça kullanılması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, biliyorsunuz, ÇED günümüzde artık neredeyse anlamsızlaşmıştır çünkü ülkemizde sorunlu birçok ÇED raporu vardır, uygulanmayan birçok ÇED raporu vardır, hatta normal uygulama başladıktan sonra alınan ÇED raporları vardır. İşin doğrusu, öyle bir noktadayız ki bugün artık ÇED yapıya göre uydurulmaktadır, yapılacak yapılar ÇED'e uygun hâle getirilmek üzere uygulanmamaktadır.
Değerli arkadaşlar, biz, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarının kesinlikle yeterli olduğunu söylüyoruz çünkü nükleer tehlike sadece bugünümüzle ilgili değil, gelecek nesillerle ilgilidir. Siz bugün bir kaza yaptığınızda sorunu kendiniz yaşarsınız ama nükleerle yaşayacağınız sorunlar torunlarımızın, belki çok daha ötesinde nesillerimizin yaşayacağı sorunlardır. Daha da önemlisi, nükleer atıkları bugün normal prosedürle yok edebilen bir teknoloji henüz üretilememiştir ve nükleerle kirlenmiş atıkların zararlı etkileri, maalesef, yıllar boyu -binlerce, milyonlarca yıl- nesilden nesle aktarılmaktadır. Değerli arkadaşlar, nükleer enerji yalnızca sanayi sektörünün değil, diğer alanların da -turizmin de, sağlığın da- etki alanındadır ve buraları da mahvedecektir.
Bizim şundan vazgeçmemiz lazım: "Aşırı enerji ihtiyacımız var.", "Aşırı enerji üretmeliyiz." tezleri asla doğru değildir. Enerjiyi uygun bir şekilde kullanma, doğru kullanma politikalarını geliştirmemiz daha önemlidir.
Değerli arkadaşlar, bugün biraz önce söylediğim gibi, bilimsel tabloda nükleer atıklar gözlemlenemez, denetlenemez riskler grubundadır. Onun için sadece ülkenin şu andaki hâlini tehlikeye atmıyorsunuz, geleceğini tehlikeye atıyorsunuz. Sağlıklı enerjiden vazgeçmek, nükleere saplanmak, gerçekten, bu ülke için doludan kaçarken bataklığa saplanmaktır. Asla ve asla, enerji için, nükleer uygun bir çare değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Yol yakınken bundan vazgeçilmelidir, dünya da vazgeçiyor. Dünyada var olan santrallerin de artık ömürlerini tamamlaması bekleniyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)