| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 03.06.2016 |
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 312 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi kaçak elektrik kullanımını engelleyememiş, elektrik kullanımını ödemeyenlerin faturasını, kullandığı elektriğin bedelini ödeyen dürüst vatandaşın sırtına yüklemiştir. Hâl böyleyken teklifin 4'üncü maddesiyle tüzel kişiliklere yönelik daha bir dizi görevlendirme ve yetkilendirme yapılmaktadır. Çıkardığı mevzuatı ülkenin her yerinde tavizsiz uygulamak hukuk devleti olmanın bir gereğidir.
Elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedeli, TRT payı, dağıtım bedeli, iletim bedeli, sayaç okuma bedeli gibi her biri ayrı bir "Sorma, ver." ucubesi olan kalemler tüketiciye yüklenen faturanın birer ibret vesikası ve adaletsiz uygulamasıdır. Çalınan elektriğin ise bedelini çalmayanlara ödetmenin adaletle ve hukukla bağdaşır bir tarafı yoktur. Tüketicilerin haklı başvurusu üzerine yargıdan dönen kayıp kaçak bedeli skandalının yasal bir kılıfla örtülmeye çalışılması ise asla kabul edilemez.
Değerli milletvekilleri, maalesef, ülkemizde sadece "kayıp kaçak bedeli" adı altında elektriğin faturası ceplerden alınmamakta, Türk milleti bu elektrik üretiminin bedelini çok daha farklı da ödemektedir. Neyle ödemektedir? Sağlığıyla ödemektedir. Maalesef, çevreye verdiği zararla, kaybettiği diğer kaynaklarla ödemektedir.
Seçim bölgem olan Aydın'da son zamanlarda hızla artan hidroelektrik santrali sayısı nedeniyle daha önceden de bu kürsüde konuşmuş, sizlere bazı bilgileri iletmiştik. 2007 yılında çıkarılan Jeotermal Yasası sonrası ÇED Yasası'nda yapılan değişikliklerle jeotermal santraller 2007 öncesi 1'inci derece gayrisıhhi müesseseler içinde yer alırken yani ÇED alınması gerekliyken, 2007 sonrası ÇED alınması gerekli olmayan 2'nci derece gayrisıhhi müesseseler arasına alınmıştır. Bu düzenlemeler sonrası bugün tuğla fabrikası veya balık çiftliği açmak isteyen birinin ÇED raporu alması zorunluyken, hidroelektrik santrali açanların bu raporu alması ihtiyaç hâlinden çıkarılmıştır. Yasal düzenlemelerin kendi lehlerine göre düzenlenmesinden cesaret alan jeotermal işletmeler, günlük pratikte her gün çevre ve canlı yaşamına zarar vermektedir. Birinci sınıf tarım arazileri, incir ve zeytin bahçeleri, yerleşim yerlerinin yanına ve içine jeotermal santraller, kuyular yapılır hatta Aydın'da Magnesia adındaki tarihî bölgeye bile yapılmaya çalışılması endişe vericidir.
Size daha önceden de belirttik, şimdi bu kürsüden tekrar belirtiyorum; jeotermal santraller Aydın'a zarar vermektedir. Bakın, size fotoğraflarıyla bunu sunmaya geldim. Bu, Aydın'da jeotermal santral yapılmak üzere kazılmaya başlanmış, çalışmaya başlamış bir kuyudur ve bu kuyunun, gördüğünüz gibi, akışkanları doğaya bırakılmaktadır. Bunu daha önceden de söyledik ama ne yazık ki AKP sıralarında oturan Aydın vekili arkadaşlarımız bunları inkâr etti, "Yoktur böyle bir şey." dedi. Size bugün fotoğraflarıyla sunuyorum, bakın, doğanın içerisinde... Bu akışkanların içerisinde acaba ne gibi maddeler var? Bunların tahlilleri bile maalesef ADÜ tarafından yapıldı, biraz Ege Üniversitesi tarafından yapıldı ama yeterli olmadı. Bakın, buradaki bir dere yatağıdır ve burada dereden akan bu akışkanlar Büyük Menderes'e kadar gitmekte ve tarım arazilerini, halkın sağlığını tehlikeye atmaktadır.
Lütfen bazı sorularıma cevap istiyorum Sayın Bakandan: Acaba bu izin verilen jeotermal santralleri denetleyen kimdir, nasıl bir denetlemeye tabi olmaktadır? Yine, Aydın Valiliği İl Çevre Müdürlüğüne giden bunca belge, şikâyet dilekçesinin cevabı niye gelmemektedir? Bu konuyla ilgili neden bir şey yapılmamaktadır? Yine, bu denetlemelerin yapılması için bundan sonra neler yapılması gerekiyor? Bu sorularıma cevap arz ediyor, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)