GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:98
Tarih:03.06.2016

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 312 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesine ilişkin olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamın başında, Alman Parlamentosunun tarihî ve hukuki gerçekleri ayaklar altına alarak 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelendiren kararını telin ediyorum. Tarihî gerçeklerin parlamentoların kararıyla değiştirilmesi elbette ki mümkün değildir. Türk milletinin şanlı tarihini lekelemeye yönelik böylesi hasmane kararların kimseye bir faydası yoktur. Ermenilerin yüz yıllık yalanına sarılarak Türkiye gibi bir ülkenin dostluğunu kaybetmenin hiçbir mantıklı izahı da bulunmamaktadır.

Maalesef her gün şehit haberleri gelmeye devam ediyor. Asker ve polisimiz bütün gücüyle terörle mücadele ederken ülke yönetiminde bulunanların yaptıkları bazı açıklamalardan yeni bir yıkım masasının kurulmasına ilişkin girişimlere yeşil ışık yakıldığı anlaşılmaktadır. Devletin ve milletin birlik ve bütünlüğüne kasteden bölücü terörün kökü kazınmadan yeniden müzakere masalarının kurulması, kuşku yok ki şehitlerimizin aziz hatıralarına yapılacak en büyük ihanet olacaktır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin yakın doğu bölgesinde süregiden enerji ve ticaret oyununa güçlü bir biçimde dâhil olabilmesi, jeostratejik avantajını ve endüstriyel kapasitesini kendi lehine kullanabilmesi bütünleşik, çok yönlü bir yaklaşımla mümkün hâle gelebilecektir. Türkiye, ancak bu şekilde bir transit taşıma alanı olmakla yetinmeyerek bölge odaklı enerji ve ticaret oyununa güçlü bir biçimde dâhil olabilecektir. Hükûmetin enerji politikasıysa bu amaca hizmet etmemekte, millî olmayan sermayenin tahakkümüne açık, denetimden uzak ve verimsiz bir çizgide bulunmaktadır. Enerji piyasası, tam rekabete dayalı, şeffaf, katılımcı, denetlenebilir ve millî bir enerji politikasının oluşturabilmesine imkân verecek şekilde düzenlenmemiştir. Enerji üretiminin geleceğini doğal gaza bağlayan AKP, yaptığı uygulamalarla kaynak güvenliği açısından enerjinin geleceğini riske etmiş, dışa bağımlılığı artırarak da arz güvenliğini tehlikeye düşürmüştür.

Enerji tüketiminin gelişmiş ülkeler seviyesine yükseltilebilmesi, iç kaynakların kullanılması ve yüksek teknolojiyle üretim potansiyelinin artırılmasından geçmektedir. Oysa Hükûmetin iç kaynak kullanımından anladığının, öz kaynak kullanımı yerine vergilendirme ve özelleştirme yöntemi olduğu anlaşılmaktadır. Enerjinin vergilendirilmesinde adalet sağlanamamakta, kaçakla yeterli mücadele yapılamamakta, enerjinin üretimi, dağıtımı ve kullanımında verimlilik sağlanamamaktadır. Uzun vadeli yanlış alım taahhütleriyle hazine zarara uğratılmaktadır.

Elektrik dağıtımında ortaya çıkan kayıp ve kaçak oranı yüksek düzeydedir. Kullanıcıya ulaşmadan elektrikte kayıplar oluşmaktadır. Uygun olmayan vergi politikaları, kaçakçılığa sebep olmaktadır. Ülkemizde enerji arz güvenliğinin sağlanabilmesi için rüzgâr, güneş, jeotermal gibi yerli kaynaklara dayanan enerji üretimine öncelik verilmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Kayıp ve kaçakları önleyecek tedbirlerin süratle hayata geçirilmesi gerekirken bunların, elektrik faturasını düzenli ödeyen dürüst vatandaşların üzerine yüklenmesi insafla bağdaşmayacak bir cezalandırma olacaktır. Kanun teklifiyle, dağıtım şirketlerinin yatırım harcamaları ve tüm kayıp kaçak bedelleri kanun zoruyla tüketicilerden alınacaktır. Yine "teknik ve teknik olmayan kayıp kaçak" tanımıyla kayıp kaçak elektrik kavramı gizlenmek suretiyle, yüksek oranda kullanılan kaçak elektriğin bedelinin emeklinin, işçinin, memurun, garip gurebanın, kısacası, sorumlu tüm vatandaşların faturasına eklenmesine yasal kılıf oluşturulacaktır.

Değerli milletvekilleri, sistemdeki mevcut yanlışları onaracak, vatandaşlarımızın mağduriyetini giderecek yerde, bu çarpıklıkları yasal hâle getiren, yargıda hak arama imkânını da fiilen ortadan kaldıran bu düzenlemelerin kabul edilemez olduğunu ifade ederek Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)