GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:98
Tarih:03.06.2016

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 312 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesine ilişkin olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'nin enerjide geldiği nokta göstermektedir ki AKP dönemi enerji sektörü, uzun vadeli planlamanın yapılmadığı, öz kaynaklara yeterli önemin verilmediği, alternatif enerji kaynak potansiyelinin yeterince harekete geçirilemediği, yanlış vergi politikaları, kaçakçılık ve yolsuzluklarla gündeme gelen bir sektör olmuştur. Enerji kaynaklarının verimli olarak kullanılamaması ve artan enerji ihtiyacı ülkemizi enerjide dışa bağımlı hâle getirmektedir. Oysa, dünyada söz sahibi olabilmek, sanayiyi güçlendirmek ve ekonomiyi büyütmek için yeterli enerji kaynaklarına sahip olmak ve bunları verimli kullanmak şarttır. Kuşku yok ki enerji politikalarının doğru olarak belirlenip uygulanması ülkedeki üretim sektörlerinin rekabet gücünü de artıracaktır. Dünyada küresel olarak faaliyet gösteren birçok firmanın yatırım yerini seçerken göz önüne aldıkları faktörlerden önemli birisinin de enerjinin maliyeti ve sürekliliği olduğu bilinmektedir. Ancak, AKP Hükûmetleri tarafından uygulanan enerji politikaları sonucu enerjide tamamen dışa bağımlı hâle gelinmiş olmasının yanı sıra, ülkemizde elektrik enerjisi büyük ölçüde doğal gaz çevrim istasyonlarından sağlanmaya başlamıştır. Bu durum hem elektriğin pahalı üretilmesine hem de doğal gaz bağımlılığına yol açmakta, bu yönüyle enerjinin sürekliliği konusunda riskler barındırmaktadır. Son Rusya krizi göstermiştir ki yerli enerji kaynaklarına ağırlık vermek ve doğal gaz sağlayıcılarında çeşitlenmeye gitmek millî güvenliğimizin bir gereğidir.

Bu çerçevede, enerji planlamasında kaynak ve ülke çeşitliliğine gidilmesi ve arz güvenliğinin güçlendirilmesi temel ilke olmalıdır. Hâlihazırda ülkemizde kullanılan elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 40'ı doğal gaz, yüzde 28'i kömür, yüzde 26'sı hidroelektrik ve yaklaşık yüzde 4'ü de rüzgâr enerjisi kullanılarak üretilmektedir. Bu tabloya bakıldığında, hem çevreye etkisi hem de maliyet olarak hidroelektrik, rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimine katkısının potansiyelin çok altında olduğu görülmektedir. Ülkemizde enerji arz güvenliğinin sağlanabilmesi için rüzgâr, güneş, jeotermal gibi yerli kaynaklara dayanan enerji üretimine öncelik verilmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Ayrıca, enerjinin üretimi, dağıtımı ve kullanımında verimlilik sağlanamamaktadır. Elektrik dağıtımında ortaya çıkan kayıp ve kaçak oranı yüksek düzeydedir. Kayıp ve kaçakları önleyecek tedbirler almak yerine bu kayıp ve kaçaklar elektrik faturasını düzenli ödeyen vatandaşların üzerine yüklenmektedir. Bu, hakkaniyete uygun bir durum değildir.

Değerli milletvekilleri, enerji sektöründe doğal gazın elektrik üretimindeki payının makul bir orana düşürülmesi için uygun tedbirler alınmalıdır. Bu kapsamda, öncelikle uzun vadeli bir enerji arz-talep projeksiyonu yapılmalı, belli bir süreye kadar doğal gazdan elektrik üretimi için yapılacak yeni lisans başvuruları kabul edilmeyerek öncelik yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verilmelidir. Doğal gaz depolama alanlarının sayısı, depolama ve günlük enjeksiyon kapasiteleri artırılmalı, olağanüstü durumlara ve mevsimsel dalgalanmalara karşı yüksek yedek imkânı oluşturulmalıdır.

Hukukun en temel ilkeleri arasında adalet duygusu ve eşitlik yatmakta olup başkaları tarafından herhangi bir bedel ödenmeksizin kullanılan elektrik maliyetinin diğer tüketicilere yansıtılması adalet ve eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır. Elektrik şirketlerinin kusurlarından kaynaklanan kayıp kaçak bedeli ile sayaç okuma ve benzeri tüketime bağlı olmayan giderlerin de vatandaşlarımıza yansıtılması haksızlıktır.

Bu düşüncelerle, vatandaşlarımızın mevcut mağduriyetini gidermek yerine hak arama yollarının önünü kapatan bu kanun teklifinin kabul edilemez olduğunu belirterek yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)