| Konu: | Kahramanmaraş Valiliğinin yeni yapılacak mülteci kampıyla ilgili yasak kararına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 99 |
| Tarih: | 08.06.2016 |
MEHMET TÜM (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ramazan ayının ülkemizde barış ve huzura vesile olmasını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, dün sabah İstanbul'da meydana gelen terör saldırısında ne yazık ki 6'sı polisimiz olmak üzere 11 yurttaşımız yaşamını yitirdi, çok sayıda yaralı yurttaşımız var. Şehit polislerimize ve yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı yurttaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün Midyat'ta Emniyet Müdürlüğüne yapılan terör saldırısında 2 polisimiz şehit olmuş, çok sayıda yaralımız var. Şehit olan polislerimize Allah'tan rahmet, yaralı polislerimize ve yurttaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Her iki terör eylemini gerçekleştirenleri bir kez daha buradan şiddetle, nefretle kınıyorum. Bu eylemi gerçekleştirenler bilsinler ki terör bir insanlık suçudur, bu eylemlerde öldürdükleri tüm insanlıktır, biziz ve hepimiziz.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekillerim; iktidarın öncelikli görevi yurttaşların can ve mal güvenliğini sağlamaktır ancak iktidarın yanlış politikalarından dolayı, ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır. Meclis Başkanlığı ve iktidara birçok defa yaptığım çağrımı buradan bir kez daha tekrarlıyorum: Bu acı olayları, kan ve gözyaşını, sönen ocakları birkaç açıklama yaparak veya nutuklar atarak geçiştiremezsiniz. Halkın temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi ülkenin bu kanayan yarasına acilen el koymalıdır. Bu sorun çözülene kadar Meclis oturumlara vermeden devam etmelidir. 4 parti bir araya gelerek ortak bir çözüm üretmelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, zaman kaybetmeden Meclisin bu konuyu tartışacak özel gündemini oluşturmalıdır. Bunları yapmadığınız takdirde akan her kandan sizler sorumlu olacaksınız.
Değerli milletvekilleri, Kahramanmaraş'ta yapılmak istenen 25 bin kişilik yeni bir mülteci kampı için Sivricehüyük köylüleri aylardır direniyor. Bu bölgede yaşayan Alevi ve Sünni yurttaşlarımız bu kamp yerinin doğru olmadığını söylüyorlar, yapılacak olan kampın amacının ne olduğunun farkındalar çünkü Türkiye'de kurulan mülteci kamplarının cihatçılar için birer eğitim kampı hâline geldiğini biliyoruz. Bu cihatçıların gerek Türkiye'de gerek Suriye'de katliamlar düzenledikleri bilinmektedir. Sivricehüyüklüler sadece direniyorlar, hukukun kırıntılarının kaldığı Türkiye'de haklarını mahkeme salonlarında arıyorlar.
Yapımına başlanan mülteci kampı için açılan davada üç ayrı bilirkişi de bu inşaata karşı çıkmıştır. Ziraatçı bilirkişi, köyde 30 bin büyükbaş hayvana gerekli olan yeşil ot ihtiyacına darbe vurulacağını; jeolog, arazideki Karaçay'ın kirleneceğini ve su seviyesinde düşme yaşayacağını; mimar da doğal zenginlik yönünden geri dönüşümü mümkün olmayan bir tahribatın meydana geleceğini belirtmiştir. Bu olumsuz görüşlere rağmen, Hükûmet bu kamp kararından vazgeçmemiştir. Yurttaşlarımız, kamplara terör örgütlerinin sızmasından endişe duydukları için topraklarını ve yaşam haklarını savunuyorlar. Bu hak arayışları Maraş Valiliği tarafından bir ay süreyle yasaklamıştır. Maraş Valiliği, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi ve başkalarının hak ve özgürlerinin korunması iddiasıyla böyle bir karar aldığını duyurmuştur. Maraş Valisi bilmelidir ki direnenlerin yaptığı eylem ve basın açıklamaları değil, Valiliğin aldığı yasaklar yanlıştır. Bu yasağın kendisi, Valiliğin saydığı gerekçelerin hepsinin ihlali anlamına gelmektedir. Orta Doğu politikalarında başarısız olan iktidar, baskıcı ve otoriter yüzünü her fırsatta göstermektedir. Saray merkezli baskı ve şiddet politikaları, hukuk tanımazlıklar ve yasaklar halkın haklı mücadelesini asla durduramayacaktır. AKP iktidarı kendisine muhalefet eden her kesimi yok saymakta, yasak, baskı ve şiddetle susturmaya çalışmaktadır. Kısacası, alınan yasak kararı Maraş Valiliğinin kararı değildir; karar, saraydan çıkmıştır. Bu nedenle, yaşam hakkı için direnen Maraş halkı bu kararı tanımamaktadır, direnmeye ve topraklarını korumaya devam edeceklerdir. Biz de bu süreçte Maraş halkının hep yanlarında olduk, olmaya devam edeceğiz. Unutulmamalıdır ki son sözü hep direnenler ve haklı olanlar söylemiştir.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)