| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 15.06.2016 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Elâzığ ve çevre illerindeki deprem riski ve bu riskin yaratacağı tehditlerin en aza indirilmesi için yapılacak çalışmalar üzerine vermiş olduğu öneri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Elâzığ, Doğu Anadolu'nun, Erzurum ve Malatya illerinden sonra, en büyük 3'üncü ilidir ve deprem riski konusunda hassasiyetle üzerinde durulması gereken bir ilimizdir. Doğu Anadolu fay hattı ülkemizdeki en etkin fay hatlarından biridir. Son zamanlarda Elâzığ ilinde 7 büyüklüğünde bir deprem olması ihtimali üzerinde durulmaktadır. Bu sebeple, Elâzığ ilinin kentsel dönüşüm planları deprem riski gözetilerek ele alınmalıdır. Elâzığ ilinde gerçekleşecek bir deprem neticesinde büyük kayıplar yaşanacaktır. Bu tehditlere karşı acil eylem planları harekete geçirilmelidir.
Değerli milletvekilleri, Elâzığ şehir merkezini de içerisine alan ve Hazar Gölü'ne kadar uzanan geniş fay hatları bulunmaktadır. Ana kırık hariç bu fay hattının orta büyüklükte yani 5,5 ila 6,5 arasında değişen önemli bir deprem etkisi oluşturabileceği de bilinmektedir. Bunun örneklerini biz 2004, 2007 ve 2010 Okçular depreminde yaşadık. Elâzığ'ın Karakoçan ilçesinde 2010 yılında meydana gelen ve 41 kişinin yaşamını yitirdiği 6 şiddetindeki depremin ardından TOKİ evlerine yerleştirilen köylülerin bu evlerdeki altyapı, borçlanma gibi sorunlarına bir çözüm bulunamadı. Köylüler, ayrıca, kendilerine şehir gibi bir yaşam kurduklarını ifade ederek altı sene geçmesine rağmen bu duruma alışamadıklarını belirtiyorlar. Kovancılar ilçesine bağlı Okçular, Yukarı Kanatlı, Kayalı ve Tabanözü köylerinde en çok hasar meydana gelirken burada yaşayan köylüler de TOKİ ve Bayındırlık Bakanlığınca yaptırılan yeni evlere yerleştirilmişlerdi. Köyleri tamamen yıkılan Tabanözlüler, Kovancılar-Karakoçan arasında bulunan ve köyden 5 kilometre uzaklıkta bulunan Bağlıağaç'ta 6'ncı yıllarına alışmaya çalışıyorlar.
Elâzığ merkez ilçeleri ve köylerinde deprem riski taşıyan bölgeler tespit edilmeli, çok riskli bölgelere yapılaşma yasağı konulmalıdır. Ayrıca, TOKİ, merkezden başlayarak sağlıksız yapıları test etmeli, bu bölgelerde kentsel dönüşüm projelerini acilen hayata geçirmelidir.
Elazığ, konut stoku açısından sıkıntılıdır. Şehirleşme olarak Elâzığ'ın güney yamaçlara doğru yayılması gerekirken gevşek zeminin olduğu tarım alanlarını imara açtılar. Elâzığ'ın nüfusu 350 binken, 2050 yılında tahminî nüfus maksimum 500 bin olacakken imar planları 1 milyon nüfusa göre ve ranta dayalı olarak yapılıyor. Revizyonda kat yükseklikleri artırılmış, 5 katın üzeri riskli olmasına rağmen Elâzığ'ın plaka numarası 23 kata kadar imar yaptırılmıştır. İyi ki Elâzığ'ın plaka numarası 66 değilmiş, yoksa 66 kata kadar da bunlar imar verebilirlerdi.
Değerli milletvekilleri, kentsel dönüşüm kanun ve yönetmelikler çıktığından beri bireysel bazı örnekler hariç kentlerin ve vatandaşların sorunlarını çözememiştir. Siyasi irade, gerekli yasal düzenlemeleri yaparak vatandaş ile belediye ve vatandaşlarımız ile müteahhitler arasında hakça bölüşümü sağlamalıdır. Yıllarca süren mahkemelerden, uzlaşmazlıklardan vatandaşlarımız da, müteahhitler de kurtulmalıdır. Maalesef, Türkiye, köyden kente göçün yoğun bir şekilde yaşandığı son kırk yılı iyi yönetememiş ve bütün şehirlerin kenar mahalleleri bu göçe hazırlıksız yakalanmış, imar planı ve altyapısı olan arsalar üretilememiş, tarlalara yapılan sağlıksız, kaçak binalarla gecekondu mahalleleri oluşturulmuştur. Yalova depreminde 1980 yılından önce yapılan bir tek bina yıkılmamıştır, insanlarımızın daha çok kazanma hırsıyla yapmış oldukları sağlıksız ve depreme dayanıksız binalar yıkılmıştır. Demirden ve çimentodan çalarak Türkiye'nin her yerinde yüz binlerce konut inşa edilmiştir.
Öncelikle, çok katlı olan konutların tamamının depreme dayanıklılık testlerinin yapılması ve buna göre tedbir alınması gerekmektedir. Acil olarak 1/100.000'lik çevre düzeni planları, 1/5.000'lik nazım planlar, 1/1.000'lik imar uygulama planları Türkiye'nin tamamında bitirilmelidir. Konut alanları, ticaret alanları, sanayi, turizm ve tarım alanları belirlenmeli, kargaşaya son verilmelidir. Altyapısı hazırlanmış, yatırım yapmaya hazır, turizm ve sanayi bölgeleri vatandaşın hizmetine sunulmalıdır.
Şehir içlerinde rant ve daha çok kazanma hırsıyla mevcut evlerin üzerine yeni kaçak katlar yapılmış, belediyeler bağış ve rüşvet alarak bunlara elektrik ve su bağlamış ve göz yummuşlardır. Maalesef aynı yaklaşım devam etmekte, özellikle seçim dönemlerinde, başta İstanbul olmak üzere birçok kentte yoğun bir şekilde kaçak inşaatların yapımına devam edilmektedir.
TOKİ milyon dolarlık konutlar yapmakla meşgul olurken maalesef insanlar varoşlarda yaşamaya devam etmektedir. On dört yıllık AKP iktidarı döneminde seçim bölgem olan Mersin de aynı kaderi yaşamış, Mersin merkez ve hiçbir ilçesinde bir tek kentsel dönüşüm projesi hayata geçirilememiştir. Her konuda sınırsız güç ve yetkiye sahip olan Hükûmet, maalesef koskoca bir büyük şehri kaderiyle baş başa bırakmıştır.
Türkiye'de terör ve işsizlikten sonra en önemli sorun planlamadır. TOKİ'nin, bir tarafta kentlerin 5-10 kilometre dışına kentin kimliğiyle, dokusuyla bağdaşmayan, 3 tarafı beton bloklarla çevrilmiş binalar, diğer bir tarafta ise rant çevrelerine teslim edilen milyon dolarlık konut projeleri yapması yerine -hep söylediğiniz ama bir türlü yapmadığınız- fakir fukaraya, garip gurebaya sosyal konutlar yapmasını, dar gelirliye aylık 100 TL, 250 TL gibi rakamlarla vermiş olduğunuz konut projelerini gerçekleştirmesini bekliyoruz. Kentlerdeki ve köylerdeki dönüşümleri acilen bitirmenizi ve Türkiye'nin geleceğini planlamanızı bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, Mersin-Adana Hızlı Tren Projesi'nin Tarsus bölümü mutlaka yer altına alınmalı, şehir ikiye bölünmemelidir.
Tarsus devlet hastanesinin temeli bir an önce atılmalıdır.
350 bin nüfuslu bir kentte araç muayene istasyonu bulunmamaktadır. Tarsus halkı acilen araç muayene istasyonu istemektedir.
Tarsus-Çamlıyayla yolu bitirilmelidir.
Tarsus Tarımsal Organize Sanayi Bölgesi için acil kaynak aktarılmalıdır.
Tarsus'a kurulacak olan teknoloji üniversitesinin adı "Eshab-ı Kehf Üniversitesi" olarak değiştirilmeli, tarım bölgesi olan Tarsus'ta mutlaka ziraat fakültesi ve ziraat meslek yüksekokulu açılmalıdır. Eshab-ı Kehf'in adına yakışan ilahiyat fakültesi mutlaka açılmalıdır.
Yılan hikâyesine dönen Çukurova Havaalanı inşaatının bir an önce başlatılması gerekmektedir.
Sahil bandında yıllardır söz verilen otel inşaatları bir türlü başlatılamamıştır. Bu inşaatların acilen başlatılması gerekmektedir.
On dört yıllık AKP döneminde koskoca bir büyük şehirde bir tek alt geçit yapılmamıştır. 22 tane alt geçide ihtiyacı olan Mersin'e mutlaka Karayolları gerekli desteği vermelidir.
Mersin-Adana arası 8 şeritli yol söz verildiği gibi yapılmalıdır.
Mersin-Antalya yolu bir an önce bitirilmelidir.
Başta Erdemli olmak üzere, Mersin'in bütün ilçelerine doğal gaz götürülmelidir.
1938 yılında açılan Anamur Limanı'na kilit vurulmuştur. İskelede göçük tehlikesi vardır. Anamur'a söz verilen liman ne zaman yapılacaktır?
Kıbrıs'a giden suyun durumu nedir? Bu sudan Anamur'a pay verilecek midir?
Silifke-Mut yolu, Mut Organize Sanayi Bölgesi için gerekli destek verilmelidir.
Mersin'in ilçelerinin tamamında doktor açığı vardır. Ne zaman tamamlanacaktır?
Mersin Erdemli, Tarsus, Mezitli başta olmak üzere dolu yağışı olan bölgeler acil afet kapsamına alınmalı, çiftçilerin tarım kredi ve zirai kredi borçları ertelenmeli. Ayrıca, Ramazan Bayramı'nda bu çiftçilere nakdî yardım yapılmalıdır.
Türkiye'de yaş sebze meyve ihracatında birinci sırada olan Mersin'in Rusya krizinde yaşadığı zararlar telafi edilmelidir.
Tüm bu duygu ve düşüncelerle ramazan ayınızı tebrik ediyor, şehit haberlerinin gelmediği, anaların gözyaşının akmadığı bir bayramda buluşma dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)