GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:102
Tarih:15.06.2016

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 383 sıra sayılı Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı'nın 1'inci maddesiyle ilgili olmak üzere şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Her birinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli vekiller, genel gerekçesiyle ilk bakışta olumlu görünen ancak uygulamalarında nasıl ve ne şekilde sonuçlar doğuracağını şimdiden kestirmenin güç olduğu Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı'yla karşı karşıyayız. Hükûmetin, yine kendi oluşumları içerisinde ayrışmaya yol açacak ve tekrar kandırıldıklarını iddia edecekleri bir durumla karşılaşmamalarını umut ediyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı Ankara'da iken ve Bakanlıkla bu kadar ilintili, özellikle yurt dışındaki Millî Eğitim Bakanlığı kurumlarının tamamının kendisine devredileceği ve Bakanlıktan kendisine 1 milyon TL hibe edilen bir vakfın merkezinin İstanbul'da olması oldukça dikkat çekicidir.

Eğer malum vakıf ve yurtların devlet kanalıyla beslenmesi, büyütülmesi amaçlanıyorsa buna seyirci kalmayacağımızı ifade etmek istiyorum. Maarif Vakfının merkezi olarak İstanbul'un seçilmesi, kısa sürede tasarının hazırlanması, 12 kişiden oluşan mütevelli heyetin 7 daimî üyesinin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından seçilmesi yeni bir yandaş oluşumun habercisidir. Kaldı ki, vakfın mali denetiminin nasıl yapılacağı da açık değildir. Devletin bakanlığından para hibe ediliyorsa denetlenmesinin de devlet ve dolayısıyla da Sayıştay tarafından yapılması gerekmektedir.

Bu kanun tasarısıyla yapılmak istenen nedir? Özel okulları teşvikle taçlanan özelleştirme furyanızın son noktası Millî Eğitim Bakanlığının da mı özelleştirilmesidir?

Bundan birkaç yıl önce, Millî Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin adını, ilköğretim müfettişlerinin adını "maarif müfettişi" olarak değiştirdiniz. İlk adımı o zaman mı atmıştınız?

Her türlü milliyetçiliği ayaklarınızın altına aldınız. Bu adımınız, "eğitim"in önündeki "millî" ibaresini yok etme yolunda attığınız değişik, farklı, yeni bir adım olarak mı algılanmalıdır?

Nerede duracaksınız? Devleti tamamen özelleştirdiğiniz zaman mı son bulacak? Zira, bu kanun tasarısına baktığımızda, bırakın öğrenci yetiştirmeyi, devletin denetiminde olması gereken yurt ve benzeri tesislerin yapılmasına, eğitimci yetiştirilmesine kadar sorumluluklarınızı özel vakıflara teslim etmektesiniz. Bugüne kadar yapılan benzer hataların nasıl sonuçlara sebep olduğunu, özel yurt ve benzeri evlerde, bu amaçlarla hazırlanan, çocukların kaldığı yerlerde başlarına neler geldiğini hep birlikte gördük, üzüldük, hep birlikte yaşadık.

Önce köy okullarını kapattınız. Daha sonra, çocukları -köy okulları kapandığı için- taşımalı eğitim sistemine mecbur bıraktınız. Ardından, bu sebeple kurulan ilköğretim yatılı okullarını da kapattınız. Çocukları ve aileleri kayıt dışı, denetlenmeyen evlere, yurtlara muhtaç ettiniz.

Devlet okullarında yaşanan sorunlar, mevcut durumları ve denetlenme problemleri sonucunda yaşananlar ve yaşanmaya devam edenler sebebiyle elimizde düzeltilmesi gereken bu kadar çok sorun varken, bu sorunları çözmek yerine, Millî Eğitim Bakanlığının görevlerini kurulacak bir vakfa aktarmanın amacı nedir?

Partimiz olarak, AKP'nin Meclise sunduğu kanun tasarılarını, üstlendiğimiz millet vekâletine layık şekilde ve titizlikle inceleyip ilke ve politikalarımız çerçevesinde hareket edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Millî eğitime alternatif eğitim sistemlerinin kurulmaya çalışılması yüce Türk milletinin nazarından kaçmayacak, gereken cevap, millî şuurun gerektirdiği refleksle karşılık bulacaktır. Yapılması gereken, alternatif sistemler kurmak değil, Millî Eğitim Bakanlığının mevcut sorunlarının çözülmesidir.

Okul idarecilerinin atanması yandaşlık liyakatine göre değil, beceri ve bilimsellik liyakatine göre olmalıdır. Kapatılan köy okulları tekrar açılmalı, küçük yaştaki çocuklar taşımalı eğitime mecbur bırakılmamalıdır. Devlet, kurumlarına sahip çıkmalı, eksik ve ihtiyaçları gidermeli, öğretmen kadrolarını artırmalıdır.

Sayın Bakan, ağustosta bir atama yapmayacağınızı ifade ettiniz. Bu, öğretmen arkadaşlarımızı, yeni mezun olanları çok üzdü. Nihayetinde kadro boşluğu olduğunu bilmekteyiz ve sizden rica ediyoruz, ağustosta atama yapmayan ilk bakan lütfen olmayın, bu kadar bekleyen arkadaşımıza kadro açılmasının yolunu açın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DENİZ DEPBOYLU (Devamla) - İller arası tayinlerde yeterli kontenjanın açılması için sizden gerekenin yapılmasını saygılarımla rica ediyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)