GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:102
Tarih:15.06.2016

ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, daha önceki Millî Eğitim Bakanına yazılı soru önergesi olarak verdiğim ancak cevap alamadığım soruları dün Millî Eğitim Bakanımıza da sordum, tekrar etmek istiyorum: "İstanbul'da bir ilköğretim okulunda, ilköğretim 1'inci sınıf hayat bilgisi değerlendirme testinde yer alan soruyu tekrar etmek istiyorum: 'Yurdumuzu düşmanlardan kim kurtarmıştır çocuklar? Mustafa Kemal Atatürk, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül.'" Yine Van'da bir ilköğretim okulunda kullanılan test kitaplarında "Cumhuriyeti kim kurmuştur çocuklar?" sorusunun şıkları ise daha şaşırtıcı: "Mustafa Kemal Atatürk, Recep Tayyip Erdoğan ve İbrahim Tatlıses." Buna benzer başka örnekler de mevcut. Bu sorularda cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'le, hatta İbrahim Tatlıses'le aynı kareye konmuştur. Bu, oldukça manidardır ve akla şu soruyu -dün sordum- getirmektedir: Bu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü itibarsızlaştırmak için kullanılan bir metot mudur ve bu test kitaplarında değişiklik yapmayı düşünüyor musunuz? Sizden konuya ilişkin aldığım cevap ise "Özel sektörün bastığı yardımcı yayınlar denetimimizde değildir." şeklinde olmuştur. Sayın Bakan, bu cevabınız sadece sorulan soruya cevap vermiş olmak için verilmiştir ve bende endişe uyandırmaktadır ve bu cevabınızı kabul etmemiz de mümkün değildir. Konuyla ilgili "Madem sizin denetiminizde değil ise kimin denetimindedir ve Talim ve Terbiye Kurulu ne iş yapmaktadır?" diye sormamız gerekir.

Gündeme taşıdığım konu sizde endişe uyandırmalıdır. Millî Eğitim okullarında kullanılan yardımcı kaynakların Millî Eğitim Bakanlığı tarafından denetlenmemesi ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmaması vahim sonuçlar doğurmaktadır. Millî, manevi ve ahlaki değerlerimiz yanlış öğretilebilir, taze, körpe beyinler zehirlenebilir; şanlı şerefli geçmişimiz yanlış aktarılabilir ve evlatlarımız yanlış yönlendirilebilir. Bu yardımcı kaynaklara örnek olan ve sizden önce bu makamda oturan Sayın Bakana defalarca iletmiş olduklarım bu yanlış yönlendirmelerin en önemli göstergesidir. Bilgi kirliliğine sebep olacak olan bu büyük boşluk gelecek nesiller üzerinde büyük tahribat oluşturabilir. Ayrıca, canla başla çalışan ve öğrencilerimize iyi bir eğitim vermek için çaba gösteren öğretmenlerimizin de gözünden kaçabilir ve hatta kötü niyet taşıyanlar tarafından suistimal edilebilir.

Değerli milletvekilleri, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk büyük bir asker, büyük bir devlet adamı ve bir diplomat olduğu kadar iyi de bir eğitimcidir. Atatürk'ün eğitime yaptıkları eğitime verdiği önemi ortaya koymuştur. Her fırsatta "Ben çocukken fakirdim, bulduğum 2 kuruşun 1 kuruşunu kitaba harcardım." diye özel olarak belirtmiştir. Yine, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e yıllar sonra "Cumhurbaşkanı olmak istemeseydin, ne olurdun?" diye sorduklarında "Millî Eğitim Bakanı olmak isterdim." demiştir. Bu, şu an oturulan Millî Eğitim Bakanlığı makamının önemini göstermektedir. Farkındaysanız, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Enerji Bakanı olmak istememiş, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Çevre ve Şehircilik Bakanı olmak istememiş.

Değerli milletvekilleri, millî bir eğitim modeli şart. Eğitim modelinde millî bir bakış açısı da şart ve millî şuurun öğretilmesi en önemli şartlardan bir tanesi. İşte, millî eğitim sisteminin temelini oluşturması gereken kelime "millî" kelimesidir. İki örnek vermek istiyorum: Alman okullarında Alman müfredatıyla yetişen öğrenciler iyi bir Alman milliyetçisi olarak okulu bitirmektedirler. İngiliz okullarında İngiliz eğitim sistemiyle yetişen öğrenciler, özlem duyarak "Büyük Britanya" demektedirler, bu hayalî kurmaktadırlar. Türk eğitim sistemi ve Türk eğitim modeliyle yetişen bir Türk gencinin de mutlak ve mutlak ecdadının şanını, şerefini, geçmişini bilen, millî, manevi değerlerini taşıyan birer birey, iyi birer Türk milliyetçisi olarak mezun olması gerekmektedir. İşte burada okullarda kullanılan eğitim materyallerinin önemi ortaya çıkmaktadır. Millî eğitimin okullarında kullanılan müfredat kitapları Millî Eğitim Bakanlığı tarafından denetlenmeli ve bunlarla ilgili yaptırımlar ve düzenlemeler yapılmalı.

Çok teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)