GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:102
Tarih:15.06.2016

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 383 sıra sayılı Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı'nın 4'üncü maddesi hakkında verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım, sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak eğitim politikalarımızın temel amacını Türk milletine mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip, manevi ve kültürel değerlerini özümsemiş, düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, yeni gelişmelere açık, sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı yüksek, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, girişimci, demokrat, kültürlü, erdemli ve inançlı nesillerin yetiştirilmesi oluşturmaktadır.

Bu çerçevede, çocuklarımıza dinî inanç, etnik köken ve felsefi düşüncelerine bakılmaksızın eğitim ve öğretimde imkân ve fırsat eşitliğinin sağlanması, toplumun bütün fertlerinin eğilim ve yetenekleri doğrultusunda eğitilmesinin esas alınması, eğitim politikalarının yüksek medeniyet perspektifine dayanan bir anlayışla kurgulanması gerektiğine inanmaktayız ve açıkçası Adalet ve Kalkınma Partisinden -ki Hükûmet olarak görevleriniz arasındadır- sizlerden de benzer davranış, beklenti ve çabayı beklemekteyiz.

Değerli milletvekilleri, bütün bu saydığım eğitim politikasının oluşturulması için... (Gürültüler)

Sayın Başkan, acaba uyarabilme şansınız var mı?

BAŞKAN - Sayın Depboylu, haklısınız ama hepimiz yetişkin insanlarız, nerede nasıl davranacağımızı bilmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Buyurun Sayın Depboylu.

DENİZ DEPBOYLU (Devamla) - Eğitim politikalarının amacı, aslına bakarsanız gerçek anlamda yetişkin bireyleri insani değerleriyle birlikte dinleyebilen, dinlediğini özümseyebilen ve karşısındakine kendisini yeterince ifade edebilen bireyler olarak da yetiştirmektir.

Bütün bunları başarabilmek için de çocuklarımızı güven içinde büyütmemiz, psikolojik ve fiziksel sağlığını korumamız, huzur ve güven ortamında eğitimlerini sürdürmeyi sağlamamız gerekmektedir. Millî Eğitim Bakanlığının en büyük amacı, en büyük gayreti, Türkiye Cumhuriyeti devletinin çocuklarını korumak olmalıdır. Ama, maalesef, son zamanlarda yaşadığımız olaylara baktığımızda Hükûmetin, çocukları, çocuklarımızı yeterince koruyamadığı ortaya çıkmaktadır. Zira, kapattığı yatılı bölge okulları, taşımalı eğitime muhtaç bıraktıkları çocukları mahkûm ettikleri vakıf ve dernek evlerinde istismara maruz, korumasız bıraktıkları aşikâr ortadadır. Ne yazık ki bu olayları son dönemlerde acı bir şekilde yaşadık ve bugün bakıyoruz "Maarif Vakfı" adında yeni bir vakıf kurarak, Millî Eğitim Bakanlığına paralel bir yapı kurarak tamamen çocukları vakıfların eline bırakmak gibi bir eğilim söz konusu.

Değerli vekiller, çocukları korumak devletin görevidir, vakıfların görevi değildir; çocukları eğitmek devletin görevidir, vakıfların görevi değildir ve devletin de çocuklarını korumak için her türlü tedbiri alması gerekir ki bunun en başında öğretmenlerini korumak, öğretmenlerine güvenmek, öğretmenlerin verdiği kararları, çocuklarla ilgili her türlü koruma inisiyatifini desteklemesiyle mümkündür.

Dün Sayın Millî Eğitim Bakanına sorduğum soruda dile getirdiğim konuyu size hatırlatmak istiyorum. Aydın'da üç olay oldu, istismar olayı ve bu istismar olayının ikisinde istismar olayını ortaya çıkaran öğretmenler sürüldü. Bu onların göreviyken, bu istismar olaylarından çocukları koruması gerekirken öğretmen arkadaşlarımız sürülüyor. Devlet eğer çocukları koruyamayacaksa, çocukları koruyan öğretmenlerine sahip çıkamayacak ve cezalandıracaksa o zaman bizim daha çok endişelenmemiz gerekiyor.

Bakın, bu köylerden birinde istismara uğrayan 7 çocuk bir ay okula devam etmedi ve kimse bu çocukların devamsızlığını sorgulamadı, köye psikososyal yardım yapılmadı, çocuklara psikolojik destek verilmedi, öğretmenleri de sürüldü. E, bu durumda Millî Eğitim Bakanlığı, acaba, yapamadığı görevleri bir vakfın üzerine yıkarak birtakım sorumluluklardan vazgeçmeye mi çalışıyor, bu da merak konusu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DENİZ DEPBOYLU (Devamla) - Sizlere iyi geceler diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)