GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'ne ve Özgür Gündem gazetesine destek için başlatılan kampanyaya katılan yazar ve aktivistlerin tutuklanmalarının Türkiye'nin büyük bir ayıbı olduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:104
Tarih:21.06.2016

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

20 Haziran -dün- Birleşmiş Milletlerin 1951 yılında mültecilerin hukuki durumuna dair sözleşmesinin kabul edildiği gün olarak belirlenmişti ama bugün, ülkemizde baktığımızda çatışmaların ve savaşın olduğu dünyada çok az yer vardır ve bunlarla birlikte mülteci sayısının gittikçe arttığı, insanların savaştan ve çatışmalı ortamlardan başka ülkelere göç etmesi ve mülteci konumunda çalışmasını Türkiye'de ağır bir şekilde görüyoruz. Burada hem yaşanan iç göçle hem de dışarıdan gelen, özellikle Suriye'de yaşanan savaştan kaynaklı gelen mültecilere yönelik, en az 3 bini aşkın bir mülteci olmasına rağmen, bunların çok azının AFAD kamplarında barındırıldığını ve AFAD kamplarında yer aldığını biliyoruz ama orada da yaşanan haksız, hukuksuz uygulamaların, şiddet ve yaşam şartlarının koşullarının çok kötü olduğunun yapılan incelemeler sonucunda da açığa çıktığını bir kez daha vurgulamak istiyorum. O yüzden Dünya Mülteciler Günü'nde savaştan ve çatışmadan uzak, barışın ve özgürlüğün olması gerektiği temelini bir kez daha yinelemek istiyorum.

Ayrıca dün, gerçekten, Türkiye açısından -nasıl söyleyeyim- insan hakları açısından, Türkiye'nin geleceği açısından utanç duyulacak bir süreçle karşı karşıya kaldık. Biliyorsunuz, Özgür Gündem gazetesinin yayın yönetmenliği için bir günlük dayanışmadan kaynaklı; yazarlar ve aktivistler, bunlar oraya destek amaçlı gittiklerinde ne yazık ki kelepçelenerek cezaevlerine gönderildi. Bu, Türkiye'nin büyük bir ayıbıdır. Türkiye'de özelde, barıştan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Demirel, buyurunuz.

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Sadece Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma amaçlı gidenler; Sayın Şebnem Korur Fincancı ve Ahmet Nesin ile Erol Önderoğlu'nun örgüt propagandası yapmak iddiasıyla tutuklanmaları ve kelepçelenmeleri Türkiye'nin geldiği durumu bir kez daha ortaya koymaktadır. Biz, aslında, bu yaşanan durumun yaşanan diğer süreçlerden de bağımsız olmadığını bir kez daha görüyoruz ve bu bahsettiğimiz özelde, akademisyenler, yazarlar, normal sıradan insanlar değil, yıllarca insan hakları savunuculuğu yapmış ve birçok alanda görev almış, sivil toplum örgütlerinde görev almış insanlardır. Sadece bir günlük bir dayanışmayla insanlar cezaevlerine bırakılıp kelepçeleniyorsa bu, Türkiye açısından, dünya cephesinden de baktığımızda bir utanç tablosudur. Evet, bunların geçmişleri var çünkü bunlar barış ve özgürlük için mücadele ettiler.

Teşekkür ediyorum.