| Konu: | İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, (2/65) esas numaralı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/46) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 21.06.2016 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokrasi temelde düşünce ve ifade özgürlüğü üzerinde oturur, tabii, eşit yurttaşlık ve eşit oy hakkı. Ama eşit. Demokrasinin olabilmesi için düşünce ve ifade özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğünün de ifadesi elbette toplantı ve gösteri yürüyüşleri. Eğer toplantı ve gösteri yürüyüşleri gereği gibi yapılamıyorsa o ülkede demokrasinin olduğundan söz edemeyiz. Türkiye'de maalesef yapılamıyor. Özgürlükler konusunda şikâyetlerle gelen bir iktidar heyeti olmanıza rağmen, maalesef, bu konuyu -daha öncekiler de böyle yapıyordu- tek taraflı şekilde yorumluyorsunuz; sizin düşünce ve ifade özgürlüğünüz önemli oluyor, diğerlerinin düşünce ve ifade özgürlüğü batıyor, rahatsız ediyor. Sizi rahatsız eden, sizin katılmayacağınız hangi düşünce ve ifade varsa, hepsini terör parantezi içine alıyorsunuz.
Son zamanlarda Adalet Bakanının da içinde olduğu bir kampanyayla Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekilleri "terör" parantezi içine alınıyor. Bu, muhalefetin susturulması gayretinden başka bir şey değildir değerli arkadaşlarım. Türkiye demokrasi tarihinde bunun benzer örnekleri var, geçmişte olmuştur bunlar ve kimsenin işine yaramamıştır. Sadece dün, 3 milletvekilimize saldırıldı; yani sadece Bolu'da Tanju Bey'e değil, İstanbul'da Eren Erdem'e saldırıldı ve bana polis hakaret etti dün, hiç basına filan da vermedim. Buna nereden cesaret alıyorlar değerli arkadaşlarım? Yani, bir milletvekiline polis gerçekten hakaret etti, "Nereye gidersen git." dedi; biliyor çünkü kendisine bir şey olmayacağını, korunacağını. Arkadaşlar, gerçekten bu işler döner; bir gün bunlar hepinizin işine yarayabilir. Dolayısıyla, demokrasinin geliştirilmesi demek kendimiz için istediğimizi başkaları için de istemek demektir.
Bakın, bizim Anayasa'mızda özgürlükler yazıyor; mesela "Herkes, önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabilir." yazıyor, işte "Herkes, düşüncesinde, ifadesinde, inancın ifadesinde özgürdür." yazıyor bir cümleyle, ondan sonra arkasına 10 tane cümle koyarak "ama" ve "ancak"larla bunlar kısıtlanıyor. Bu tipik bir 12 Eylül klasiğidir. Bugünkü Anayasa'ya bakın, bunlardan ibarettir. Siz, maalesef, önce öyle çıktınız, "12 Eylül anayasasını ortadan kaldıracağız, darbe yasalarını değiştireceğiz, baskı yasalarını değiştireceğiz." diye geldiniz, sizin içinizde hâlâ siyaset yapan onlarca arkadaş bu kürsüde -kayıtlarda mevcuttur- bunları ifade etmiştir ama bunların tamamını şimdi unutmuş vaziyettesiniz.
Değerli arkadaşlarım, belki Anayasa'yı değiştirecek çoğunluğa... Ki ulaştınız geçmişte, bu da oldu ama 12 Eylül yasalarını... Onlarca yasa var, Seçim ve Siyasi Partiler Yasası'ndan, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'ndan başlayarak onlarca kanun var; bunların hepsi 12 Eylül mantığıyla hazırlanmıştır, hepsi muhalif olanı, farklı olanı susturma mantığıyla hazırlanmıştır; devletin yurttaştan, vatandaştan, muhalif olandan korkması mantığıyla hazırlanmıştır ama bunlardan bir tanesini düzeltmek için hiçbir gayrette bulunmuyorsunuz. Şimdi önümüzde bulunan bu Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'yla ilgili verilmiş teklifi önce görüşelim. Bunlarla ilgilenmeyeceksiniz tabii, biraz sonra el kaldırarak reddedeceksiniz. Onlarca şey var bunun gibi. Tam tersi, iyileştirme şöyle dursun, sizin döneminizde yapmış olduğunuz iyileştirmeler konusunda da geri adım atacaksınız.
Değerli arkadaşlarım, terörle mücadele, demokrasinin önünde, demokrasinin geliştirilmesinin önünde bir bahane, engel olamaz. Bakın, sizin biraz sonra bu Mecliste görüşeceğiniz yasa, işte "Askerin terörle mücadelede elini kuvvetlendiriyoruz." bahanesiyle getirdiğiniz yasa, daha evvel sizin bu Mecliste kaldırdığınız, almış olduğunuz yetkiler. Bunların geriye dönmeyeceğini, size karşı kullanılmayacağını nereden biliyorsunuz?
Arkadaşlar, bir oturup düşünün, bu yasayı geri çekin, bir daha düşünün. Burada, siz, yargıyı bütünüyle devre dışına çıkarıyorsunuz. Hukukun dışında bir terörle mücadele yapılamaz, bu terörle mücadeleden hiç kimseye hayır gelmez diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)