GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:105
Tarih:22.06.2016

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle bir ay önce şu Meclis Genel Kurulunda Anayasa'ya aykırı bir biçimde milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıran bu Meclis, askere, operasyonel güçte yapmış olduğu fiillerden ötürü yargılaması mümkün olabilecek, sivil yargıda yargılanması mümkün olabilecek askere ise dokunulmazlık getiren bir yasa çerçevesiyle karşı karşıyız.

Şunu söyleyelim: Son sekiz on ayda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun birçok il ve ilçesinde sokağa çıkma yasakları 5442 sayılı Yasa'nın 11'inci maddesini zorlayarak da valilere, 31'inci maddesini zorlayarak da kaymakamlara ilçelerde sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisi vermişti. Az biraz hukuk bilgisinden anlayan herkes iyi bilir ki bırakın İl İdare Kanunu'na göre, sıkı yönetim ve OHAL'lerde bile böyle kolay, keyfekeder bir şekilde sokağa çıkma yasaklarının ilan edilmeyeceği çok açıktır. Çünkü, ne 12 Eylül darbesinin sıkıyönetim koşullarında ne de kötülüklerin bugünkü gibi sıradanlaştığı 1990'lı yıllarda sokağa çıkma yasakları bu kadar ucuz politikaların aleti hâline getirilmemişti.

Yine bir diğer husus: 5442 sayılı Yasa'ya da eklemeler yaparak, bizim iddiamız odur ki sekiz on aydır bölgede güvenlik güçlerinin bulaşmış olduğu suç ve günahlara yasal kılıf bulma ve siyasi iktidar da bundan kendini kurtarma telaşı ve çabası içerisine girmiştir. Şimdi, eğer bu yasa teklifi yasalaşırsa neler olacak, bunu özellikle de muhalefet partisine söylemek istiyorum: Türk Silahlı Kuvvetleri özellikle il merkezlerinde bütün unsurlarıyla düzenlenecek operasyonlara katılabilecek. Bir diğeri, bu operasyonu yapan komutanın yazılı emriyle konutlara girilebilecek veya -birçok şey var ama- askerî personelin işlediği iddia edilen suçlar askerî suç kapsamında sayılacak ve sivil mahkemelerde sivillere dönük işlenmiş suçlarda bile yargılanamayacak. Şimdi, şunu söyleyelim biz: Bakın, bugün belki Cizre'de, Silopi'de Sur'da, Silvan'da, Varto'da, Şırnak'ta, Yüksekova'da askerin zırhlı araçlarla kentlere girmesi ve ağır silahlar kullanması üzerinden onların işlemiş olduğu suçlara bir kılıf diye bu yasa çıkıyor olabilir. Göreceksiniz, çok zaman geçmeyecek. Bizim adına bir yıldır bir saray darbesi olarak ülkeye olağan dışı koşulları yaşatan, bu koşullar... Ülkenin batısında, İzmir'de, İstanbul'da ve birçok yerde toplumsal eylem ve etkinliklere karşı yine zırhlı araçlarla askerler kente indirilecektir. Bunların emarelerini herhâlde Cumhurbaşkanının şimdiki açıklamalarından görmek, çıkarmak çok zor olmasa gerek.

Bizim bir yıldan beri ifade ettiğimiz "Bu ülke bir saray darbesi koşullarıyla karşı karşıyadır." söylemini son bir aydır ana muhalefet partisinin Genel Başkanı da dile getiriyor. Evet, ülkede bir darbe varmış; bunu ana muhalefet partisinin Genel Başkanı ifade ediyor. İyi de bir darbe sadece afaki söylemlerle yürümez. O darbe ete kemiğe büründürülmeye çalışılıyor. Nasıl büründürülüyor? Yargı kıskaç altına alınarak, Yargıtay ve Danıştay yasalarında değişiklikle darbenin altyapısı güçlendiriliyor. Nasıl büründürülüyor? İşte, askere, polise, güvenlik güçlerine sınırsız, şehir merkezlerinde zırhlı araçlar ve ağır silahlarla hareket etme yetkisi vermek suretiyle büründürülüyor.

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Sen arabada sakladığın terörist silahlarını söyle önce.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - İşte ona da geleceğim.

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Ona gel, ona gel.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Büyük bir iftira, büyük bir iftira. Valilik, özellikle...

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Polislerin, emniyet güçlerinin üstüne arabayı sürüyorsun be!

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Geleceğim, cevabını vereceğim.

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Nereye geleceksin sen?

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Hikâye...

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Nereye geleceksin sen?

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Bir diğer husus...

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Polisin, askerin yaptıklarını burada şey yapıyorsun...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bir dinleyin.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyin efendim.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Ek süre istiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, bir saniye efendim...

Lütfen hatibi dinleyin.

Sayın Yıldırım, siz de Genel Kurula hitap edin efendim.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Bir diğer husus: Özellikle bu darbe koşullarının altyapısı... Üniversitelerde özellikle rektörleri, öğretim üyelerini işten atma ve basın özgürlüğünün tümüyle kısıtlandığı hatta ortadan kaldırıldığı bu süreçte de yasal altyapılar hazırlanarak önümüzdeki bir ay içerisinde Meclise getirilecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika ek süre istiyorum.

BAŞKAN - Buyurunuz, veriyorum Sayın Yıldırım.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Sayın Hatip, madem ifade ettiniz söyleyeyim: Geçen hafta haksız, hukuksuzca, bir milletvekilinin dokunulmazlığı tanınmayarak aracımın önü kesildi. Bunu Muş TEM Şube Müdürü, Emniyet Müdür Yardımcısına iletmeme rağmen yasayı çiğneyen bu uygulamalarını yargıya taşıdığım ve suç duyurusunda bulunduğum için bugün Muş Valisi aşağılık bir basın bildirisiyle... Ortada senet yok, sepet yok, ispat yok; neymiş, ben aracımla silah taşımışım.

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Senin aracından terörist indi mi, inmedi mi? Sen onu söyle.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Yalan! İnmedi.

HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Senin aracından terörist indi mi, inmedi mi? Onu söyle.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Senin valin de senin gibi yalancıdır işte.

Saygılar sunuyorum.