GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Muş ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:106
Tarih:23.06.2016

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Muş, 420 bin nüfusa, 5 ilçeye sahip muazzam doğal güzellikleri olan ve ekonomik olarak da kendine yetebilirlik düzeyi oldukça yüksek bir ilimiz. Burada özellikle tarım, hayvancılık, sulama ve bunlara dayalı sanayi olanakları on beş yirmi yıl öncesine kadar güçlü bir şekilde geliştirilmiş. Buna bağlı olarak da devlet üretme çiftliğinin oldukça kapsamlı 60 bin dönüm üzerine kurulu bir tesisini 1960'lı yıllarda kurmuş ve 1970'lerde TEKEL fabrikası, tütün fabrikası açılmış, süt fabrikası açılmış ve şeker fabrikası pancara dayalı olarak sanayinin geliştiği bir fabrika ama son on dört yılda bu fabrikaların tamamı mevcut iktidar tarafından kapatılmış, devlet üretme çiftliğinin 60 bin dönümlük arazisi bir yandaş firmaya peşkeş çekilmiş, TEKEL kapatılmış, süt fabrikası kapatılmış, işsizlik artmış, elde kalan bir tek şeker fabrikası ise özelleştirme kapmasına alınarak geçici ve mevsimlik işçilerin yüzde 80 oranında bir personel profiline sahip olduğu fabrikaya dönüşmüştür. Bunların hepsi son on dört yılda oldu.

Peki, son on dört yılda bütün bu gelişmeler Muş'ta yaşanırken bir de mevcut siyasi iktidar döneminde Muş'un 60'ıncı sırada olan gelişmişlik endeksindeki yeri son yedi yıldır Kalkınma Bakanlığı verilerine göre 81'inci sırada. 2009'dan beri yeri değişmiyor, sekiz yıldır, 2008'den sonraki bütün yıllarda 81'inci sırada. Bu yönüyle de özellikle ifade etmek isterim ki, sadece var olan kapatılıp köreltilmemiş, Muş yoksulluğa sadece bu iktidar döneminde mahkûm edilmemiş, bunun dışında ciddi bir yatırım yapılmamış, sosyal, sportif, kültürel faaliyetler dibe vurmuş ve 2002 yılına kadar Muş'ta madde bağımlısı, uyuşturucu kullananların -verileri emniyetten aldığımız- sayısı sadece 10'larla ifade edilirken bugün 6 bin ila 8 bin arasında madde bağımlısı çocuğun sadece 100 bin nüfusa sahip olan Muş merkezde bulunduğu ifade ediliyor.

Bir diğer husus, Muş özellikle sulaması, toprak yapısı, topoğrafyası, arazisi, tarım alanları, barajlarıyla muazzam bir tarım faaliyetine, hayvancılık faaliyetine, tarıma ve hayvancılığa bağlı sanayinin gelişmesine uygun bir kent iken varlık içinde yokluğa, zenginlik içinde fakirliğe mahkûm edilmiştir. Muş aslında bir bölgede yaşanabilecek... Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri aslında Türkiye'nin bir fotoğrafıdır. Bu yönüyle tarımsal faaliyetler sadece Muş'ta geriletilmedi. Bir bütün olarak tarım politikalarının çarpıklığından ötürü dünya içerisindeki tarımsal ve hayvancılık üretimimizde ihraç eden ülke konumundan ithal eden ülke konumuna düşmüş bulunmaktayız. Bu yönüyle Muş ili milyonları doyurabilecek bir kent iken siyasi iktidar döneminde kendine yetemeyen, yoksulluk, vurgun, talan kenti hâline getirilmiş. Bu yanlış politikalar neticesinde de Muş, açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmiş. Herhâlde bunun için, bu hâle getirilebilmesi için ancak çok özel bir politika uygulanmalıydı ki bu, varlık içerisinden yokluğa, zenginlik içerisinden fakirliğe bir kent ve onun kentlileri mahkûm edilebilsin.

Bütün kamu kurumlarında rüşvet, partizanlık, adam kayırma, hatta taşeron işçisi alırken bile 10 bin liradan aşağı rüşvetin dönmediği bir kente dönüşmüştür Muş. Bu konudaki iddialarımın özellikle siyasi iktidarın ilgili bakanlıkları tarafından araştırılması için soru önergeleri verdik. Millî Eğitimde, daha geçen hafta basına düştüğü üzere, vali tarafından bizzat tespit edilen milyon liralık vurgunlar millî eğitim müdürü ve 8 yönetici hakkında ortaya konmuş ama MEMUR-SEN Genel Başkanının ile gelmesi ve valiyle birlikte anlaşarak bu olayın, Millî Eğitimdeki yolsuzluğun üstü kapatılmış. Sadece Millî Eğitim mi? Partizanlık, yolsuzluk, tarafgirlik ve rüşvet, herhâlde ülkenin birçok ilinde olduğu gibi Muş'ta da eğitime, sağlığa, İŞKUR'a, bütün kamu kurumlarına sirayet etmiş durumda ve bu yönüyle de bir çürümüşlük yaşanmaktadır.

Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)