| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 27.06.2016 |
AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, saygıdeğer vatandaşlarım; bugün sizlerden toplanan vergilerin AKP Hükûmeti tarafından nerelere, nasıl harcandığını anlatmaya çalışacağım.
Kamu-özel ortaklığıyla şehir hastaneleri, 3 milyar dolara mal olan üçüncü köprü, 10 milyar euroya mal olan üçüncü havalimanı ve yılda 650 milyon dolar tasarruf sağlayacağı reklamı yapılan İzmit Körfez Geçiş Köprüsü'nün bu ülkeye ve gelecek nesillere nelere mal olduğunu hep beraber göreceğiz.
AKP Hükûmeti "Cebimizden para çıkmadan hastane sahibi oluyoruz, köprü yapıyoruz." gibi ifadeler kullanarak kamuoyunu yanlış yönlendiriyor ama gerçeklerin hiç de AKP'nin anlattığı gibi olmadığını şimdi göreceksiniz.
Sevgili vatandaşlarım, saygıdeğer milletvekilleri; acaba cebimizden para çıkmadan yapıldığı söylenen hastanelerin ve diğer projelerin bize, çocuklarımıza ve hatta torunlarımıza maliyeti nedir? Bakın, torunlarımıza diyorum çünkü tek bir neslin bu hançeri vatanımızdan çıkarması maalesef mümkün olmayacak. Teslimiyet noktasına kadar gelen bu imtiyazların Osmanlı Devleti'nin ipini çeken kapitülasyonlardan hiçbir farkı yok.
Hatırlatmak isterim, kapitülasyon ayrıcalık veya imtiyaz anlamına gelse de aslında teslim olmak anlamına gelir ve Osmanlı Devleti'nin yıkılmasında en büyük paya bu olay sahiptir. Teslimiyet politikası, ne yazık ki bugünkü hayatımızın bir parçası durumundadır. Torunlarımızın bile geleceğini ipotek ettiren AKP Hükûmeti, hiçbir millî gaye gütmeksizin, gelecek nesilleri dahi borçlandırmaktadır.
Eğer vatandaşlarımızın ve ülkemizin menfaatlerini ön planda tutan bir Hükûmet tarafından yönetiliyor olsaydık, bu Hükûmet, kendi başına, 427 milyon liraya yapılabilecek bir hastane işini üstlenmesi için müteahhide tam 3 milyar 443 milyon lira ödenmesine, bunun yapılmasına müsaade etmezdi. İşte, Osmanlı Devleti'ni yıkan tablo da maalesef buydu.
Sevgili vatandaşlarım, bakın, AKP Hükûmeti ne yapıyor biliyor musunuz, hani şu kamu-özel ortaklığıyla yapılan şehir hastaneleri için? Önce, araziyi devletten bedavaya veriyor; sonra, yatırım için gereken parayı devletin bankalarından tahsil ettiriyor; sonra, bu yapılan hastane için kazanç getirisini ise hazineden üstleniyor. Hastane kampüslerinde her türlü ticari faaliyete -yani güvenlik, AVM, yemekhane- her iş için ticari faaliyete maalesef izin veriyor.
Bu da yetmiyor, hasta garantisi de devletten. Yani, eğer yeteri kadar o hastaneye hasta gelmezse, bu gelmeyen hasta kadar parayı da devlet hazineden veriyor.
Bu da yetmiyor; sağlık çalışanlarını devletten sağlıyor.
Bunlar yeter mi diyorsunuz? Maalesef yetmiyor; bunlara ek olarak, yirmi beş yıl boyunca yüksek miktarda kirayı da devlet sağlıyor. İşte, sonuçta, 3 liraya yapabileceği bir hastane için bu müteahhitlere maalesef 25 lira veriyor.
Şimdi, bu, hak mıdır, hukuk mudur? Ben buradan sayın AKP Hükûmetine soruyorum, sayın AKP milletvekillerine soruyorum saygıdeğer vatandaşlarım.
"Cebimizden para çıkmıyor." derlerken haklılar; bu para beylerin cebinden çıkmıyor, siz saygıdeğer vatandaşlarımızın cebinden çıkıyor maalesef.
Bakın, bir örnek daha vereyim: Bu rakamlara ve o verdiğim değerlere eğer itiraz edebiliyorsanız, saygıdeğer AKP milletvekilleri, Saygıdeğer Sağlık Bakanı, Saygıdeğer Başbakan; çıkın burada söyleyin. Örnek mi vereyim? Ankara Etlik Sağlık Kampüsü, bunun maliyeti 1 milyar 97 milyon lira ama AKP Hükûmeti böyle yapmıyor. Ne yapıyor biliyor musunuz? Bu müteahhitlere, biraz önce saydığım imtiyazların hepsini onlara veriyor ve sonuçta projenin devlete yani Türk milletine maliyeti ne kadar biliyor musunuz? Ankara'daki bir hastane için tam 6 milyar 900 milyon lira. Peki, sevgili vatandaşlarım, bir hastaneden ülkemizin yaptığı zarar ne kadar biliyor musunuz? 5 milyar 800 milyon lira yani eski parayla 5 katrilyon. Peki, ben şimdi size soruyorum: Hani memura, emekliye, çiftçimize, esnafa para yok diyorlar ya, şimdi, temmuz ayında yüzde 3 zam verecekler ya size, peki hani para yoktu? Peki, bir hastane için bu 5 katrilyon paranın hesabını kim verecek? Maalesef, hesabı gelince sorulacak.
Peki, gelelim bir diğer, başka projeye, şu üçüncü köprü. Hani şu Yavuz Sultan Selim isimli üçüncü köprü var ya, maalesef ecdadımızın hatıralarını kullanarak bu tür işlerde de bu isimleri kullanıyorlar. Ama biliyorsunuz, bu AKP Hükûmeti, Osmanlı Devleti'nin sarayında yani Dolmabahçe Sarayı'nda bu teröristlere hangi tavizler verildi, bunlarla ne pazarlıklar yapıldı, kayıt altına maalesef geçti. Şimdi, üçüncü köprüye bakalım, hani otomobiller 3 dolar, kamyonlar 15 dolar diyorlar ya. Yabancı ortaklı bir girişim tarafından yapılan bu işletme için tam on yıl iki ay yirmi gün bu küresel sermaye burayı işletecek, daha sonra devlete verecek. Peki, toplam 3 milyara mal olacak bu köprü için şimdi devletimiz neler verecek, bir onlara bakalım. Mesela Hazine geçiş garantisi, günlük 135 bin araç getirisi için Hazine garanti veriyor. Maliyeti ne kadar biliyor musunuz bize, yıllık olarak 435 milyon TL yani sen bu köprüyü yap, ben senin zarar etmene engel olurum diyor.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Yapılmasın mı Sayın Vekilim?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Şimdi, hocam diyor ki: "Yapılmasın mı?" Yapılsın efendim.
Bak, şimdi, 92 kilometre yoldan ve köprüden tek bir araç geçmese bile on yıl boyunca devlet KDV hariç tam 1 milyar 900 milyon TL ödüyor.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Bugün yok mu?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Yani, Hükûmet kendisi yapsa 3 milyar dolara mal olacak bir köprü için bu müteahhide kaba bir hesapla ne kadar veriyor biliyor musunuz? Tam 15 milyar TL yani 15 katrilyon. Yazık değil mi, günah değil mi? Tabii ki yapalım bunları ama hak ettiği parayla yapalım, eğer paramız yoksa hak ettiği kadar bu müteahhitlere verelim. Yani, 3 milyar dolara mal olacak bir yer için 15 katrilyon parayı devletten vermeyelim, az kazansınlar. Peki, o para kimden çıkacak?
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Bugünkü ekonominin kaybı ne?
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Sayın Milletvekilim, maalesef, senden çıkmıyor bu para. Kimden çıkıyor biliyor musunuz? İşte o gariban milletimden çıkıyor. O millete, memura, esnafa vermediğin para işte buradan çıkıyor. Yani, resmen bir ballı lokma.
Peki, Sayın Hocam, bunu nereden anlıyorsun? Gel şunu bir uluslararası olarak değerlendirelim.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Yanlış değerlendiriyorsunuz.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Üçüncü köprünün müteahhidi on yıl hiç çalışmasa ne kadar kâr ediyor biliyor musunuz? Tam yüzde 73. Peki, uzun vadeli yatırımlarda uluslararası alan ne yapıyor, mesela Amerika Birleşik Devletleri'nde neler yapılıyor? Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde on yıllık tahvillerin faizi bile ne kadar biliyor musunuz? Yüzde 1,7. Peki, nerede 1,7, nerede AKP müteahhitlerinin almış olduğu yüzde 73 oranında faizler? Bunu nasıl izah edeceksiniz peki? Hani, faiz lobisini duyduk da bu faiz çetesini ilk defa duyuyoruz maalesef.
Şimdi, bu 17 tane şehir hastanesinin -belki Sağlık Komisyonu Başkanım bilir- maliyeti ne kadar biliyor musunuz? 29,5 milyar. Peki, bunlar için devletin yani AKP Hükûmetinin ödeyeceği para ne kadar? Tam 81 milyar TL. Yani, 100 koyup 274 alıyorsunuz ama bunlar dünyada diğer ülkelerde oluyor mu? Hayır çünkü onlarda hukuk var ama maalesef, bizde hukuk yok. İşte, bu 29,5 milyara karşılık 81 milyar vermenin elbet bir hesabı ortaya çıkacak.
Peki, bunlara bu krediler nereden veriliyor? İşte, bu, bizim devletin bankalarından veriliyor. Hem de o kadar düşük faizlerle veriliyor ki maalesef bunlar, bu gerçekler böyle.
Peki, bu müteahhitlerin borcu ne olacak ödemezlerse? İşte, geçen gün yayımlandı. Sektör için, 3 tane proje için... Hangi projeler? İzmit Körfez Geçiş Köprüsü, Üçüncü Boğaz Köprüsü, Avrasya Tüneli. Peki, borçları kim üstleniyor şu anda? Maalesef devlet üstleniyor. Peki, ne kadar bunların parası? Yaklaşık 25 milyar lira.
İşte, saygıdeğer vatandaşlarım, elbet, milletin kaybından kazananlar, gün gelecek, vicdanlarında ve mahkemelerde yargılanacaklar. İşte o gün, bu yap-işlet-devret projelerinden kimler nasip alıyor, hangi yöneticiler, hepsi ortaya çıkacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) - Ama, bunların sorumlusu kim, biliyor musunuz? İşte, şu anda bu ülkeyi yöneten AKP Hükûmeti. Gün gelecek, hepsinden, bu yöneticilerden ve bu işleri yapanlardan hesap sorulacak.
Sevgi ve saygılarımla. (MHP sıralarından alkışlar)