| Konu: | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 29.06.2016 |
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 400 sıra sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 20'nci maddesindeki önergemiz üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak adaleti temel hak ve özgürlüklerin güvencesi ve devletin temeli olarak görüyoruz. Bu nedenle, yargı, insanların tereddütsüz güvenebileceği, adalet duygusunun zihinlerde ve kalplerde yer ettiği bir yapıda olmalıdır.
Seçim beyannamemizde, insanlarımızın adaletli ve hakkaniyetli bir sosyal düzen içerisinde yaşamının sağlanacağı, hukukun üstünlüğü prensibinin hâkim kılınacağı, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınacağı da belirtilmiştir.
Yargının siyasi iktidarların veya belirli kişi ya da grupların güdümünde hareket etmeyeceği, bir kısım aidiyetlerin adalet duygusunun önüne geçmeyeceği, daima ve her şartta hakkı savunan bir yapıya büründürüleceği bir yapıda olması gerektiğine inanmaktayız. Çeşitli güç unsurlarının hukuk devleti kurallarına göre sınırlandırılması suretiyle, güçlünün değil, haklının korunmasının, toplumsal ahengin ve huzurun tesis edilmesinin devletin temel görevleri olacağına her zaman vurgu yaptık.
AKP hükûmetleri boyunca ve özellikle son yıllarda hukuk ve adalet sisteminde karşımıza çıkan bunca sorun ve haksızlığı dikkate aldığımızda, yargının tamamen kontrol altına alınmasına yönelik çabalar bizleri kaygıya düşürmektedir.
Ülkemizde yargı sisteminin son on beş yıldaki işleyiş biçimini dikkate aldığımızda, sunulan kanun tasarısının iktidar ilişkilerini hukukta sorunsuz yürütmek adına alınmış kararlardan ibaret olduğunu görmekteyiz.
2010'da Yargıtayda 250 olan üye sayısını önce 387'ye, sonra 516'ya çıkardıktan sonra, şimdi de 200'e düşürmektesiniz. Görüşülen kanun tasarısı kabul edildiği takdirde, Yargıtayın daire sayısı 46'dan 24'e, üye sayısı 516'dan 200'e; Danıştayın daire sayısı 17'den 10'a, üye sayısı 195'ten 90'a inecek. Bu defa iş yükünü azaltmayı hedeflediğinizi gerekçe gösteriyorsunuz ve bu dairelerin kapatılmasını, üyeliklerin düşürülmesini öngörüyorsunuz. Aslında bu, yargıdaki iş gücünü azaltmaktan çok yargıyı kontrol etme çabasıdır. Yargının doğru, hızlı ve adil işlemesi yerine "Yargıya müdahale imkânını nasıl sağlarız?" şeklinde niyetlenirseniz, yargının devasa sorunlarını çözmekten uzak kalırsınız.
Üyelerin görev süreleri kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte sona ermekte ve üç yıllık kademeli bir geçişle üye sayısının kanunda belirtilen sayıya ulaşması beklenmektedir ancak başkan, başsavcı, birinci başkan vekili ve daire başkanları bu durumdan muaf tutulmaktadır, bu da dikkat çekicidir. Yargı erkinin temel kurumlarından birisinin üyeliklerinin kısa bir süreliğine de olsa tamamen sonlandırılması hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Üyelerin vazife süresi on iki yılla ve bir dönemle sınırlanıyor oysa Anayasa'da 65 yaşına kadar görevde kalabilecekleri, sürdürebilecekleri yazıyor. Hâlihazırda, yargı kurumlarına karşı vatandaşlarımızın duyduğu güvensizliklerin üzerine, çay toplama partileriyle başlayan ve üzerinde görüştüğümüz kanun tasarısıyla artacağını düşündüğümüz güvensizlik ortamından kurtulmak için bu kanun tasarısının iptal edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
İktidar yaptığı düzenlemelerle "paralel" olarak adlandırdığı yapıya itaat edenleri ayıklama niyetinde olduğunu ifade etti, Sayın Bakan bu konuda demin bir ifadede bulundu. Ancak, kanunla birlikte yargıyı kontrol altına alma ve kendilerine biat edenleri atama yolunu açmaktadırlar, biz bunu anlamaktayız ve bazı soruların cevaplarını ki Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu kürsüde arkadaşlarımız bazı sorular sormuştu, bu soruların cevaplarını da almak istiyoruz.
Temizlemek istediğiniz kadroların kurucuları kimlerdir? Bu kadrolara şimdi ayıklamak istediklerinizin atanmasına göz yuman, izin verenler kimlerdir? Görevden almak üzere gerçekleştirdiğiniz uygulamalar zamanında atamaları gerçekleştirmiş olanları ya da göz yumanları da içine alacak mı, kapsayacak mı yani adalet herkese tecelli edecek mi? Bundan sonra, özellikle gelecekte yeni paraleller olarak ilan edebileceklerinizle birlikte yürüme ihtimalinizi de tamamen ortadan kaldıracak mı, bunu da merak etmeyiz.
Sorularımızın cevaplandırılmasını bekliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)