GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:112
Tarih:13.07.2016

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 404 sıra sayılı Yasa'nın birinci bölümü üzerine konuşuyoruz. Bu yasanın başlığı: "Yatırım Ortamının İyileştirilmesi" Tabii, herkes, ülkenin yatırım ortamı iyileştirilsin, Türkiye büyüsün, millî gelir artsın, işsizlik azalsın; bunları istiyor. Ama bir soru var, bu sorunun cevabını kimse vermedi. On dört yıllık bir iktidar, ne oldu da yatırım ortamını iyileştirme ihtiyacı duydu?

SALİH CORA (Trabzon) - Dünya piyasalarında bir daralma var.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Evet, dünya piyasalarında bir daralma varmış! Bu çok klasik bir savuna yöntemidir. Psikolojik bir olaydır da bu. Herkes, kişiler de, kurumlar da, hükûmetler de bu arada kendilerinin ortaya çıkarmış oldukları sorunların vermiş olduğu sıkıntıları azaltmak için -savunma mekanizması bu sevgili arkadaşım- yansıtırlar başka taraflara. "Piyasalar böyle.", "Dış düşmanlarımız var bizim.", "Yedi düvel bizle savaşıyor." filan, sürekli şekilde kendi yanlışlarını bunlarla örterler. İş öyle değil değerli arkadaşlarım. Siz Türkiye'deki yatırım ortamını bozdunuz. Sadece yatırım ortamını bozmadınız siz, Türkiye'deki iç barışı da bozdunuz, Türkiye'deki iç barışı da ciddi bir şekilde bozdunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Bugün Türkiye, cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş kadar iç barışı bozulmuş bir ülkedir değerli arkadaşlar. Bugün rastladığımız, yaşadığımız gerginliği, kutuplaşmayı hiçbir dönemde yaşamadık. Buna gerek yoktu. Bunu siz bir siyasi argüman olarak, enstrüman olarak kullanıyorsunuz, bu toplumsal gerginliği, ama son derece tehlikeli bir şey bu.

Değerli arkadaşlarım, şimdi piyasalar filan diyorsunuz. Bayramda hepiniz gitmişsinizdir, kendi seçim bölgelerinizi de gezdiniz. Piyasaların ne durumda olduğunu, gerçekten yatırım ortamının perişan olduğunu hepiniz çok kesin bir şekilde biliyorsunuz. Birinci sebep: Bir defa güven yok, güvenmiyorlar artık Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetine piyasalar ama bu piyasalar sadece dünya piyasalarından başlayarak içeri kadar ciddi bir güven sorunu var. Öyle bir iş yapıyorsunuz ki bu piyasada "Biz yatırım ortamını iyileştireceğiz." diye, Türkiye'yi kara para cenneti hâline getirerek gerçekten -biraz evvel arkadaşlarımız saydılar- kara para cenneti olan 300 bin, 200 binlik ada ülkeleri pozisyonuna düşürüyorsunuz değerli arkadaşlarım. Bunun böyle olduğunu aslında biliyorsunuz ama günü kurtarmak için bunu yapıyorsunuz. Bakın basit bir şey söyleyeyim size. Birkaç rakam vereceğim, bu ülkede, böyle bir ülkede yatırım ortamından söz edilebilir mi?

Siz şimdi damga vergisinde birtakım düzenlemeler yapacaksınız, noter masraflarını bir miktar azaltacaksınız ve yatırım ortamı düzelecek. Ya, bakın, bir iş adamı, basit, küçük KOBİ, 300 bin liralık doğalgaz yakıyor, 300 bin liralık, fatura geliyor 500 bin lira değerli arkadaşlar, pardon, 300 liralık yakıyor 500 lira geliyor. Böyle bir ortamda siz, işte, 10 liralık, 20 liralık, her neyse, damga vergisiyle ilgili birtakım muafiyetler getirerek yatırım ortamını düzelteceksiniz. Böyle bir şey yok değerli arkadaşlar. Bu belki psikolojik bir etki yaratacaktır ve bundan sonra ne çıkacak göreceğiz.

Şimdi siz bir defa Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini -"dünya piyasaları falan" diyor arkadaşım, hayır, siz bozdunuz- ciddi bir şekilde bozdunuz. Şimdi, işte, Rusya'dan özür diliyorsunuz, "İsrail'den özür diledik, dilemedik." Ama bunların hepsini siz yaptınız, sizin elinizle oldu, bu ödenen faturaların hepsinin sorumlusu sizsiniz.

Değerli arkadaşlarım, gerçekten herkesin güvendiği bir hukuk devleti işlemiyorsa bir ülkeye yatırım filan olmaz. Ya, siz bahaneler üreterek şirketlere, iş adamlarının mallarına çöküyorsunuz ya! Böyle bir ortam... Yani eşkıyalık yapıyorsunuz. Böyle bir ortamda nasıl bir yatırım ortamından söz ediyorsunuz değerli arkadaşlar?

MAHMUT POYRAZLI (Balıkesir) - Sen kime "eşkıya" diyorsun? Bak, sağına soluna bir bak!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Evet, ya, "paralel maralel" filan hepsi bahane.

MAHMUT POYRAZLI (Balıkesir) - Kime "eşkıya" diyorsun sen! Bak, eşkıyalara bak! Sana mı soracağız?

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bakın, sizin "paralel" dediğiniz işleri bürokraside memurlar birbirlerinin ayaklarını kaydırmak için kullanıyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) Bir zamanlar denilirdi ki: "Bu komünisttir, Kürtçü komünisttir, hadi bakalım, bunu gönderelim." Denilirdi ki: "Bu şeriatçıdır, şöyledir, gönderelim." Şimdi de "paralel" diye bir şeyle insanlar birbirlerinin ayağını kaydırıyor. "Paralel" bahanesiyle insanların mallarına çöküldüğü bir yerde yatırım ortamından söz edemezsiniz. Daha ne kadar kandıracaksınız bu milleti, merak ediyorum.

Selamlar arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)