| Konu: | Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 27.07.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'nın 10'uncu maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum.
Siyasi sorumluluktan kaçmak için başkalarını öne itmeyen, eski yaptıklarını gizlemek için kelime oyunlarına sığınmayan ve asker olsun sivil olsun, darbe kimden gelirse gelsin dimdik duran milletvekillerini de saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi, 10'uncu maddeyle ilgili endişelerimiz net bir şekilde ifade edilecek. 10'uncu maddede ne getiriyor Hükûmet? Diyor ki: "Eğer bir yabancı benim ülkeme gelir ise, bir yıldan az çalışacaksa ben bu yabancıyı kamu kurumlarında istihdam edebilirim." Dikkat edin, altını çiziyorum: "...kamu kurumlarında istihdam edebilirim." diyor bir yıllığına geleni. Peki, aynı tasarının 4'üncü maddesinde ne diyor: "Eğer süresiz çalışma izni verecek kadar güvenmişsem bu sefer kamu görevlerine girme hakkını engellerim ve bunlar da askerlik yapmaz." diyor. Şimdi, burada çok ciddi bir çelişki ve vatandaşlarımıza bir saygısızlık var. Bir yıllığına gelen, geçici bir iş için gelen, ne olduğunu daha iyi bilemediğimiz bir insana diyoruz ki: "Gel, devlet dairesinin herhangi bir yerinde çalış." Ama süresiz çalışma izni verecek kadar araştırdığımız, süresiz çalışma izni verecek kadar güvendiğimiz bir insana da diyoruz ki: "Devlete giremezsin." Peki, biz ne diyoruz? Bizde diyoruz ki: Biz kendi vatandaşlarımıza saygı duyulmasını istiyoruz. Öncelikle kendi vatandaşlarımızın devlet dairelerine yerleştirilmesini istiyoruz, geçici olsun, sürekli olsun. Tabii ki arzumuz sürekli çalışmalarıdır ama geçici bile çalışacak ise yabancılar değil, bizim evlatlarımız buraya girsin diyoruz. İşte, önergemiz bunu getiriyor. Şimdi ona nasıl "hayır" diyeceksiniz bilmiyorum. Biz diyoruz ki, kamu kurumlarında yabancılar istihdam edilmesin ancak vatandaş olursa ona bir şey diyemem. Ama ola ki eğer bir yere birisini istihdam da edecekseniz 6'ncı maddede diyoruz ki, ya oda görüşünü alın. Yani bu insan hakikaten bu işi yapabilir mi diye oda görüşünü alın ve vatandaşlarımıza olan saygımızı hep beraber gösterelim.
Peki, vatandaşlarımıza burada yeterince saygı göstermiyoruz; bu darbe girişiminde ve arkasından hazırlanan olağanüstü hâl kararnamesinde acaba saygı gösteriyor muyuz? Hayır, göstermiyoruz.
Değerli arkadaşlar, evet, darbe girişimini hepimiz kınadık ama arkasından olağanüstü hâl ilan edilmesin diye çırpındık. Bütün muhalefet partileri hep birlikte dedik ki, darbeyle ilgili ne istiyorsanız çıkaralım çünkü biz olağanüstü hâli biliyoruz. Olağanüstü hâlin iyi bir şey olmadığını biliyoruz. Olağanüstü hâlin bize acı, keder, gözyaşı ve yas getirdiğini biliyoruz. Onun için de olağanüstü hâle bütün gücümüzle karşı çıktık, dinlemediniz. Olağanüstü hâlin "o"su çıktığı andan itibaren yas tutmaya başladık. Tepkisel olarak sakalımızı bıraktık ve bizi her görene de, "Hayırdır, niye sakalınız var?" diyenlere de "Olağanüstü hâle tepkiliyiz, yas tutuyoruz, şimdiden peşinen tutuyoruz." dedik ve maalesef, haklı çıkıyoruz.
Şimdi, bakıyorum, öğretmenleri bir bir topluyorlar. Ya arkadaşlar, terör örgütüne, FETÖ'ye mensup olanları el birliğiyle toplayalım ama garibanları niye toplarsınız ya? Allah aşkına, akademisyenleri niye bir bir toplarsınız sorgusuz sualsiz? Her gün birçok insanın feryadıyla karşı karşıya geliyoruz. Benim kuzenim öğretmen, ellerimle yetiştirdiğim çocuğu görevden aldınız. Yahu arkadaşlar, biraz akıl, biraz vicdan. Siz eğri ile doğruyu ayıramıyorsanız hep beraber ayıracağız, ayıracağız bunları. Eğriyi doğruyu ayırmak mecburiyetindeyiz. Eğer bunu yapmaz isek bunun vebali çok büyüktür. Nihayet, on dört yıllık iktidarınız sonunda darbelerin adım adım geldiğini anlayabildiniz. Atatürkçü, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni yok etmeye yönelik darbeleri nihayet anladınız. Bir tek Atatürkçüler sizi kandırmadı, aldatmadı. Ne olur bunu algılayın ve şu kıyımı hep birlikte durduralım.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)