GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:119
Tarih:27.07.2016

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 403 sıra sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'nın 17'nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ülkemiz hassas bir dönemden geçiyor. Türkiye, 1960, 1971 ve 1980 darbeleri sonrası, 1962 ve 1963'te de Talat Aydemir'in darbe teşebbüsleri, son olarak 15 Temmuz 2016'da darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldı. Darbe girişimi, demokrasi ve Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı yapıldı. Darbe girişimi, toplumsal destek görmediği ve muhalefet karşı çıktığı için başarısız olmuştur. Darbeciler özel kalem müdürlerine, yaverlere kadar sızmıştır. Cumhurbaşkanının darbeyi eniştesinden öğrenmesi komiktir. "İstihbarat neredeydi?" sorusu herkeste soru işareti olarak bir kenarda duruyor.

Ülke acilen normalleşmeli, her şey hukuk içinde olmalı, cadı avı olmamalıdır. McCarthy dönemi yaşanmamalı, ordunun itibarı korunmalıdır. Er ve erbaşlara sahip çıkılmalı -darbeciler dâhil- yapılacaklar insan hakları ve hukuk içinde yapılmalıdır.

OHAL ilan edilmesiyle demokrasi ve hukukun askıya alınması daha büyük sıkıntılara neden olacaktır. İş dünyasından akademisyenlere, hukukçulardan devlet görevlilerine herkeste bir endişe vardır. Asıllı, asılsız ihbarlar sıkıntılar yaratmakta, her gün yargısız ve haksız uygulamalarla ilgili ihbarlar alınmaktadır. Darbeye teşebbüse ortak oldukları kesin olmayan ordu mensuplarına yapılan itibarsızlaştırma kabul edilebilir değildir. Kamu ve askerî tesisler önüne konulan belediye araç ve otobüsleri çirkin ve askeri rencide edicidir. Suçluları yakalanmalı ve cezalandırılmalıdır ancak bunlar yapılırken kurumlar yıpratılmamalı, insan hak ve hukukuna dikkat edilmelidir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de şu anda benim de içinde bulunduğum 500 binin üzerinde mühendis ve mimar vardır. Yine, mühendislik, mimarlık öğrenimi gören 400 binin üzerinde öğrenci bulunmakta ve her yıl da on binlerce öğrenci mezun olmaktadır ve bunların çok büyük bir kısmı da işsizler ordusuna katılmaktadır. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde de 85 civarında mühendis ve mimar kökenli arkadaşımız bulunmaktadır. Tasarı, lisans eğitimine dayalı meslek alanlarının tamamını ilgilendirmektedir. Bu yasa Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı mühendis, mimar ve şehir plancısının aleyhinedir. Mühendislik, mimarlık hizmetlerinin kontrolsüz ve denetimsiz şekilde, yeterli eğitim ve mesleki deneyimlerden yoksun yabancılar eliyle yürütülmesinin yaratabileceği sorunların bedelini halkımız ödeyecektir.

Mezun oldukları okulların denkliğine bakılmaksızın, beyana dayalı yabancı çalıştıranlar nitelikli iş gücü sayılacak, mesleki yeterliliği olan yurttaşlarımız ise ara eleman konumuna düşecektir. Yabancı mühendis ve mimarların ülkemizde kolayca çalışmalarının yolunu açmak yerine mezunların iş edinmelerine ve mesleğin daha çok disiplin altına alınmasına ihtiyaç vardır. Bu konuda da Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği meslek örgütlerinin mesleki konularda daha çok rol almalarına ihtiyaç vardır. Açılan çok sayıdaki mühendislik, mimarlık bölümü ve fakültesi yerine, eğitim kalitesinin yükseltilmesinin daha doğru olacağını düşünüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)