| Konu: | Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 27.07.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, görüşmekte olduğumuz Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'nın 22'nci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu maddeyle ilgili çok basit bir şey öneriyoruz, diyoruz ki: Her şey liyakate göre olsun. Yani, çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti verilecek ise ilgili meslek kuruluşunun da fikrini, önerisini alın yani işi layıkıyla yapana vermeye çalışalım. Yani, hükûmetlerin içerisinde teknik elemanlar elbette, muhakkak olabilir ama bir meslek erbabı diğer meslek erbabını bizlerden, siyasetçilerden çok daha iyi tanır.
Şimdi, bu liyakate göre iş yapılmaz ise işin gerçekten sorunlu noktalara varacağını hepimiz görüyoruz. Nereden görüyoruz eğer iş liyakate göre verilmezse? En başta üniversitelerde görüyoruz. Üniversitelerde Fethullah Gülen yapılanmasıyla ilgili defalarca söylediğimiz hâlde, bütün söylemlerimiz geri plana atılarak jet profesörler icat edilmişti, hatırlarsınız. Şimdi, mademki biz bu işin üzerine gidiyoruz, el birliğiyle bu jet profesörlerin de üzerine gitmemiz lazım. Eğer bu profesörler, bu akademisyenler, bu öğretim üyeleri layık olmadıkları hâlde bu noktalara getirilmişler ise bunların araştırılması lazım. Dedik ya "liyakat." Bunları kim araştıracak? Elbette ki YÖK araştıracak. Çünkü, YÖK'ün içinde bulunan yöneticiler kimin ne yaptığını çok iyi bilirler.
Şimdi, deminden beri konuşuyoruz, "Önünüze geleni topluyorsunuz." diyoruz, "Aman ha, sakın, kul hakkı yemeyin, eğri ile doğruyu birbirinden ayırın." diyoruz. Şimdi üniversitelerde akademisyenlere de bunu yapıyorsunuz; suçlu suçsuz herkes toplanıyor. Toplanıyor da buna kim engel olacak? Rektör engel olacak. Rektör diyemiyor ki "Bu adam Fethullahçı değil." Bunu dediği anda hakkında soruşturma açılacağı konusunda ciddi endişeleri var çünkü daha yeni, bir hâkim bir zanlıyı salıverdiği için hâkim hakkında soruşturma başlatıldı Adalet Bakanlığı tarafından "Nasıl sen bunu salıverirsin?" diye. Ya, kardeşim, hâkim bunu suçsuz görmüş, salıvermiş. Size ne? Niye hakkında soruşturma açıyorsunuz? Aynı şekilde, üniversitelerin rektörleri de kendi personellerini savunamaz duruma geldiler.
Şimdi sizden şöyle bir iş birliği içerisinde olmanızı istiyoruz: Geçmiş dönemlerde Fethullahçı olduğu nedeniyle bir şekilde çeşitli kademelere gelmiş insanları, haksız yere gelmiş insanları toplayalım, biz de size yardımcı olalım ama yetmez. Eğer bu insanlar bu unvanlarını haksız yere almışlar ise bunların unvanlarının da muhakkak geri alınması lazım. Çok canlı bir örnek; daha iki hafta önce, bir önergeyle, Şanlıurfa'da görev yapan bir acil tıp uzmanının sahte belgelerle doktorluk yaptığını kanıtladık ve bu insan Amerika'ya giderek üç sene içerisinde iki ihtisas birden bitiriyor. Pratisyen hekim olarak mezun oluyor, bir yıl burada mecburi hizmet yapıyor, arkasından Amerika'ya gidiyor, hem çocuk ihtisasını hem çocuk acil üst ihtisasını yaparak geliyor. Şimdi siz bu insanların üzerine gitmeyecek misiniz? Sizden isteğimiz şudur: Bunların üzerine kararlılıkla gidilmesi gerekir ve bu konuda iş birliği yapılması gerekir.
Şimdi, biz bu kanun tasarısında da iş birliği yaptık sizinle, bazı maddeleri değiştirdik, siz "Tamam." dediniz. Bir önceki kanun tasarısında kara parayı aklayan maddeyi çıkarma üzerine de sizinle iş birliği yapmıştık ama daha onun mürekkebi kurumadan bugün Plan ve Bütçe Komisyonunda kara parayı aklayan çok daha iğrenç bir maddeyi kabul ettiğinizi öğrendik.
Arkadaşlar, bizim size olan itimadımızı test etmeyin çünkü gerçekten itimadımız çok düşük. Burada da sorunlu maddeleri çekip yarın getirecek iseniz ben size hakkımı helal etmiyorum.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)