| Konu: | Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 28.07.2016 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'nın 28'inci maddesinin (2)'nci fıkrası üzerine verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Atatürk'ün "En büyük eserim." dediği Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik, sosyal hukuk yapısının "ama"sız korunması gayreti içerisinde olan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Bugün Siirt ve Hakkâri'de şehit olan 3 asker ve 2 polisimize Allah'tan rahmet ve tüm halkımıza da başsağlığı diliyorum.
Görüldüğü üzere terör devam ediyor; acilen olağan düzene geçme konusundaki hassasiyetimizin ne kadar önemli olduğunu, şimdi, herkes çok daha iyi anlamış bulunuyor.
Değerli arkadaşlar, üzerinde konuştuğumuz kanun tasarısı aslında geçen dönemde yani 24'üncü Dönemde de karşımıza gelmişti; o zamanki sıra sayısı 707'ydi, o zamanki adı -tasarı, hemen hemen aynı olmakla beraber tasarı- "Yabancı İstihdamı Kanunu Tasarısı"ydı, yabancıları istihdam etmek üzere hazırlanan bir tasarı. Ancak, işsizlik oranının çok yükseldiği, özellikle genç işsizlerin oranının yüzde 20'leri geçtiği ülkemizde bu kanun tasarısının adı, kamuoyunu da rahatsız ettiği için, daha afili, daha süslü, daha böyle güzel bir hâle getirildi yani zarf değişti, mazruf aynı; adı "Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı" olarak geldi. Aslında bu konuştuğumuz konu, yabancıların istihdamı kanunudur yani yabancılar ülkemizde nasıl istihdam edilecek, bu kanundur. Ama, bizim gücümüzün büyük bir kısmını kendi evlatlarımızın nasıl istihdam edileceği konusuna vermemiz gerekiyor.
Şimdi, Sayın Bakan ve sayın diğer komisyon üyeleriyle bazı maddelerde uzlaşmaya vararak bu tasarıyı tartışıyoruz. Ancak, Sayın Bakan, dünkü Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısının ardından Komisyon üyelerimizde çok ciddi bir sıkıntı ortaya çıktı. Plan ve Bütçe Komisyonunda daha önce kara paranın aklanması ve Türkiye'ye getirilmesi konusunda çok ciddi mücadeleler verilmişti, bu konuyla ilgili madde engellenmiş ve o tasarıdan çıkarılmıştı ve güle oynaya o tasarı buradan geçmişti. Şimdi, dün Plan ve Bütçe Komisyonu, ortak mutabakatla tasarıdan çıkarılan maddeyi yeniden konuştu, kabul etti, getirdi. Bu, bizim güvenimizi ciddi şekilde sarstı. Eğer bugün uzlaşarak, birbirimize söz vererek getirdiğimiz bu değişikliklerde yarın geri adım atarsanız inanın bir daha sizinle hiçbir konuda asla oturup konuşmayacağız; bu kadar net konuşuyorum. O yüzden, birbirimize verdiğimiz sözler namustur, bu sözlerin de tutulacağına ben eminim, sizin de böyle bir tarzınız olduğunu biliyorum.
Şimdi biz bu maddeyle, bu önergeyle ne getiriyoruz? Değerli kağıtları ucuzlatıyoruz, diyoruz ki: Değerli kağıtlar daha ucuz olsun. Bir yandan, biz çok basit bir şekilde yani 50 liraya, 10 liraya falan düşürmeye çalışırken Sayın Bakan, diğer yandan, Resmî Gazete'de dün yayınlanan bir kararla milletvekillerine tatilde bile yıpranma payı getirdiniz. Bu, hepimizi çok ciddi şekilde yaraladı Sayın Bakan. Böyle bir uygulamanın Meclis tarafından çıkmadığını halkımıza anlatmak istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin veya herhangi bir milletvekilinin bu konuda bir dahli yoktur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı milletvekillerinin tatilde bile yıprandığına karar vermiş ve fiilî hizmet zammı uygulamıştır. Bu, doğru değildir, bu uygulama yanlıştır; derhâl geri çekilmelidir. Yıpranma payı vatandaşlarımıza uygundur, sağlıkçılara uygundur, emniyet görevlilerine uygundur ama milletvekillerine sorulmadan böyle bir uygulamanın yapılması, hele hele böyle bir dönemde yapılması milletvekillerinin tamamını, hepimizi halkın önünde bir hedef hâline getirmiştir.
Bunun milletvekillerinin rızasıyla olmadığını tekrar dile getiriyorum. Bu uygulamadan derhâl vazgeçilmesi gerektiğini ve bu fiilî hizmet zammının vatandaşlara uygulanması gerektiğini tekrar ısrarla söylüyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)