GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:122
Tarih:03.08.2016

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bir ülkenin temel gücü, hukuka, adalete ve ekonomiye dayanır. Ekonomisi, hukuk sistemi, adalet sistemi doğru işletilmeyen, yönetilmeyen her sistem çökmeye mahkûmdur. Bu temel değerler, gündelik politikalara alet edilmeyecek kadar da kritik alanlardır. Doğru ekonomik politika yürütmek, siyasilerin, özellikle de Hükûmetin bu ülkenin tüm vatandaşlarına karşı temel vebali ve sorumluluğudur.

Görüyoruz ki AKP, on dört yılda, ekonomi alanında ciddi yapısal problemler yaşatmaya devam etmektedir. Bu problemler, çözüleceği yerde, her yıl yapılan yanlışlar sonucu halkımıza büyük bedeller olarak geri dönmektedir. Ekonomi, önemli üretim kaynaklarının özelleştirilmesiyle yükselmez; emeklilik fonunun, işsizlik fonunun sömürülmesiyle, hele yoksulun sırtından hiç yükselmez. Gördüğünüz gibi, kötü yönetilen ekonominin örnekleri saymakla bitmiyor.

Bütün bu yaşananlardan sonra, ülkemizin itibarı açısından son derece önemli olan bir konuya dikkatinizi çekiyorum. Uluslararası 2 kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye'ye "Yatırım yapılamaz bir ülke." demesi, ülkemize güvenin eksilmesine yeterlidir. Buna Hükûmet olarak hakkınızın olmadığını biliyoruz.

Ülkemizin ekonomi politikası ve güven, sadece varlık barışı ya da vergi barışıyla oluşturulamaz. Bu kanun, aslında, kötü giden ekonominin, kötü yönetimin, sorunlara kalıcı çözümler bulamayışınızın da acı bir sonucudur. AKP, iktidara geldiğinden bu yana beşinci kez vergi barışını gündeme getiriyor ama ülkemize ekonomik çözüm getiremiyor. Bundan önceki düzenlemelerde olduğu gibi bu düzenlemede de sorumluluğunuz büyüktür. Dünyanın neresinde, hangi ülkede on dört yılda beşinci kez vergi barışı görülmüştür? Örnek verebileceğiniz bir ülke yoktur.

Günü kurtarmak için yapılan vergi afları, vergide eşitlik ilkesine de aykırıdır. Vergi barışının temel gerekçesi, kamu alacaklarını azaltmak ve bunları düzenli takip etmekten geçer. Bu anlayış ve yönetme politikalarının ülkemizi daha da çok sıkıntılara düşürmesi kaçınılmazdır. AKP Hükûmetleri, daha adil, daha basit ve geniş tabanlı, uygulanabilir bir vergi sistemini on dört yılda hâlâ kuramamıştır.

Değerli milletvekilleri, devletler için bütçeleri prestij sayılır ve önemlidir. Bu vergi barışı, dürüst esnafın, yoksul halkın barışı değil, hele ülkemiz bütçelerinin hedeften çok uzak olduğunun Hükûmetçe bir ilanıdır. Bir devlet düşünün ki afsız vergi toplayamıyor. Ülkemizde gelinen noktada vergisini düzenli ödemeyi ilke edinmiş vatandaş, ekonomik darboğazda ve artık vergisini ödeyemez hâle gelmiştir. Üzerinden henüz iki yıl geçmiş bir düzenleme, üç yılda bir yenilenen vergi affı, kamuoyunda vergiye gönüllü uyumu da ortadan kaldırmaktadır. Her yeni vergi affı, vatandaşın mükellef sorumluluklarını sekteye uğratıyor, "nasıl olsa af gelecek" diye vergi ödememe yolunu benimsetiyor. Bunun adı, iyi niyetli, dürüst, vergisini zamanında ödeyen yurttaşın âdeta devlet ve Hükûmet eliyle cezalandırılmasından başka bir şey değildir.

Hükûmet on dört yıldır iktidarda. Sayın Bakanım, sayenizde esnaf borcunu ödemiyor mu, yoksa ödeyecek takati mi kalmadı; iyi etüt etmek lazım. Hani derler ya: "Vatandaşta kan alacak damar da bırakmadınız." Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun bu konuda vergisini ödeyen mükellefin ödüllendirilmesi anlamında bir önerisi var, az önce okundu. Vergisini tam ve zamanında ödeyenler, ödedikleri vergi ve sosyal güvenlik primi tutarı kadar faizsiz işletme kredisi kullanmalıdır. Bu kredilere ilişkin faiz ve diğer masrafların bedelini de hazine karşılamalıdır. Bu öneriye de Genel Kuruldan destek bekliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)