GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:122
Tarih:03.08.2016

MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 409 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Aziz milletimizi ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'yi bir iç çatışma ortamına sürüklemeye dönük kalkışmanın, demokrasimize yönelik hain darbe ve Türk milletine saldırı girişiminin üzerinden on sekiz gün geçmiştir. Bu süre içinde bölücü hainler FETÖ'nün bıraktığı yerden devam etmektedir. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden bu yana 19'u polis, 17'si asker olmak üzere toplamda 36 vatan evladı şehit olmuştur. Konuşmamın başında, bölücü terör örgütü PKK'nın hain saldırıları sonucu şehit olan polis ve askerlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, milletimize başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin gerekçesinde yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik kararları desteklemek ve müteşebbislerin yatırım kararlarına daha sıhhatli bir şekilde odaklanmalarını sağlamak için özel sektörün kamuya olan borç yükünün azaltılması ve borçları taksitle ödeme imkânı getirilmesi, ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması, vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeksizin çözümlenmesi, işletme kayıtlarının fiilî durumlarının uygun hâle getirilerek kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi ve bazı varlıkların millî ekonomiye kazandırılmasının amaçlandığı belirtilmektedir.

Düzenleme, kamu alacaklarının yapılandırılması konusunda bugüne kadar ortaya konulanların en kapsamlılarından biridir. Kamu alacağının tamamından veya bir bölümünden vazgeçilmesi kanun teklifinin kapsamı itibarıyla bir mali af niteliğinde olduğunu göstermektedir. Teklifin yasalaşması hâlinde, 2016 Haziran ve önceki aylara ilişkin olup, bu kanunun yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan prim, kesenek ve idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarının yapılandırılması ve taksitlendirilmesi mümkün olacaktır.

Bilindiği gibi, gerçek ve tüzel kişilerin yurt dışında bulundurdukları para, altın, alacak ve diğer sermaye araçlarının Türkiye'ye getirilmesine ilişkin düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine daha önce gelmiş ancak itirazlar sonucu Genel Kuruldaki görüşmeler sırasında Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'ndan çıkarılmıştır; bu defa ise aynı düzenleme kapsamı da genişletilmiş şekilde 7'nci madde olarak teklifte yer almaktadır. Söz konusu madde, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarıyla birlikte bu defa her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarını da 31 Aralık 2016'ya kadar Türkiye'ye getiren gerçek ve tüzel kişilerin bu varlıkları tasarruf edebilmelerinin önünü açmaktadır.

Düzenlemeyle, belirtilen varlıkların Türkiye'ye getirilme işleminden dolayı ve bu işlemden hareket edilerek hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılmayacağı, vergi cezası ve idari para cezaları kesilmeyeceği güvencesi verilmektedir. Yani, bankalar ve gümrükler yurt dışından kendileri kanalıyla gelen varlıklar için kara para da olsa şüpheli bildiriminde bulunmayacaklardır.

Bu maddeyle, konusu suç teşkil eden gayrimeşru hatta Türkiye ve insanlık aleyhine faaliyetlerden elde edilmiş varlıkların Türkiye'ye getirilmesine imkân ve fırsat verilmiş olunacak, hiçbir şekilde vergi incelemesi yapılmayacağı gibi varlığın kara para veya bir suç ekonomisinden doğup doğmadığı da araştırılmayacaktır. Ayrıca, gerçek ve tüzel kişiler bu varlıkları diğer kişilerin nam veya hesabına bildirim veya beyanda bulunabilecektir. Türk vatandaşı olma şartı aranmayacağından, yabancı ülke vatandaşları da şaibeli paralarını aklama fırsatı bulabilecektir.

Yine, maddeyle, Türkiye'ye getirilen varlıkların her an Türkiye dışına geri çıkarılabilmesi de imkân dâhilindedir. Bu niteliği itibarıyla, ekonomik anlamda beklenen faydanın sağlanması da mümkün olmayacaktır.

Değerli milletvekilleri, ekonominin içinde bulunduğu durgunluk ortamında ülke ekonomisinde canlanma ve dinamizm yaratmak ve had safhada bulunan kaynak ihtiyacını karşılamak için yurt dışında bulunan varlıkların ülkeye girişine olumlu bakmakla birlikte, konusu suç teşkil eden, gayrimeşru faaliyetlerden elde edilmiş olma ihtimali bulunan varlıkların her ne pahasına olursa olsun millî ekonomiye sokulması anlayışını asla doğru bulmuyoruz. Toplumun büyük kesiminin beklediği ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamemizde yer verdiğimiz ve daha önce gündeme getirdiğimiz, bu teklifin komisyon görüşmeleri sırasında da destek ve katkı verdiğimiz vergi, sigorta primi ve diğer bazı kamu alacaklarının yapılandırılmasını öngören maddelerin arasına bu düzenlemenin sıkıştırılmasının doğru olmadığını, siyasetin ihtiyaç duyduğu etik, ilke ve değerlere de uygun bulunmadığını belirtmek istiyorum.

Bilindiği üzere, Antalya'da toplanan G20 Zirvesi'nde liderler, finansal hesaplara ilişkin bilgilerin karşılıklı olarak değişimi konusunda görüş birliğine varmışlar, otomatik bilgi değişim sistemini benimseyerek 2017 yılı bilgilerini 2018 sonrası diğer ülkelerle paylaşmaya başlayacaklarını taahhüt etmişlerdir. Bu durumda, kanun teklifiyle, yasa dışı yollardan elde edilen gelirlerin Türkiye bu sisteme geçmeden aklanmasının mı amaçlandığı sorusu akla gelmektedir. Yine bu düzenlemeyle, varlık sahiplerinin adları kamuoyundan gizlenmek istendiğine göre acaba varlıklar açısından ortada ayıplı bir durum mu olduğu da akla gelen bir başka sorudur. Ve nihayet, basından öğrendiğimiz ve İtalya'da yürütüldüğü anlaşılan kara para soruşturması meselesi soru işaretlerini artıran bir başka husustur. Akla gelen bu ve benzeri soruların cevap bulmaması hâlinde şüpheli işlere zemin hazırlayan bu düzenleme mahşerî vicdanda da kabul görmeyecek, yapılmak istenen, varlıkta barış değil aklamada yarış olarak değerlendirilecektir.

Değerli milletvekilleri, bugün Türkiye'nin en önemli ekonomik sorunu üretim çarklarını döndürecek mekanizmaların yeterince hayata geçirilememesidir. Ülkemize gelmesi beklenen üretken doğrudan dış yatırım yerine ekonominin üretme kapasitesine etkisi düşük olan ve portföy yatırımı olarak bilinen sıcak para girişi, aynı zamanda sıcak paranın ekonomiden çok kısa süre içinde çıkma ihtimali nedeniyle krize yol açma riskini de beraberinde getirmektedir. Yurt içi sermayenin yetersizliği ve yabancı sermayenin beklenen düzeyde olmaması sonucu ekonomide bugünkü üretim sorunu ortaya çıkmıştır. Bu yapısal problemler çerçevesinde vergi sisteminin adaletli hâle getirilmesi de Türkiye'nin öncelikli hedeflerinden birisi olmalıdır ancak AKP döneminde vergi adaleti sağlanamamış ve kayıt dışı ekonomi büyümüştür, sistemdeki mükellefler daha çok vergilendirilirken vergi tabanı genişletilememiştir. Vergi sistemindeki adaletsizlik ve yapılan düzenlemeler sürekli yeniden yapılandırma beklentisi oluşturmakta, bu durum ise hem yükümlülüklerin ertelenmesi sonucunu doğurmakta hem de mükellefiyetlerini yerine getirenler bakımından bir haksızlık ortaya çıkarmaktadır. Nitekim, bu tür düzenlemeler yapılırken vergisini düzenli ödeyen, yükümlülüklerini yerine getiren vatandaşlarımızı ödüllendirecek, dolayısıyla vergi adaletinin ve bilincinin yerleşmesine katkı sağlayacak bir mekanizma ne yazık ki oluşturulamamıştır.

Kuşkusuz, ekonomiyi büyütebilmek için yatırıma, yatırım için de kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır. Sorun, ülkemizin yurt içi kaynaklarının yani iç tasarrufların AKP hükûmetleri döneminde ülke tarihinin en düşük düzeylerine inmesidir. Bir başka problem de yatırımcı için belirleyici temel faktörlerden olan demokrasi, hukuk sistemi, idarenin işleyişi, iş gücünün niteliği, şeffaflık ve öngörülebilirlik yönündeki güvensizliktir. Sağlıklı işleyen ve güven duyulan bir ekonominin tesisi ancak bu temel problemlerin aşılmasıyla mümkün olabilecektir.

Değerli milletvekilleri, yapısal sorunları çözmek yerine kaynağı belirsiz varlık girişinden medet ummak Türkiye'nin büyüklüğüne de, Türk milletinin asaletine de yakışmayan bir durum olacaktır. Bu nedenle, daha önceki görüşmelerde de ifade ettiğimiz gibi söz konusu maddenin teklif metninden çıkarılması yerinde olacaktır.

Bu düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)