| Konu: | Karadağın Kuzey Atlantik Antlaşmasına Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 123 |
| Tarih: | 09.08.2016 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri, sizleri ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Uluslararası bir anlaşma görüşüyoruz NATO'yla ilgili ama bugün yaşadığımız konularda NATO Sözleşmesi'yle ilgili olan hususlarımız var, terörle mücadeleyle ilgili konular var.
Öncelikle, Osman Bey bakıyor orada -geçen hafta Londra'daki temaslarımızda da beraberdik- onun da tabiriyle NATO'nun sınırı Suriye sınırda başlıyor. Türkiye'nin sınırı ile NATO'nun sınırı özdeşleşmiş durumda ve NATO'nun yeni stratejik konseptinde de en önemli konu uluslararası terör ve bununla mücadele. Bakanlar toplantısından sonra yapılan bildirilerde, bütün toplantılarda ve daha önce katıldığımız NATOPA, AGİTPA toplantılarında da bu hususlar baş konu olarak değerlendiriliyor. Ancak, biz, o dilek ve temennilerin veya sonuç bildirgelerinde yazılan hususların tam olarak uygulandığını göremiyoruz. Yaptığımız temaslarda -diğer arkadaşlarımızla da görüştük diğer ülkelerde- darbe teşebbüsü sonrası yapmış olduğumuz temaslarda anlattık ama bu, bugünün sorusu da değil, sadece darbe teşebbüsüyle ilgili de değil. Maalesef, en önemli üyeleri olan Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa başta olmak üzere, bu konularda biraz daha ikircikli davranıyorlar. Tabii, bugün, FETÖ terör örgütüyle ilgili bu darbe teşebbüsü ve son dönemdeki gelişmelerin ötesinde, PKK'yla, PYD'yle yapılan mücadelede bu destekleri maalesef göremediğimiz gibi, karşı tarafı şımartan, kollayan, koruyan, hatta onların elbisesiyle gidip orada mücadele eden Batılı askerleri görüyoruz. Bunu buradan uyarmak istiyorum, bir an önce bu sözleşmelere uyulması gerekiyor.
Bu kapsamda da, tabii ki darbe teşebbüsüyle ilgili de -arkadaşlarımızla biz Londra heyetindeydik, temaslarda bulunduk- maalesef, Batı'nın bakış açısında da hâlâ o ikircikli tutumu devam ediyor. Bizler de bütün milletvekilleri olarak, muhalefet partilerine mensup milletvekilleri olarak kendilerine buradaki gelişmeleri anlattık, görüştük. Biz MHP olarak en baştan beri -olayın haber alınmasından itibaren Sayın Genel Başkanımız parti genel merkezinde yakından izledi- buna karşı olduğumuzu anında belirttik, sonrasında da Sayın Meclis Başkanımızın çağrısı üzerine, burada bulunan bazı milletvekili arkadaşlarımızla beraber, Cumhuriyet Halk Partisinden ve Adalet ve Kalkınma Partisinden arkadaşlarla burada sabaha kadar onu yaşadık. Bu gelişmeleri de anlattık. Bizim MHP olarak tavrımız ilkesel; demokrasiye karşı yapılacak her türlü saldırıya karşı durduğumuzu söyledik. Sizlere her zaman buradan ifade ediyoruz: Biz, milliyetçilik ve demokrasiyi ikiz kardeş gibi gören bir partiyiz. Bu kapsamda da, "milletin iradesi" demek olan, "milletin kendi kendini yönetmesi" demek olan demokraside de milliyetçiliğin en önemli unsur olduğunu ve ikisi arasında böyle bir ilişki olduğunu tekraren ifade etmek istiyorum.
Bu kapsamda, hem terörle mücadele açısından önemli olan hem de darbe teşebbüsü açısından en fazla yıpratılan kurum olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliğiyle ilgili hususlarda çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Dün basın mensuplarıyla sohbet ederken programda da sordular. Benim için, bizim için Yenikapı ruhunun en önemli unsuru, Silahlı Kuvvetlerimize gösterilen, Sayın Genelkurmay Başkanının nezdinde ama Türk Silahlı Kuvvetlerine bir kurum olarak gösterilen teveccüh gerçekten önemli bir mesaj içeriyordu; hem içeriye hem dışarıya, dosta güven, düşmana korku veren bir gelişme olması gerekiyordu.
Onun için, baştan beri kurumların yıpratılmaması gerektiğini, şahısların buradaki sorumluluğunu kurumlara yüklememek gerektiğini söyledik. Tabii, alınan bazı önlemlerde kurumların kapatılması çözüm gibi görülebiliyor ama bunların yeniden, KHK'ların Mecliste görüşülmesi sırasında ele alınması gerektiğini ve yapısal düzenlemelerin daha gerçekçi şekilde yapılması gerektiğini düşünüyoruz çünkü şu anda, her ne kadar FETÖ terör örgütüyle mücadeleye yoğunlaşılmışsa da ülkemizin diğer bölgelerinde PKK'yla mücadele devam ediyor, teröristbaşının yandaşları, yardakçıları hâlâ bizi tehdit edebiliyorlar; daha bugün, yine medyada bazı şeyler yer alıyordu. Onun için, o mücadelenin kararlılıkla devam etmesi lazım. Karadeniz'deki illerimize varıncaya kadar terör olayları devam ediyor. Bir an önce bu olağanüstü hâl durumundan çıkıp normalleşmemiz lazım, kurumları yeniden çalıştırmamız lazım. Bunu yapmak için de bir an önce bu şeyleri bırakıp yeniden bu süreci çalıştırmamız gerekir.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin moralini yüksek tutmamız lazım. Artık, oralardaki barajları, engelleri de kaldırıp Türk Silahlı Kuvvetlerinin mücadelesinin önünü açmak lazım. Bu kapsamda, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin başı olarak Sayın Genelkurmay Başkanına bütün milletimizin orada göstermiş olduğu teveccühü önemsiyorum. "Peygamber ocağı" dediğimiz ordumuzun yıpratılmaması, analarımızın kınalayarak gönderdiği o kuzularımızın birkaç tane teröristle, kendini bilmez bölücüyle aynı kefeye konulmaması gerekiyor. Bu konuda hassas olmamız gerekiyor değerli arkadaşlar. Bu çapta yapılacak çalışmalarda bu hassasiyetleri dikkate almamız lazım.
Sadece askeriyede değil, diğer hususlarda da bir olağanüstü hâl var diye yaş ile kuruyu karıştırmamamız lazım. Bizler de iyi niyetli bir şekilde anlattık, yurt dışında da anlattık, burada da arkadaşlarla görüşüyoruz ama çok fazla şikâyet geliyor, bize de arada herhâlde masum kişiler de gidiyor gibi geliyor. Bu hususlarda biraz daha dikkatli çalışma yapılması gerekiyor çünkü kurunun arasında yaş hakikaten yanabiliyor. Bir de empati yapmamız lazım. Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bazı yöneticiler bunu yapıyorlar, diyor ki: "Biz Allah'tan af diliyoruz, milletimizden özür diliyoruz bunları görememişiz diye." Ben de size aynen o mantıkla sesleniyorum: Bunları göremeyen, aldanan vatandaşlarımızı da onun içinde olan, örgütsel faaliyette bulunan, finanse edenlerden ayrı tutmamız lazım. Herhangi bir şekilde okuluna çocuğunu göndermiş veya dershanesine göndermiş ki o zaman gidilmesini sizler de teşvik ediyordunuz yani oraya giden arkadaşlarımız da var, şimdi töhmet altında bırakmamak lazım. Yani, gerçekten o suça katılan, bölücü faaliyetlere katılan, darbe teşebbüsüne katılan varsa onları zaten yargı yargılayacak ama toptancı bir yaklaşımla bunları götürmememiz lazım ve bir an önce de normalleşmeyi sağlayarak değerli arkadaşlar, uzağına düşmeye başladığımız 2023 vizyonuna ilişkin hedeflerimize yeniden odaklanmamız lazım; yapısal önlemleri bir an önce, ekonomik, sosyal, siyasi olarak tamamlamamız gerekiyor.
Araya darbe teşebbüsü girdi ama bu konular hassasiyetini devam ettiriyor. Her ne kadar bir torba kanun çıkardık, şu anda da -sizin belki haberiniz yoktur- Komisyonda hâlâ arkadaşlar görüşüyor, yeni bir tane daha geldi; vatandaşlarımızın sıkıntısını giderecek, öteleyecek şeyler yapıyoruz ama sıkıntının kalıcı olarak çözümü için yapısal önlemleri almamız lazım. Yarayı tedavi etmek, geçici olarak pansuman yapmak başka ama ameliyatla o işi normale döndürmek gerekiyor. Onun için, bir an önce bu önlemleri almamız lazım. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman yapıcı, yol gösterici, uzlaşmacı bir siyaset anlayışına sahibiz, "Önce ülkem ve milletim, sonra partim." diyen bir anlayışa sahibiz. Onun için de en başta ülkemiz için doğru olan neyse, terörle mücadele edilecekse bu konuların da arkasındayız. Sosyal, siyasi konulardaki çekincelerimiz ayrıdır. Bir darbe teşebbüsü, demokrasiye karşı yapılan bir teşebbüs varsa onun da karşısındayız ve Türk milleti olarak hep beraber buna karşı çıktık, çıkacağız. İnşallah, bunların da hepsini aşmamız lazım ama bunları aşarken de Yenikapı'da örneğini sergilediğimiz bu millî duruşu tüm Türk milleti olarak bütün unsurlarıyla, iktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, özel sektörüyle hep birlikte yaşatmamız lazım.
Bu kapsamda, Sayın Genel Başkanımızın Yenikapı'da konuşması sırasında bahsettiği birkaç cümleyle konuşmama son vermek istiyorum. O gün de belirtildiği gibi, bizim anımız bir, hatıralarımız bir, atimiz bir, hep beraber bunun üzerine çalışmamız gerekiyor, aksi takdirde biz yok olmakla karşı karşıyayız, Türklüğe kastedenler çok fazladır.
Bunu anlamanın tek yolu, bunu önlemenin tek yolu, hep birlikte, iktidarıyla, muhalefetiyle ve bütün sivil toplum kuruluşlarıyla, medyasıyla el ele vererek yeniden bu yaraları sarmalı ve önümüzdeki 2023 hedeflerine kilitlenmeliyiz. Bunu yapmak için ne yapmamız gerekir?
Sayın Genel Başkanımızın tabiriyle, biz eğer hasbi olursak, biz kesrete yüz çevirip vahdet denizine hep birlikte açılırsak bizi kimse yenemez, bize kimse boyun eğdiremez. O zaman bin yıllık kardeşliği sabote etmeye çalışanların da emellerini boşa çıkarırız, hep birlikte 2023'te lider ülke, 2053'te süper güç olmaya doğru devam ederiz diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)