GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:124
Tarih:10.08.2016

RECAİ BERBER (Manisa ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 410 sıra sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle, sözlerime başlamadan önce 15 Temmuzdaki ülkemizin uğramış olduğu terör saldırısında ve tarihimizde görmediğimiz ihanet çerçevesinde kaybettiğimiz şehitlerimize yine ben Allah'tan rahmet diliyorum. Ancak o günden bu yana yine ülkemizin bir başka köşesinde maalesef şehitler vermeye devam ediyoruz. 15 Temmuz saldırısı nasıl bu Meclisin bütün siyasi partilerinin ittifakıyla ve iradesiyle ve eylemiyle savuşturuldu ve atlatıldıysa ülkemizin diğer köşesindeki bu terör saldırıları için de inşallah birlikte hep beraber, bütün siyasi partiler olarak tavır alır, onu bitirmek için de elimizden geleni yaparız.

Değerli arkadaşlar, bu kanunla ilgili olarak tabii ki arkadaşlarımız değişik görüşlerini paylaşıyorlar. Ancak öncelikle söylenen hususların gerçekten kanunda olup olmadığına ve onun üzerinden de birtakım argümanlarla, tabiri caizse, kanunu çarpıtarak ajite etmeye gerek yok. Yani son zamanlarda sağladığımız gerçekten demokratik olgunluk, sağladığımız birbirimizle ilgili, kanunlarla ilgili eleştirilerimizin gerçek olması, ayağı yere basması her şeyden önemli; ondan sonra uzlaşma zaten kolay. Uzlaşabilmek için önce elimizdeki verilerin, donelerin gerçek olarak, doğru olarak anlaşılması ve çarpıtılmadan anlatılması lazım. O zaman çok daha rahat anlaşırız.

Nitekim biz geçen dönem Plan ve Bütçe Komisyonunda Musa kardeşim ve diğer arkadaşlarla çok tartışmalar yaşadık gece on ikilerde, birlerde. Ama, şimdi görüyorum, hakikaten demokrasi buymuş, yani son zamanlarda güzel bir olgu var yani, uzlaşma.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bravo! Ne güzel farkına vardık, alkışlıyorum vallahi!

RECAİ BERBER (Devamla) - İktidar diyor ki: "Şu maddeyi çekelim." Siz diyorsunuz: "Çekelim.", "Tekrar görüşelim.", "Tekrar tartışalım." Ne güzel, böyle olması lazım. Ve gerçekten zevk alıyoruz şimdi. Yani sanki demokrasiyi ve uzlaşma kültürünü yeniden keşfetmiş gibi böyle bir durumdayız, gerçekten bundan da büyük bir mutluluk duyuyoruz, katkı veren herkese de ben teşekkür ediyorum.

Ancak, tabii, bazı alışkanlıklar da maalesef, dediğim gibi, kolay terkedilmiyor. Bu kanun çok açık bir şekilde, maddesinde açıkça dediği hâlde... Yani zorunlu tasarruf filan değil bu, zorunlu olması için, hani girdin, çıkamazsın, zorunludur. Öyle bir şey yok, iki ay sonra bir dilekçe veriyorsun, ayrılıyorsun ya da iki ay sonra ayrıldığın zaman, ayrılmayı unuttun, iki ay değil de üç ay geçti, beş ay geçti, on ay geçti, istediğin zaman ayrılıyorsun.

MUSA ÇAM (İzmir) - Senin iş yerinde, fabrikandaki işçi senin korkundan ayrılabilir mi?

RECAİ BERBER (Devamla) - Ya da bir dakika...

MUSA ÇAM (İzmir) - İşten atarsın adamı!

RECAİ BERBER (Devamla) - Öyle şey olur mu?

MUSA ÇAM (İzmir) - İşten atarsın adamı!

RECAİ BERBER (Devamla) - Niye atsın?

MUSA ÇAM (İzmir) - Atarsın! İşçi korkusundan ayrılamaz.

RECAİ BERBER (Devamla) - İşverenin cebine giren bir şey yok ki niye atsın yani, böyle bir şey olamaz.

Ya da diyelim ki bir iş yerinde çalışıyordu, o iş yerinden ayrıldı, yeni bir iş yerine geçti, orada böyle zorunlu değil otomatik bir kayıt yok. Yeni iş yerine geçtiğinde kendisi dilekçe verirse devam edebiliyor, bu çok önemli. Yani, ilk defa şu anda 45 yaşın altındaki herkes... Buna zorunlu filan denmez, buna otomatik geçiş denir çünkü insanımız gerçekten bu tip tasarruf fonlarını... Özellikle bireysel emeklilikte bizim hep eleştirdiğimiz şuydu: Bakın, bireysel emeklilikte adım adım nereye geldik, ilk çıkardığımızda bunu vergi matrahından düşüyorduk, en adaletsizi buydu. Neden? Çünkü benim matrahım yüzde 35'e geliyor, ben bunu matrahtan düştüğüm zaman devlet bana yüzde 35 katkı vermiş oluyordu. Yani biraz önce yerinde bir eleştiri olarak "Ya, bu bireysel emeklilik tuzu kuruların işi." filan dendi. Doğru, o zaman öyleydi. Neden? Çünkü benim gelirim 10 bin lira, 20 bin liraysa aylık ne yapıyordum, bireysel emeklikten yararlandığım zaman devlet benim cebime tabiri caizse yüzde 35 veriyordu ama gelir dilimi düşükse, yüzde 15'te kalıyorsa asgari ücretli, o da eğer bunu isteyerek gidip üye olduysa ve bireysel tasarrufta bulunuyorsa o zaman onun kazancı ne kadardı? Sadece yüzde 15'ti. Peki, daha fazla tasarruf eden, geliri yüksek olana devlet yüzde 35 verecek, öbür tarafta asgari ücretli, o da gönüllü olarak gitmiş bireysel emekliliğe girmiş ona da yüzde 15. Esas yanlış olan buydu, düzeltildi. Matrahtan indirim kalktı, devlet olarak Maliye Bakanlığı dedi ki: "Arkadaş, bireysel emekliliğe gönüllü olarak giren, şu ana kadar girmiş olan herkese ben yüzde 25 veriyorum." Dünyanın her yerinde de böyledir. Bakın, sadece bireysel emeklilikte Avrupa'da değil, Avrupa'da, Almanya'da şu "Bausparkasse" dedikleri konut tasarruf fonları var, gönüllü, ihtiyari. Ne kadar üyesi biliyor musunuz? Alman nüfusunun yarısı, yarısı. Ne kadar fon var orada biliyor musunuz? 700 milyar avro yani neredeyse Almanya'nın gayrisafi millî hasılasının üçte 1'i kadar tasarruf var orada. Bunlar zorunlu mu? Değil, bunlar teşvikle yapılan tasarruflar. Bizim, aslında, vatandaşımızın bu tip kurumsal fonlara, vesaireye tasarruf yapacak alışkanlığı yok. Şimdi, bu alışkanlığı sağlayıncaya kadar biz otomatik olarak tasarruf ettirelim, istemiyorsa "Ben tasarruf falan etmeyeceğim, benim zaten gelirim bana yeterli, ileride de bireysel emeklilik falan düşünmüyorum." diyorsa o zaman istediği zaman ayrılabilir. Ama bakın, bu yüzde 25'in yanında bu defa daha çok asgari ücretli -biraz önce söylendi ya- daha çok alt gelir grubundaki insanlar da buna teşvik edildiği için ikinci bir teşvik verildi. O da nedir? Bin lira da devletten tabiri caizse bonus. Şimdi arkadaşlar diyor ki -komisyonda da demişler- "Ee, onlara veriliyor, eskiden üye olanlara niye verilmiyor?" Ya, zaten demiyor musunuz "Eskiden üye olanlar, geliri yüksek olanlar, onlar zaten tasarruf ediyorlardı gönüllü olarak?" Bir de biner lira onlara da verelim diye önerge verilmiş. Bence o yanlış bir şey. Burada biz yeni bir sistem getiriyoruz. Bu sistemde de herkesi teşvik etmek istiyorsak böyle bir bin lira bonus güzel bir şey. Esasen, bu sisteme alışan insanlar... Bakın, bizim insanımız eskiden 50 lira, 100 lira zaten tasarruf eder, bir kenara koyardı. Ama bunun bir getirisi olur mu, soruyorum size? Her ay 50 lira, 100 lira... Hatta çoğu kimse ev hanımlarına verir parayı, o da mutfaktan, şuradan, buradan artırır gene kenara bir miktar para koyardı. Şimdi, ben geçmiş yıllardaki tasarruf oranlarına bakıyorum, bizim tasarruf oranlarımız biraz azalmış. Neden azaldı biliyor musunuz?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Artık yapamıyorlar.

RECAİ BERBER (Devamla) - Hâlen devam ediyor merak etmeyin. Şimdi buna geçince zaten gerek kalmayacak çünkü bakın, böyle, hele hele Musa Bey'in dediği gibi "Ee, işte, bunlar "hedge" fonları; bilmem işte, petrol şirketlerinin fonlarına, oraya buraya yatırılacak, sonra da bunlar batacak." falan. Arkadaşlar, burası...

MUSA ÇAM (İzmir) - Örnekleri var, örnekleri var.

RECAİ BERBER (Devamla) - Böyle bir şey yok.

Bakın, burada yeni bir düzenleme getiriyoruz. Bir standart fon var, insanlar eğer herhangi... Kendileri zaten seçecek; çalışan, tasarruf eden diyecek ki: "Ben şuraya yatırmak istiyorum fonumu." Eğer hiçbir tercihte bulunmazsa standart fon diye bir fon var, o fonun da...

MUSA ÇAM (İzmir) - İşverenler oturacaklar, işverenler seçecekler.

RECAİ BERBER (Devamla) - İşveren seçmeyecek.

MUSA ÇAM (İzmir) - Yapmayın! Gözünü seveyim, etmeyin eylemeyin ya!

RECAİ BERBER (Devamla) - Şirketi işveren seçecek; fonları, istediği fonu çalışan kendisi seçecek.

MUSA ÇAM (İzmir) - Nasıl seçecek?

RECAİ BERBER (Devamla) - İkincil mevzuatta düzenlenecek.

MUSA ÇAM (İzmir) - Çıkarabilir mi o fon varken?

RECAİ BERBER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, ülke olarak maalesef tasarruflarımız düşük.

MUSA ÇAM (İzmir) - O tamam, ona bir itirazım yok.

RECAİ BERBER (Devamla) - Şimdi bu tasarrufları teşvik etmek için böyle bir sistem getirmişiz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Çözüm bu değil.

RECAİ BERBER (Devamla) - Yarın konut için de getirmemiz lazım bunu.

MUSA ÇAM (İzmir) - Ücretleri yükselteceksiniz.

RECAİ BERBER (Devamla) - Şimdi, zaten, arkadaşlar, bir dakika, asgari ücrete zaten yüzde 30 birden, 950 liradan 1.300 liraya biz çıkarmadık mı, bu iktidar çıkarmadı mı?

MUSA ÇAM (İzmir) - Eylül ayında vergi artış dilimine girecek düşecek. Yapmayın!

RECAİ BERBER (Devamla) - Şimdi, bakın, o vergi dilimleri ayrıca tartışılır ancak burada bu tasarrufun zorunlu olmadığı, kesinlikle ihtiyari olduğu, istediğin zaman çıkabileceğin bir kere gerçek.

İkincisi, gerçek anlamda sosyal bir anlayışla yapılıyor. Neden? Arkadaşlar, o fonlara yatırılan paralara ben devlet olarak yüzde 25 verirken hatta ilk çıktığında yüzde 35 verirken, inanın ben de Komisyonda o zaman eleştirdim. Neden? Yani ben yapıyorsam, asgari ücretli benden... Devlet niye bana daha az destek veriyor? Eşit olması lazım, hatta daha düşük gelirlilere daha fazla destek vermemiz lazım çünkü onun marjinal faydası, ona getirisi çok daha fazla. Benim yatırdığım 50 lirayla, 100 lirayla geliri 10 bin lira, 20 bin lira, 50 bin lira olanın aynı değil. Onun için bunu böyle görmek lazım.

Daha önemlisi, bu yoldan aslında tasarruflarımızı artırmamız lazım ülke olarak. Onun için de bu çalışmanın gerçekten aslında geç kalınmış bir çalışma olduğunu ve ülkemiz için, vatandaşımız için, insanımız için hele hele bu gelir artışından sonra, asgari ücretteki artıştan sonra çok daha faydalı olacağını ve ileride de bunun faydalarını hep birlikte hem toplum olarak hem bireysel olarak herkesin göreceğine ben inanıyorum ve dolayısıyla bu kanunun şimdiden ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Şahsım olarak da bu kanunun -dediğim gibi- gecikmiş olduğunu düşünüyorum, bir an önce çıkmasında yarar olduğunu düşünüyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)