| Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 127 |
| Tarih: | 18.08.2016 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, sizleri ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Yine, klasik torba kanunlara kapanış haftalarında devam ediyoruz. Maalesef, bu bir kötü âdet hâline geldi, suimisal misal olmaz ama misali bırakın, artık gelenek hâline geldi.
Burada, tabii, birtakım değerlendirmeler, acil maddeler var dedik. Onun için, yukarıda da uzun tartışmalar sonucu Genel Kurula indi. Bir kısmını ayıkladık, bazı maddeleri ama hâlâ burada bazı sıkıntılı hususlar var. Tabii ki arkadaşlarımız böyle bakınca maddeye, içinde güzel şeyler var, Merkez Bankasıyla ilgili, sanki teşvik, krediler verilecek gibi görüyor ama işin başka bir boyutu var. Zaten teşvikle ilgili hususlar düzenlenmiş, kimlerin ne teşviki vereceği, hangi konuların teşvik edileceği var, onlarla ilgili de maddeler var ama bu kanunda getirilen esneme avansa ve reeskonta kabul edilebilecek senetlerin imzalarıyla ilgili. Arkadaşlarımıza Komisyonda sorduğumuz zaman, daha yeni bazı çalışmalarla bunların kapsamının genişletilebileceğini, yeni reeskont kredilerinin Merkez Bankası kanalıyla verilebileceğini söylediler. Tabii, buna bağlı olarak başka maddeler de var. Hepsini topyekûn konuştuğumuz zaman, Merkez Bankasının yeniden, daha önce bırakmış olduğu bazı işlemlere, orta vadeli reeskont kredilerine ve kısa vadeli ihracata ilişkin reeskont kredilerine geri döneceği anlaşılıyor. Merkez Bankasının bu işlevi, 1990 yılında, -32 sayılı Karar'dan sonra, 1989'da çıkan- Merkez Bankasının asli işlevlerine dönmesi amacıyla çıkarılmıştı. Ben de Merkez Bankasında, başladığım anda mali tahliller servisinde bu reeskontla ilgili işlerde çalışıyordum. Yani, onun işlevini yitirdiğini ve Merkez Bankasının para politikasına ilişkin asli işlevlerini yapması gerektiğini söyleyerek Kalkınma Bankası kurulmuştu -Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası- 2 banka birleştirilerek. Orta ve uzun vadeli reeskont kredileri Kalkınma Bankasına verildi onları yapması için, kısa vadeli ihracat reeskont kredileri de Eximbanka verilmişti.
Şimdi, ortada bu bankalar duruyor. Sistemde bir aksama varsa gidip Kalkınma Bankası üzerinden ve Eximbank üzerinden kısa, orta ve uzun vadeli reeskont kredileri verilebilir ama Merkez Bankası yeniden buraya girdiği zaman para politikası açısından, daha önce yapılan çalışmalar açısından bazı sakıncalar doğuracaktır çünkü bunun ötesinde, yine hatırlarsanız, 2001'de oluşturulan çalışmalardan sonra birtakım yasal düzenlemeler yapılmıştı, Merkez Bankasının hem Hazineye hem de kamu kurumlarına vermiş olduğu avanslara önce limit getirildi, sonra kaldırıldı. Neden yapıldı? Piyasada enflasyonu bozucu etki olmasın, para politikasını uygulamada sorun çıkmasın diye bu düzenlemeler yapılmıştı.
Şimdi, bu düzenlemeyle getirilmesi planlanan uygulamalar, maalesef, para politikası uygulaması açısından bazı sıkıntıları doğurabilecek. Evet "Teşvik verilsin." Zaten veriliyor. İlgili kurumlar bunu yapar. Aksama varsa da o sistemin içerisinde bunları çözebiliriz. Yoksa sadece yasada bunu düzeltip eğer bankalar aracılığıyla buna başlarsak ve iyi kullanılmazsa sonucunda başka şeylere yol açar. Örnek olarak söyleyeyim: Onların yapıldığı dönemde, bazı bankalar çok iyi soruşturma yapmadığı için geri dönmeyen bazı kredilerinden dolayı belli sektörlerde bir sürü işletme sahibi oldular. Yani, bilen arkadaşlarımız biliyor, bir bankamızın Taksim Otelcilik diye iştiraki vardı; verdiği kredilerin büyük bir kısmı geri dönmeyince bu tür sıkıntılara yol açmıştı. Ama, bizim kaygımız... Şu anda, daha çok para politikasının uygulanmasıyla ilgili bazı zorluklara yol açacağını ve Merkez Bankasının asli işlevlerinden uzaklaşacağını; bir taraftan enflasyonu düşürelim, faizle ilgili sorunlar tartışılırken öbür taraftan böyle bir sorunla karşılaşabileceğimizi sizlerin dikkatine sunmak istedik. Bu hâliyle Merkez Bankasının asli fonksiyonlarından uzaklaşması mümkün hâle gelebilir. Önemli olan, Merkez Bankasının bankalara son borç verme merci olarak kaynak aktarmasıdır. Onun yolları zaten vardır, açık piyasa işlemleriyle, repo işlemleriyle, birtakım şeylerle Merkez Bankası son borç verme merci olarak likidite penceresi üzerinden bankaları zaten fonlamaktadır; bunları, sıkıştığı zaman, sistemde bir sorun olduğu zaman yine yapabilir.
Dolayısıyla, bu uygulamanın gözden geçirilmesi ve böyle bir şeye yol açılmaması gerektiğini düşünüyor, saygılar sunuyorum.