| Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 127 |
| Tarih: | 18.08.2016 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hayırlı sabahlar diliyorum.
75'inci madde cumhuriyet tarihinde görülmemiş teşvikleri getiren bir madde. Tabii Hükûmetsiniz, siyasi bir karar alıyorsunuz; riski de sizin, getirisi de sizin. Bir diyeceğimiz yok. Netice itibarıyla, bu Hükûmet hesap verecek ama gerçekten görülmemiş teşvikler. Fakat, bunun (4)'üncü fıkrası sadece sizle ilgili değil değerli arkadaşlarım; bu, gelecek kuşakları ilgilendiren bir madde.
Değerli arkadaşlarım, çevre mücadelesinden Bergamalı Asteriks'i hatırlayanlar vardır, Orhan Konyar.
MUSA ÇAM (İzmir) - Oktay Konyar.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Oktay, evet.
Peki, Kavrun Yaylası'ndan Havva Ana'yı da hatırlıyoruz. Vatandaş Kazım var bir de Rize'den, ineğini satıp HES'i mahkemeye veren Vatandaş Kazım. Bunlar bu gece uyumuyorlar, bizi dinliyorlar.
Değerli arkadaşlarım, fıkra şöyle: "Proje bazlı yatırımlara diğer kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler için Bakanlar Kurulu kararı ile istisna getirilir." Öyle bir şey olamaz değerli arkadaşlarım. Dünya kadar kanun, Mera Kanunu, Orman Kanunu, Çevre Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma, Boğaziçi ön görünüm, ne aklınıza geliyorsa bütün kanunları bir tarafa koyuyoruz ve böyle bir yetki veriyorsunuz Bakanlar Kuruluna. Bu, bir defa Anayasa'ya aykırı, dönecek Anayasa Mahkemesinden; bunu siz de biliyorsunuz ama o arada siz bu yatırımlara çevre konularıyla ilgili dünya kadar istisna getireceksiniz.
Başka bir şey daha diyor bu madde değerli arkadaşlarım: "Yatırımları hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla yasal ve idari süreçlerde düzenleme yapabilir." Bakanlar Kurulu nasıl bir yasal düzenleme yapabilir? Elbette, bu Anayasa Mahkemesinden dönecek.
Değerli arkadaşlarım, bu bir hırsızlık arkadaşlarım; öyle ondan bundan falan değil, gelecek kuşaklardan, çocuklarımızdan çalıyoruz; havasını, suyunu çalıyoruz değerli arkadaşlarım. Burada öyle bir hak var ki gelecek kuşakların hakkı, bunlar kolay kolay ödenmeyecek haklar.
Değerli arkadaşlarım, Doğu Karadeniz bölgesini hiç gezdiniz mi? Artvin'e gittiniz mi? Çok tartışıldı, Cerattepe'yle ilgili tartışmalar, Kamilet Vadisi'ni, Fındıklı, Abu Deresi, Pishala Deresi, Fol Deresi, Tonya, Gökçe Çay, Kemaliye, Alakır Antalya, bütün bunları duymuşsunuzdur, buraları gezmişsinizdir değerli arkadaşlarım. "Ne olacak? Bizim enerji ihtiyacımız var." diyorsunuz. Öyle değil. Bakın, uzmanlar bildiriyor, yapmışlar çalışmaları, araştırmalarını: Doğu Karadeniz'deki bütün HES'ler bitse bile, hepsi üretime geçse bile Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 1,5'unu karşılayabiliyor ancak. Bu yüzde 1,5 için değer mi arkadaşlarım? Bu bölge, bütünüyle bu vadiler, bütünüyle elimizden gidiyor. Efendim, "Can suyu verilecek, şöyle olacak, böyle olacak." Bunların hepsi hikâye; verilmedi, örnekleri var, gördük değerli arkadaşlarım. Bu bir cinayet, gerçekten bu bir cinayet. Bugüne kadar bir çevre mücadelesi veriliyordu burada, hukuk devletiydi, mahkemelere gidiyordu çevreciler. Hiçbiri eşkıyalık yapmadı, normal, demokratik yollarla haklarını arıyorlardı, mahkemelere gidiyorlardı. Burada mahkemelerin de önünü kesiyoruz. Bakanlar Kurulu, sadece yasama görevini üstlenmiyor yürütme; yargının da, mahkemelerin de önünü kesiyor. Bu yapılacak iş değil arkadaşlar.
Burada bir uzlaşma ortamı oluştu, gerçekten iyi bir şey oldu, Hakkâri'yle ilgili, Şırnak'la ilgili, kayyum atamalarıyla ilgili, özellikle, özelleştirmelerle ilgili önemli uzlaşma noktaları oluştu. Ama esas uzlaşma yapacağımız madde bu maddeydi ama ısrarla, maalesef, Adalet ve Kalkınma Partisi grup yöneticileri bunu kabul etmediler. Şimdi rica ediyoruz, kabul etmediler ama -bir dakikamız daha var- bir dakika sonra bu fıkranın maddeden çıkarılmasıyla ilgili oy kullanabilirsiniz ve bütün bu insanları sevindirebilirsiniz.
Değerli arkadaşlarım, çevre mücadelesi deyince böyle, işi gücü olmayan insanların ilgilendiği, böcekten, kuştan, çiçekten meseleler gibi görülüyor, öyle meseleler değil.
Sabah namazı oluyor, siz biraz sonra sabah namazına gideceksiniz biliyorum.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Yatsıyı zor kıldık, yatsıyı.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Öyle mi? Tahmin ediyorum.
HASAN TURAN (İstanbul) - Beraber gidelim.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Beraber gidelim ama orada durunca da şunu gözünüzün önüne getirin: "Biz ne yaptık, bu maddeye el kaldırarak ne yaptık? Gelecek kuşakların neyini çaldık?" Bakın, havasını dedim değerli arkadaşlarım, suyunu dedim değerli arkadaşlarım, hayatını çaldık, hayatını. Peki, vicdanınız buna el verecek mi? Sizden rica ediyorum, önergemizi destekleyin.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)