| Konu: | Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 128 |
| Tarih: | 19.08.2016 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, tabii yemek sonrası olunca böyle oluyor, araya giden arkadaşlar da dinleme fırsatını kaçırıyorlar. Bu Varlık Şirketi ve Fonu -baştan da belirtti arkadaşlarımız, sizin de bildiğiniz gibi- torbanın içerisinden çekilip alınan bir kanun oldu. Özelikle, öncelikle şunu belirtmemiz gerekiyor ki, bu gibi kanunlar ayrı bir kod kanun olarak yapılması hem o kuruma gösterilen önemin hem de sonrasında yapılacak düzenlemelerin daha derli toplu olmasına vesile olur. Biz de bu kapsamda arkadaşlarımıza o öneride bulunduk ve bir önceki adında aslında "Varlık Fonu" olan ama kendisi normal torba kanuna dönüşen, sonrasında adı da değişen kanunla beraber bu da gelmişti, sizler de biliyorsunuz.
Tabii, bunları niye söylüyoruz? Kanun yapmanın ciddiyetinden dolayı söylüyoruz. Değerli arkadaşlar, artık biz işi espriye vurduk "Kaç cilt daha yazalım, başka bir torba kanun kitabı yapalım mı?" diye, arkadaşlarımız da katılıyor ama maalesef çok kötü bir alışkanlık hâline geldi. Bunun zararı şu oluyor: Normal şartlarda, eğer İç Tüzük'e, Mevzuat Hazırlama Yönetmeliği'ne, 5018 sayılı Kanun'a bakarsak kanunların bir yapılış süreci var. Onun için de bütün kanun tasarılarında gerekli çalışmaların yapılması, etki analizlerinin yapılması ve ilgili kurumların yani Hazine Müsteşarlığının ve eski Devlet Planlama Teşkilatının, şimdi Kalkınma Bakanlığının görüşlerinin ekinde sunulması gerekiyor ama öyle konular var ki, biz Komisyonda soruyoruz, bırakın görüş eklemeyi, bu kurumların temsilcilerinin içerikten bile haberi olmuyor. Neden olmuyor? Bu gelen torba kanunların hepsinde süreçten geçmediği için son anda yapılan birçok ekleme var. O anda, getiren arkadaşlarımız dahi tam olarak ne olduğunu bilmiyor çünkü birileri hazırlayıp veriyor. Yani kimseyi töhmet altında bırakmıyoruz ama önergeye adını koyan arkadaşlarımız da işin arka planını bilmiyor. Örnek, az önce Sayın Özel, diğer maddede önerge gelince baktı hemen "Biz, bunu tam anlayamadık, burada ne var?" dedi. Siz bir tanesinde burada bunu yaşıyorsunuz, biz orada onlarcasında, sürekli olarak biri gidip biri geliyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Allah kolaylık versin.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Arkadaşlarımız burada, önergeyle değiştirilen maddelerden 4-5 tanesini tekriri müzakere yapıyoruz. Yani bunun ne demek olduğunu sizin takdirlerinize... Bakın, önergeyle değiştiriliyor, uyarıyoruz, bir şey oluyor "Ya, bir dakika, bunda bir yanlışlık varmış, hadi bunu bir daha değiştirelim." Niye? "Önergede yanlışlık yapmışız." Bu kadar önemli konular, Türkiye Varlık Fonu gibi büyük beklenti kendisine atfedilen ve kaynak bulmayla ilgili, ülkenin kaynak sorununa da çözüm getiren, varlıklarını değerlendireceği söylenen bir kuruluşu kurarken çok daha farklı çalışma yapılması gerekir. Sağ olsunlar, kısmen, bu 15 Temmuz sonrasının ikliminden faydalanarak bazı söylediklerimizi bu kanunda en azından dikkate aldılar ve bunu ayırdık. İçindeki bazı sıkıntılı olan yerleri kısmen de olsa giderme şansımız oldu ama bu her zaman böyle olmuyor. Onun için, kanun yapma tekniği açısından bunların düzeltilmesi lazım.
Örnek söyleyeyim: Bunların içerisinde, arkadaşlarımız geldi, az önce Sayın Usta ifade etti, bu üç kanun arka arkaya, hem daha önce "varlık barışı" dediğiniz şeyin içerisinde, sonra birkaç gündür görüşmüş olduğumuz torbanın içerisinde ve burada -ki bir kısmı çıkarıldı, bir kısmı devam ediyor- bağlantılı maddeler var. Özü de, Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan kaynak arayışları ve dışa dönük birtakım çalışmalar olsun diyorlar. Ama onun olması için sağlıklı bir yasa yapma sürecinden geçecek, eksiklerini tamamlayacağız. Bir de, "Böyle olağanüstü dönemde aceleyle çıkarılmış bir kurum olursa yara alır." dedik arkadaşlara. Neden? Çok basit şekilde sordum -bütün arkadaşlar burada, finans kesiminden arkadaşlarımız var, bürokratlar var- bir şirket olarak, bir kurum olarak tahvil veya hisse senedi çıkaracağınızı düşünün, ne zaman yaparsınız? Piyasanın daha oturaklı olduğu dönemde, müşterilerin sağlıklı karar verebileceği bir dönemde ve ihracın başarılı olmasını düşünürsünüz. Ee, aynı şekilde, burada "Türkiye'ye çok önemli katkısı bulunması beklenen ve de uluslararası piyasalardan da kaynak alacak olan bir kurum kuruyoruz, böyle olağanüstü bir ortamda değil, daha sağlıklı bir şekilde, kapatalım, açalım, yeniden normalleşme sağlansın o zaman bu kurumu kuralım." dedik arkadaşlarımıza ama acele ettiler, hâlâ da şimdi eksikleri var. Kısmen denetimle ilgili şeyleri, bağımsız denetim, dış denetim gibi bir şeylerle çözmeye çalışsak da Sayıştay denetimine sokulmuyor olması ve içerikle ilgili benzer birtakım kaygılarımız var.
En önemlisi, bu süreç yapılırken, arkadaşlarımızın "Bazı şeyleri yapalım." derken aceleye getirmeleri. Yani Varlık Fonu da bunlarla ilgili, dünkü konuştuğumuz da bunlarla ilgili, içinden çıkardığımız özelleştirmelerle ilgili madde de bununla ilgili. Dolayısıyla, bunların tamamının bir elden geçirilerek gelmesi gerekiyor. İşte böyle olduğu zaman Bakanlar Kurulu içerisinde de farklılıklar oluyor. Gelen şeyle ilgili, mesela yapılmış bir tasarı içerisinde ilgili kurumlardan her biri farklı düşünebiliyor. Eğer o süreçler baştan itibaren sağlıklı bir şekilde işletilmiş olsa o sakıncaların büyük bir kısmı Komisyona gelmeden çoktan zaten giderilmiş olacak. O nedenle, bu çalışmalar yapılırken bu şekliyle bu kanunları getirmek doğru değil. Her birinin ekinde bu etki analizlerinin olması gerekir. Bir taraftan "Yapısal önlemler almamız gerekir." diye defalarca söylediğimiz cari açık ve kaynak sorununu sadece bu şekliyle bir Varlık Fonu kurarak ve buraya birtakım varlıkları koyarak, bunları yeniden değerlendirip, bilanço değerlerini yüksek göstererek yapma şansımız yok. Çok net bir şekilde söyledik, diğer arkadaşlarımız da söyledi, gerçekten burada bir millî fon oluşturmak amaçlanıyorsa bunun çok daha sağlıklı olması gerekiyor. Sadece belli varlıkları içine koyup, birtakım çalışmalarla, imar çalışmalarıyla bu gayrimenkullerin önünü açıp bazı değerlerini yükseltmeyle bizim, uluslararası yatırımcıları, fonları ikna etme şansımız yok. Onlar da bizim kadar analitik bakıyorlar, değerlendirme yapıyorlar, burada koyacağımız şeylerin reel değerlerine bakacaklar, günlerce araştıracaklar, öyle yatırım yapacaklar, eğer amaç buysa. Ama, şimdi, fonun kuruluş amacından itibaren sorun yaşıyoruz.
"Efendim, dünyada var." diyorlar. Dünyada baktığımız fonların, ya petrolü var ya para fazlası var ya madeni var ya bir şeyi var, geleceğe yönelik elinde bir tasarruf var, bir varlık var.
MUSA ÇAM (İzmir) - Veya emtia var.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Bunlardan herhangi bir emtiayı geleceğe yönelik, ama elindeki bir şeyi değerlendirmek istiyor. Biz diyoruz ki "Bizim belli varlıklarımız var, arazilerimiz var, şirketlerimiz var." Şirketleri zaten hisse senedi piyasasında arz ediyorsunuz; şirketler tahvil çıkarabiliyor, o şirketlerin hisselerini ister ulusal ister uluslararası piyasalarda, borsalarda değerlendirebiliyoruz. Varlık Fonu ayrı bir şey, nasıl olacağı da belli değil. Alt fonlar kuralım, bunlar güzel amaçlar ama bu şekliyle sanki olağanüstü bir döneme tepkisel olarak...
"Efendim, önceden yapıyorduk." diyorlar. Önceden yapıyordunuz, o zaman niye son haftaya kaldı? Niye bu torbanın içerisine girdi? Niye ayrı bir kanun olarak gelmedi? Niye oturup yeniden...
Bakın, "Belli ölçüde düzeltebildik." diyoruz. Niye? İşte, o anda, tartışma sırasında aklımıza gelen şeyler onların da aklına yattı. Demek ki bunu daha geniş bir zamanda daha sağlıklı yapabilirsek daha doğru bir şekilde hedeflere ulaşma şansımız var.
Buradaki amacımız bu fonun kuruluş amacını eleştirmek veya bunun tamamen yanlış olduğunu söylemek değil, güzel amaçlar olabilir ama yanlış yoldan gidersek, yanlış şekilde kurgularsak ölü doğar. Yani ölü doğmaması için sağlıklı bir kanun yapma sürecini öneriyoruz.
Ben hâlâ aynı kanaatteyim. Bu şekliyle şimdi çıkarmak yerine daha geniş, bütün, esas sözleşmesi üzerinde de çalışarak, diğer unsurları da içerecek şekilde, daha net bir şekilde, şeffaf, açık, denetlenebilir bir fon kuralım, biz de övüneceğimiz, Türkiye'nin bir millî fonu hâline gelsin diye düşünüyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak diğer bütün ekonomik, sosyal konularda olduğu gibi bu konuda da yapıcı bir şekilde katkıda bulunmaya hazır olduğumuzu söylüyorum. Ama bu şekliyle de olsa en azından ciddi bir çalışma yapılarak, böyle kabul edilecekse bile esas sözleşmesinde birtakım şeylerin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Tekrar teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)