| Konu: | 667 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (1/746) ile İç Tüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 13.10.2016 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2'nci maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz kanun hükmünde kararname, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Buna göre, millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fetullahçı terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen kurumlar kapatılmış; Türk Silahlı Kuvvetlerinde, yargıda, bakanlık, bağlı ve ilgili kuruluşlarda çalışanların görevlerine son verilmiş ya da açığa alınmıştır. Ancak, kararnamede dikkat çeken önemli bir husus, PKK, İŞID ve benzeri terör örgütleriyle aidiyet, iltisak veya irtibatı olanlarla ilgili bir düzenlemenin yer almamasıdır oysa FETÖ'yle olduğu gibi, diğer terör örgütleriyle aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan kişi, kurum ve kuruluşlar hakkında da benzer uygulamaların yapılması gerekmektedir.
Görüşmekte olduğumuz 2'nci madde kapsamında millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fetullahçı terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen 35 özel sağlık kurum ve kuruluşu, 1.043 özel eğitim kurum ve kuruluşu ile özel öğrenci yurt ve pansiyonu, 1.229 vakıf ve dernek ile bunların iktisadi işletmeleri, 15 vakıf yükseköğretim kurumu, 19 sendika, federasyon ve konfederasyon kapatılmıştır. Ancak, daha sonra çıkan 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle bunlardan 53 adet okul ile 1 yurt yeniden açılmıştır. Az önce Adalet ve Kalkınma Partisinin verdiği önergeyle yapılan düzeltme de aslında bununla ilgilidir. Esas olan, tespitlerin doğru yapılmasıdır. Bununla birlikte, bu tür değerlendirmelerin yapılarak yanlışlıkların düzeltilmesini, mağduriyetlere yol açılmaması bakımından önemli bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu süreçte, yapılan tüm itirazların da bu doğrultuda değerlendirilmesi yerinde olacaktır. Öte yandan, kanun hükmünde kararname ekinde sayılmamakla birlikte, benzer ilişkileri belirlenen özel, vakıf sağlık ve eğitim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci yurtları ve pansiyonları, vakıflar, dernekler, vakıf yükseköğretim kurumları, sendikalar, federasyonlar ve konfederasyonlarında da ilgili bakanlıklarda bakan tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine bakan onayıyla kapatılabilmesi öngörülmüştür.
Kapatılan ve kapatılacak olan vakıfların her türlü taşınır ve taşınmazları ile her türlü mal varlığı, alacak ve hakları, belge ve evrakı Vakıflar Genel Müdürlüğüne bedelsiz olarak devredilecektir.
Kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarının sağlık uygulama ve araştırma merkezleri ve kapatılan diğer kurum ve kuruluşlara ait olan taşınmazlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilecektir.
Yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrenciler ise YÖK tarafından devlet üniversitelerine veya vakıf üniversitelerine yerleştirilecektir. Bu şekilde yerleştirilen öğrenciler, mezun oluncaya kadar, vakıf yükseköğretim kurumlarına ödemeleri gereken ücretleri ilgili üniversiteye ödemeye devam edecektir. Ancak, bu işlemler yapılırken birçok mağduriyetler oluştuğu bilinmektedir. İvedilikle öğrencilerin yerleştirmeye ilişkin mağduriyetleri giderilmelidir. Öte yandan, askerî öğrenciler ve ailelerinin mağdur edildikleri yönündeki şikâyetlerini Hükûmetin ciddiye alması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu kararnamedeki en önemli sorun, uygulamanın yapılması sırasında hukukun ve gerçeklerin dışına çıkılmasına imkân verecek, istismara açık hükümlerin yer almasıdır. Bu nedenle, yapılan işlerin denetlenmesi, hukukun ve devletin itibarının kişilerin insafına teslim edilmemesi gerekir. Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti bulunanların kamu görevinde yeri yoktur.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk devletine ve Türk milletine kasteden hainlerin bertaraf edilmesini istiyor ve buna ilişkin mücadeleyi destekliyoruz. Ancak bu süreçte mücadelenin ortak bir standarda göre, hukuku esas alan anlayışla ve bilgi ve belgeye dayalı olarak yapılmasını istiyoruz. Önergemiz bu konuyla ilgili olup KHK'da belirsizliklere yol açabilecek hususlara fırsat vermemek üzere işlemlerin bir tespite dayalı olarak yapılmasıdır. Devletimizin bunları tespit edebilecek, doğruyu yanlışı ayırabilecek gücü ve yeteneği vardır.
Bu düşüncelerle önergemize destek vermenizi bekliyor hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Aksu.