| Konu: | Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 19.10.2016 |
CHP GRUBU ADINA KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
418 sıra sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanun Tasarısı'nın geneli üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, ticaretin, sanayinin, kısaca üreten kesimlerin üzerindeki maliyet yükünün azaltılması, krediye, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve bu konuda her türlü desteğin verilmesi noktasında Cumhuriyet Halk Partisi olarak desteklerimizi sürdürmeye kararlıyız. Tasarıyı bu nedenle destekliyoruz. Piyasaların ihtiyaçlarına cevap vermesini de bekliyoruz.
Bu kanun tasarısı böylesi bir amaca hizmet etmenin ilk adımını taşımakla birlikte, gerek komisyonda gerekse Genel Kurulumuzda olumlu bir görüş çerçevesinde görüşülmüş olmasından da memnuniyet duymaktayız.
Cumhuriyet Halk Partisi sanayicimizin, esnafımızın, özellikle KOBİ'lerin istihdama, yatırıma ve yüksek katma değerli mal üretmesine yönelik olarak yapacak her türlü girişimlerine ve bu alandaki yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması yönünde düşünceye hâkimdir.
Üreten kesimin desteklenmesi ve krediye erişimin kolaylaştırılması, yasa yapım tekniğine uygun olması açısından, Genel Kurul aşamasında da bu 21 maddeyle ilgili olarak her ne kadar önergelerimiz olsa da, bu önergelerimiz genelde yasanın eksiksiz bir dille yazılması ve uygulamada oluşabilecek hataların önlenmesine karşılık olarak verilmiştir.
Değerli milletvekillerim, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı 21 maddeden oluşmakta, 1447 sayılı önceden çıkarılmış bulunan Ticari İşletme Rehni Kanunu'nu yürürlükten kaldırmaktadır. Ticari işletmelerin finansman sorunlarını çözmeyi ve taşınır varlıkların da rehin konusu olabilmesini öngörmekte ve böylelikle ticari işletmelerin krediye daha rahat ulaşmasına olanak sağlamaktadır.
Bu tasarı, temelde KOBİ'lerin, gerçek ve tüzel kişilerin ticari işlemlerindeki finansman sorununu aşmak adına atılmış bir olumlu adımdır. Ancak ne var ki KOBİ'lerin gelişebilmesi için, KOBİ'lerin kazanabilmesi için, KOBİ'lerin gerçek anlamda işletmelerini büyütebilmesi için aslında işletme maliyetlerini aşağıya çekecek desteklerin yapılmasında çok büyük fayda olacaktır. Geçmişte bunun için birçok kanun teklifi verdik. Komisyonda da bunu dile getirdik, dedik ki: Maliyetleri etkileyen ve maliyetleri yükselten, KOBİ'lerin ve ticari işletmelerin rekabet gücünü azaltan ve ihracatta olumsuz bir durum yaratan elektrik üzerindeki yükün, özellikle KDV'nin sıfırlanması yönünde bir teklifimiz vardı, bunu kesinlikle kabul etmediniz.
Ayrıca, TRT katılım payı diye yüzde 2'lik bir pay var. Bu pay gerçek anlamda, inanın işletmelerden, sanayicilerden ve KOBİ'lerden ekstra alınan bir paradır. Oran olarak küçük olmakla birlikte üretim üzerinde maliyeti etkilediğini de gözden ırak tutmamak gerekiyor. Biliyorsunuz, her bir vatandaş evinde TRT katılım payını veriyor. Peki, ticari işletmesinde ikinci kez niye veriyor? Bunun sorusunu sormak ve ticari işletmeler üzerindeki, KOBİ'ler üzerindeki, sanayiciler üzerindeki bu yükün bir an önce kaldırılmasına ihtiyaç vardır diye belirtmek istiyorum.
Önemli olan, yatırımı yapmış olan işletmecilerin hem para kazanmasına hem kendi işletmesini büyütmesine hem de yeni yatırımlar yapmasına olanak sağlayacak bir piyasayı yaratmaktır. Eğer siz bu piyasayı yaratamıyorsanız, böyle bir oluşumu ülkede sağlayamıyorsanız artık o işletmelerin büyümesi, yeni yatırım yapması, istihdam yaratması kesinlikle mümkün değildir.
KOBİ'lerin kredi hacmini yükseltirken bankaların faiz indirimi konusunda da bir çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır diye belirtmek istiyorum.
Tasarı, işlemlerin bürokrasiden arındırılması için, sürecin ister elektronik ortamda sicil başvurusuyla isteniyorsa da aynı zamanda da noter onaylı, yazılı yapılabilmesine olanak sağlayacak bir durumu da düzenlemektedir.
Tasarı üçüncü alacaklıların ve aynı taşınır üzerinde birden fazla rehini olanların olası mağduriyetini engellemek için de ek düzenleme yapmaktadır. Bu da, yeni bir çalışmadır, yeni bir olumlu gelişmedir.
Tasarıda rehin göstermenin şart ve şeklî usulleri açıklanmakta, rehin işlemleri sırasında belirecek masrafları kimin karşılayacağını ise tarafların sözleşme iradesine bırakmaktadır. Hâlbuki burada yükü hafifletmek adına bankalar üzerinde bırakmanın çok faydalı olacağını özellikle belirtmek istiyorum.
Ticaret ve sanayi alanından gelen temsilcilerimizin de görüşlerini bu alanda olumlu sayıyoruz.
Tasarı, finansman erişimi için işletmenin varlıkları arasında stok ve alacakların, ham madde, kazanç ve iratların, kira gelirlerinin, onaya tabi olan lisans ve ruhsatların, ticari plaka ve ticari hatlar ile ticari projelerin de teminat olarak gösterilebilme olanağını sağlamaktadır. Bu yönüyle de olumlu bir düzenlemedir.
Bugün yaşanan finansman sorunu bakımından, taşınır rehininde genişletmeye ihtiyaç olduğu gerçek ve tüzel kişilerin, işletmelerin birçoğunda da ortak görüş olduğu da kaçınılmaz bir gerçektir.
Düzenleme, Komisyon sürecindeki olumlu görüşümüz çerçevesinde yapılan eklemelerle bizim de Komisyon üyesi olarak görüşlerimiz dikkate alınmıştır.
Rehine konu olması istenen taşınır varlığın ekspertiz tarafından değer tespitinde, rehinli taşınırın birleşmesi veya karışması hâlinde ve temerrüt sonrası hak kullanımında yargısal itiraz olanağı da tanınmış bulunmaktadır.
Olumlu olan bu düzenlemenin uygulamasını izlemeye ve mağduriyet yaratmamasına özen göstermeye ihtiyaç vardır.
Değerli milletvekilleri, tasarının ana hatları böyle olmakla birlikte, ekonomimizin görmezden gelinmeyecek temel sıkıntıları olduğu bir gerçektir. Ülkemizin içte barışı bozulmuştur. Terör her tarafa yayılmıştır. Komşularımızla ilişkilerimiz bozulmuştur. Birçok konuda ekonomiye ağırlık vermek yerine iç barışı sağlamak, terörü önlemek ve bu alanlarda harcama yapmak üzere bir duruma gelinmiştir. Dolayısıyla, "Ekonomi nasıl olursa olsun, sanayici ne yaparsa yapsın; yatırımcı, KOBİ'ler ne durumda olursa olsun." gibi bir düşünce Hükûmetin genel kanısı olarak ortaya çıkmaktadır.
Birçok olumsuz veriyi Hükûmet dikkate almıyor. Sanki ekonomi iyi gidiyormuş gibi, her şey tıkırındaymış gibi ve piyasa iyi çalışıyormuş, yatırımlar iyi gidiyormuş, üretim yükseliyormuş, ihracat artıyormuş gibi bir davranış içinde olunmasını anlamakta çok zorlanıyorum bir iş adamı olarak. Gerçekten, bugün sanayicinin, üreticinin, KOBİ'lerin çektiği sıkıntılar ortadadır değerli arkadaşlarım. Eğer bunları Hükûmet görmezlikten gelirse, eğer bu işletmeler birer birer kapanmaya devam ederse, istihdam artmazsa, işsizlik artmaya devam ederse sonuçta, gerçekten ülkede çıkılmaz bir ekonomik bunalım olacaktır. Onun için, piyasa gittikçe daralmakta. Yıl başına doğru daha da tıkanacak; 2017, 2016'dan daha kötü bir durumda olacaktır diye belirtmek istiyorum.
Başta, üretimin üzerindeki yüklerin hafifletilmesi gerekiyor. Yatırım kanallarının açılması, yerli ve katma değeri yüksek üretimin de desteklenmesi gerekiyor. Yerli sanayinin gelişmesi açısından, yerli sermayenin oluşması açısından, gerçekten hem kullanım yönüyle hem de yatırım yönüyle yerli sanayinin, yerli üreticinin desteklenmesine çok büyük ihtiyaç var. Eğer her şeyimizi dışa bağımlı olarak götürmeye çalışır isek, "Bugün her şey var, her şeyi alıyoruz." diyerek rahat davranırsak gelecekte ülkemizin kendi ihtiyaçları açısından çok büyük zorluklar yaşayabileceğini bugünden görmek durumundayız.
İş dünyasının bugün en büyük sıkıntılarından bir tanesi olan kayyum uygulamasıyla iş dünyası gerçekten tedirgin edilmektedir. İş dünyası rahat çalışamıyor. Belki bu işin içinde finansörlük yapan, bu işle, FETÖ'yle direkt bağlantısı olanlar olabilir ama her önüne geleni kayyum atayarak bu ticaretin, bu işletmelerin, bu fabrikaların çalışmasına engel olursanız, bu piyasanın tıkanmasına ve daha sonra da ihtiyaçların karşılanmasına, ekonominin durmasına... Daha sonra da vergi gibi, sigorta primi gibi birçok ödemelerin de devlete yapılmasında zorluk çekileceğini de görmek zorundasınız.
Siyasi iktidar on dört yıldır iş başındadır, iç barışı hâlâ sağlayabilmiş değildir. Ülkede gerginlik her gün biraz daha artmaktadır. Olağanüstü hâl uygulamasıyla piyasalar hem içte hem dışta tedirgin durumdadır. Birçok dış ülkeden gelen, bizimle beraber ticaret yapan işletmelerin alım yapan görevlileri bugün Türkiye'ye gelmekten kaçınmaktadır, korkmaktadır. Onun için, birçok satıcı ülkeye, özellikle satıcı firmalara, kendi ülkelerine davet etmek suretiyle, ticari işlerin yürütülmesine, ihracatın bu şekilde devam etmesine olanak sağlayacak teklifler, bir çalışma bugün sürdürülmeye çalışılmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, eğer ülkede hem siyasi istikrarı sağlayamazsak hem ülkede parlamenter sistemi koruyamazsak, ülkemizde kuvvetler ayrılığı prensibinden ayrılırsak, sadece bir kişinin peşine takılarak onun dediği sözler çerçevesinde her şeyi düzenlemeye çalışırsak, ülkenin parlamenter sistemini güçlendireceğimiz yerde başkanlık sistemine doğru ülkeyi kaydırmaya gayret edersek, gerçekten, ülkede çıkılmaz bir noktaya doğru gideceğimizi görmenizi isterim.
Bugün, ülkenin başkanlık sorunu yoktur. Başkanlık sorunu, gelecekte belki düşünülebilir ama bugün, ülkenin çok temel, çok önemli sorunları vardır, bunun üzerinde durulmaya ihtiyaç vardır, bunun üzerinde kafa yormaya ihtiyaç vardır diye belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisi olarak geçmişte de sizlere çok söyledik ama muhalefeti hiç dinlemiyorsunuz, kendi bildiğinizi yapmaya devam ediyorsunuz. Yanlışlar da üst üste gelmeye devam ediyor. Bakın, FETÖ terör örgütüyle ilgili konu böyle olmuştur, PKK'yla ilgili konu böyle olmuştur, IŞİD'le ilgili konu böyle olmuştur, Suriye'yle ilgili konu böyle olmuştur. Sonuçta nereye geldik, biliyor musunuz arkadaşlar? Türkiye'yi on sene daha yerinde sayacak bir konuma getirdiniz. Bunun farkında olun.
Onun için, lütfen, uyarılarımıza kulak verin. Bunlar önemli uyarılardır. Lütfen, muhalefeti dikkate alın. Ülkeyi boşu boşuna, olmayacak işlerle uğraştırmayın çünkü bu yaptığınız yanlışların faturası Türkiye'ye çok ağır olacak, bedelini çok ağır ödeyeceğiz. Bu Türk milleti, bu Türk devleti, bu millet sizin yaptığınız hataların bedelini çok ağır ödeyecek; bunu görmezlikten gelmeyin. Sadece, çıkıp bu hataları, bu yanlışları yaptıktan sonra "Allah bizi affetsin, millet bizi affetsin." diyerek bundan kurtulamazsınız değerli arkadaşlarım. Bunun sonuçları var, bunun ağır sonuçları var. Bu ağır sonuçlarla hepimiz karşılaşmak durumunda kalacağız, hepimiz bu bedelleri ödemek durumunda kalacağız değerli arkadaşlarım.
Değerli arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisinin programında, özellikle, KOBİ'lerin büyümesi, güçlenmesi ve ayrıca, üretimin artırılması yönünde hem vergisini hem sigorta primini zamanında ödeyen ticari işletmelere, gerçek ve tüzel kişilere bu ödedikleri vergi ve prim oranı nispetinde faizsiz kredi verilmesi noktasında bir düşüncesi vardır. Bakanlığın da bu düşünceyi devreye sokmasına ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum. Çünkü, uygulamayı bir an önce yapabilirsek, bunu ne kadar iyi uygulamaya sokabilirsek üretimin artacağını, yatırımın artacağını, ihracatın artacağını ve istihdamın da artacağını görmek, bilmek durumundayız değerli arkadaşlarım.
Esas olan, değerli arkadaşlarım, KOBİ'lere, ticari işletmelere kredi vererek onu borca boğmak değil, esas olan onun kendi öz varlığıyla gerçek anlamda işini yapabilecek, faaliyetini sürdürebilecek, kazancını gerçekleştirebilecek ve böylelikle hem büyümeyi sağlayacak hem yaşamını sürdürecek hem de üretimini artıracak bir ortamın, bir konunun ortaya çıkarılması gerekiyor. Onun için, borçlarını artırmaktan öteye, KOBİ'lere, ticari işletmelere, özellikle esnaflarımıza, böyle zor bir süreçte, borçlarını faizsiz olarak ertelemek suretiyle bir kolaylık sağlanmasının, onlara bir nefes aldırılmasının da çok büyük ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; OHAL uygulaması başladı. Tabii, OHAL uygulamasıyla birlikte çok olağanüstü uygulamalar da başladı. Çok temel olan birçok değişiklik de gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Hâlbuki olağanüstü hâlle olağanüstü hâli gerektiren konularda düzenlemeler ve uygulamalar yapılması gerekirken bunun dışına çıkılarak, yetki tecavüzü yapılarak uygulamalara devam edilmekte, haksızlıklara devam edilmektedir. Bunlardan vazgeçilmelidir, ülkede iç barış sağlanmalıdır, komşularımızla ilişkilerimiz bir an önce düzeltilmelidir. İçte huzuru, içte adaleti, içte hukuku sağladığımız sürece bu ülkede her türlü işin kolayca dönebileceğini, KOBİ'lerimizin de işletmelerimizin de rahatlıkla çalışabileceğini belirtmek istiyorum.
Hepinizi sevgiyle saygıyla tekrar selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Arslan.