| Konu: | Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 19.10.2016 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 418 sıra sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanılmasının yaygınlaştırılması, bu rehine konu olan taşınırların kapsamının genişletilmesi, taşınır rehinden aleniyet sağlanması ile rehinin paraya çevrilmesine alternatif yolların sunulması suretiyle finansmana erişimi kolaylaştırmak amacıyla hazırlandığı ifade edilen bu kanun tasarısı oldukça büyük bir öneme sahiptir. 2015 yılına ait küçük ve orta büyüklükteki girişim istatistiklerine göre 2013 yılında sanayi ve hizmet sektöründe 2 milyon 695 bin 131 KOBİ girişim faaliyeti göstermiş, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler toplam girişim sayısının yüzde 99,8'ini oluşturmuştur. 2014 yılında ihracatın yüzde 56,4'ü, ithalatın ise yüzde 37,8'i KOBİ'lerce gerçekleştirilmiştir.
KOBİ'lerin sanayi, hizmet ve ticaret alanındaki yeri ve önemi yukarıda verilen rakamlarla açıkça görülmektedir. Ancak, bir başka araştırmaya göre de KOBİ'lerin yüzde 60'ı ilk beş yılın sonunda kapanmaktadır. Kapanma sebeplerinin temelinde ise finansal sorunların olduğu analiz edilmiştir. Bu durum, öz sermaye yetersizliği durumunda büyük emeklerin de heba olduğunu göstermektedir. Bilinçsiz finansman modellerinin seçimiyle büyük zararlar edilebileceğinin en önemli göstergelerinden biri de budur.
Hâlihazırda yürürlükte olan kanunun yetersizliği de başarısızlık sürecine katkı sağlamaktadır. 1971 yılında dünyaya ve ülke ekonomisinin şartlarına göre hazırlanmış kanunun güncellenmesi, kredi kullanma olanağının genişletilerek taşınır rehine daha yaygın bir uygulama alanı kazandırılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, kanun tasarısıyla taşınır malların kapsamı genişletilmekte, rehine konu taşınır varlıklar artırılmaktadır. Ticari rehine taraf olabileceklerin kapsamı genişletilmekte, rehin verenin mevcut ve müstakbel varlıkları ile bunların getirileri, kapsam dâhiline alınmaktadır. Üçüncü bir kişiye taşınır malını bir başkası adına rehin etme imkânı ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda, rehinin paraya çevrilmesi sürecinde alternatif yolların ortaya konulması suretiyle finansmana erişim kolaylığı sağlanmaya çalışılmıştır. Rehin alacakları arasında öncelikle, öncelik sırası belirlenmesine ilişkin hususlara açıklık getirilmektedir. Böyle bir tasarının hazırlanmasıyla, çiftçinin ve esnafın, tacirin, her kesimin borçlanma ve kaynağa ulaşmasının kolaylaşması amaçlanmaktadır. Esnaflar ve tacirler arasında rehin uygulamasının yaygın olarak kullanılmasıyla, ticari ilişkilerin finansmanının rehin, tefeci ve bunun gibi ticaretin doğal seyrine uygun olmayan yer yer gayrikanuni yollarla yapılabilmesinin de önü açılmaktadır. Ayrıca, esnaf ve tacirler arasında rehin uygulamasına izin verilmesinin ekonomide bir tür trampa modelinin ortaya çıkmasına da meydan verebileceği söylenmektedir.
Değerli milletvekilleri, tasarının asıl amacı ekonomide beklenen kaynak sıkıntısının aşılmasıdır ancak gerekçelerde bu hususa hiç değinilmemektedir. Böyle bir tasarının hazırlanmasıyla çiftçi ve esnaf, tacir, her kesimin borçlanma ve kaynağa ulaşması kolaylaştırılmaya çalışılmaktadır. Tasarı uygun görülmekle beraber Komisyonda belirttiğim hususları da dikkate alarak, KOBİ'lerin organizasyonu, pazarlama, ürün ve süreç geliştirme ile yenileme konularında da aktif katılımlarının olması, finansal desteğin sürdürülebilir yöntemlerle sağlanması gerektiği değerlendirilmelidir.
Ancak, Milliyetçi Hareket Partisinin seçim beyannameleri ve parti programlarında yer alan, KOBİ'lere yönelik iyileştirmelere de ihtiyaç olduğu açıktır. KOBİ'lerin finansmana ulaşma konusunda yaşadıkları sorunları ve "know how" üretimi, sermaye miktarı ve özellikle bilgi ve iletişim alanlarındaki modern teknolojiye erişmeleri ve sağladığı avantajlardan faydalanma kabiliyeti açısından yaşadıkları olumsuzlukları giderecek önlemler alınmalıdır. Türkiye Kalkınma Bankasının yeniden yapılandırılması ve KOBİ finansmanında etkin bir şekilde kullanılması şarttır. Özellikle bölgeler arası gelişmişlik farkının giderilmesine yönelik projelerin desteklenmesi gerekmektedir. KOBİ'leri, esnaf ve sanatkârları, çiftçiyi ve diğer vatandaşlarımızı borç ve yüksek faiz sarmalının neden olduğu yoksulluk tuzağından kurtarmak amacıyla finansal borçların yeniden yapılandırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Dağınık ve bireysel işleyen KOBİ'lerin yerine uluslararası piyasaları tanıyan ve entegre olan KOBİ'ler ile KOBİ'ler tarafından üretilecek mal ve hizmetlerde standartların oluşturulması, kalitenin yükseltilmesi ve pazara ulaşımda bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasının yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.
Yukarıda belirttiğim hususlar dikkate alınarak yapılacak çalışmalar sonunda, değişime ve gelişime uyum sağlayabilen, girişimcilik kapasitesi yüksek, uluslararası rekabet gücüne sahip, kurumsal yönetim anlayışını benimsemiş KOBİ'ler Türk ekonomisinin temel dinamiği olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bir Hatay milletvekili olarak temsil ettiğim aziz milletin her bir ferdi gibi ben de ülkemizin çevresinde yaşanmakta olan savaşlardan dolayı büyük bir üzüntü içerisindeyim. Pazartesi gecesi 01.40'ta dünyaya ilan edilen askerî harekâtla Musul'un IŞİD'den temizliği için düğmeye basılmıştır. 350 kilometre sınır uzunluğuna sahip olduğumuz Irak'ta yaşananlara Türkiye'nin kayıtsız kalması mümkün değildir. Özellikle de Musul'un ve Musul'da yaşayan kardeşlerimizin varlık ve çıkarlarını müdafaa etmek ülkemizin en tabii hakkı ve boynunun borcudur. Musul'dan IŞİD'in sökülüp atılması ve bu Türkmen şehrinin asıl ve hak eden sahiplerine teslimi muhakkak suretle sağlanmalıdır.
Genel Başkanımız ve liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin bu haftaki grup toplantısında yapmış olduğu konuşmada üstünde durduğu konular olan, başta PKK olmak üzere Türkiye düşmanlarının Irak topraklarında mevzi elde etmesi ne dostluğa sığacak ne de komşuluk hukukuyla bağdaşacaktır. Türkiye'yi Musul'dan uzak tutma gayretleri, Başika'dan çıkması için zorlama çabaları neye ve kime hizmet etmektedir? Başika'ya Türk Silahlı Kuvvetleri davet edilirken bir şey yoktu da şimdi mi oldu? Türkmenler katliama maruz kalırken, Türkmeneli'nin demografik omurgası bozulurken Irak ne yapıyordu, neyle meşgul oluyordu? Türkmeneli'ni çaresizliğe terk etmeyiz, etmemeliyiz. Kerkük Türk'tür; Musul, Telafer, Türk'ün öz yurdudur.
"Türkiye'nin Irak topraklarının bütünlüğüne saygısı vardır ancak Türkiye Musul konusunda seyirci kalmamalıdır, diplomasinin tüm yolları mutlaka kullanılmalıdır." açıklamaları üzerinde dikkatle durulması gereken tespitler olup Irak'ta gelişen olaylar çerçevesinde Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanmak durumundadır diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ahrazoğlu.