| Konu: | Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 20.10.2016 |
KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; sözlerimin başında hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Genel Kurul çalışmalarından ayrıldığımızda, seçim bölgelerine gittiğimizde, KOBİ'lerle yaptığımız görüşmelerde gündem olarak öne çıkarılan hususlar ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminin farklı olduğunu bugün bir kere daha görüyoruz.
Meslek hayatımda pek çok KOBİ'nin kuruluşuna, büyümesine, bazen de istemeyerek de olsa batışına şahit oldum. Orada şunu gördüm: Büyürken, serpilirken, gelişirken işletme sahipleri realiteyle, piyasasıyla, içinde olduğu ortamla hemhâl vaziyettedir ama işler kötüye gittiğinde başka bir âleme geçer ve önce realiteyle bağını koparır. Bugün Türkiye de böyle bir durumdadır.
Bursa'da, mesela en son gittiğim Vişne Caddesi'nde konfeksiyon, çocuk, bebe konfeksiyonu üzerinde ihtisaslaşmış pek çok KOBİ'miz var. Oralardaki arkadaşlarımızla görüştüğümüzde, bize öncelikle ifade ettikleri husus, önlerini göremedikleri, bırakın altı ay, bir yılı, aylık dahi plan yapamadıkları hususudur. Ama, bugün, biz, burada, KOBİ'lerin borçlandırılmasıyla ilgili bir tasarıyı görüşüyoruz. Bu tasarının realiteden uzak olmasının bir göstergesi de ismidir. Yani "taşınır rehini" diyoruz. Biz, birazcık hukuk okuduk, hukukta "taşınır" dediğimizde bahçedeki meyve ağaçlarını "taşınır" olarak nitelediğinizde, bunu Türkçeyle izah etmeniz mümkün değil. Belki, bunu, ticari işlemlerde "varlık rehini" gibi ismini düşünmek gerekirdi. Ama son zamanlarda gelen pek çok kanun tasarısında olduğu gibi, burada da bunun yapıldığını görüyoruz.
Arkadaşlar, KOBİ'ler, Türkiye'de istihdamın yüzde 75'inden, ihracatın da yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiren, hakikaten ekonominin, sahaya, işçiye, istihdama dokunan esneklikleri, yenileşme konusundaki yetenekleriyle ekonominin en can alıcı kısmını oluşturan birimlerdir. Ama bunlarla ilgili esas sorunlarını bir tarafa atıp, bu tür borçlanmayla KOBİ'leri ve istihdamı çözeceğiz derseniz, işte son açıkladığınız rakamlara gelirsiniz. Nedir? Etkilerden arındırdığımızda işsizlik Türkiye'de yüzde 11'in üzerine çıkmıştır. Nedir? Genç işsizlikte oran yüzde 20'lere varmıştır ve bunun esas sebebi, Türkiye'nin, ehil, emin ve halka yakın olmayan kadrolar tarafından yönetiliyor olması, bu kadroların, bundan önce defalarca denenen, çiftçiye mazotun yarı parası verilmesi, kredi kartında taksitin 12'ye çıkarılması gibi kötüye kullanma durumunu da Türk toplumunun geçmişte gördüğü ve esas yaraya merhem olmayacak şeyleri yeni şeylermiş gibi sunup koca Başbakanın sadece kredi kartlarındaki taksit sayısını artırmaya yirmi dakika kadar zaman ayırmasıyla sonuçlanır. Bu ortamın öncelikle normale dönmesi gerekir, öncelikle gerçekleri görmemiz gerekiyor. Bugün savcıların talepleriyle hesaplarına el konulan işletmeler sebebiyle, Türkiye'de pek çok sektörde, pek çok işletmede üretim ve normal ticari hayat durmuş vaziyettedir. Bizim birinci önceliğimiz, Türkiye'yi tekrar normale döndürmektir ve buna dair tedbirler, kanun tasarıları üzerinde görüşmemizdir. Müteşebbisimizin, KOBİ sahibinin önünü görebilmesini, altı ay, bir sene sonrasına hesap yapabilmesini ve bu hesabın tutmasını sağlamaktır. Siz Türkiye'de bir yatırımın geri ödeme süresinin tutma ihtimalini yüzde kaç görüyorsunuz? Vergi her an değişebilir, ithalat rejimi her an değişebilir ve bu ortamda yatırım yapılamaz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)