GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:10
Tarih:20.10.2016

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, saygıdeğer vatandaşlar; bugün ülke istihdamımızın yüzde 74,2'sini kapsayan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerimizin finansman kaynaklarını çeşitlendirerek geliştirecek bir konuyu görüşüyoruz.

Ancak, konuşmama başlamadan önce, biraz önce sayın milletvekili bir soru sordu. Şimdi, sayın milletvekiline ve vatandaşlarımıza cevap mahiyetinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak şunu ifade ediyoruz; bakın, şurada, Meclisimizde çok güzel bir söz var, Mustafa Kemal Atatürk'ün sözü: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." Meclis de milleti ifade ediyor şu anda, değil mi? Öyleyse Meclise gelen tasarı ve kanunlar eğer Mecliste kabul edilirse geçerli olur, eğer 330 ile 367 arasında kabul görürse referanduma gider, 330'un altında ise kabul edilmez. Ha, eğer konu referanduma gider, milletimiz "Evet." derse buna saygı duymalıyız, "Hayır." derse buna da saygı duymalıyız.

Sayın milletvekili, siz aslında o soruyu bize değil, kime sormalısınız biliyor musunuz? "Fiilen başkanlık yapmak isteyen Sayın Cumhurbaşkanı, eğer bu sonuç olumsuz olursa nasıl davranacaksınız?" diye kendisine sormanız gerekiyor.

Şimdi, konuşmama devam etmek istiyorum izin verirseniz.

Biliyorsunuz, uzun zamandır Milliyetçi Hareket Partisi olarak katma değer sunan ve üreten kalkınma politikalarını öneriyoruz. Nihayet bu önerilerimize cevap olarak tasarı olarak görüştüğümüz ve Hükûmet imzasıyla Meclisimize gelen bu kanunu güzel bir başlangıç olarak görüyoruz. Girişimcilerimizin elini güçlendirecek, ekonominin temel taşı olan KOBİ'lerimizin üretim ve ticaret kapasitesini artıracak politikaların artarak devam etmesinden yanayız. KOBİ'lerin finansman kaynaklarının iyileştirilmesi önemli bir adım ancak ülkemizi küresel rekabette ileri taşıyacak daha nitelikli reformlara ihtiyacımız var. Gerçekten ülke ekonomimizi rekabetçi bir hâle getirmek istiyorsak hukukun ve adaletin gerçek anlamda tesis edilmesine ihtiyacımız var.

Bakın, Avrupa'nın en büyük, en gelişmiş deniz limanı Rotterdam. Hollanda'nın 380 milyon ton yük kapasiteli bu deniz limanının bu kapasiteye ulaşmasının tek bir nedeni var, o da gelişmiş ticaret hukuku ve adalet sunuyor olması. "Herhangi bir uluslararası tüccar neden Türkiye'nin on dokuzda 1'i boyutlarındaki bir ülkenin limanını kullanır?" sorusunun cevabı, gelişmiş hukuk ve adalettir. Yani iş adamları ticari girişimlerinin herkesle aynı kurallara tabi olduğunu, siyasi veya farklı görüşüne göre ticaretinin engellenme ihtimalinin olmadığını bilmektedir. İşte bugün içinde olduğumuz OHAL'in tek bir sebebi var. O da devleti ele geçirmeye yeltenen terör örgütlerine karşı 2002 yılından itibaren her alanda yanlış uygulamalarda bulunulmasıdır. İktidarın hatalı yönetimleri sonucu paralel hukuk anlayışından beslenen birtakım fırsatçılar roket hızıyla ekonomiyi ele geçirirken, sosyal hayatı şekillendirirken, gerçekten ülkesi ve milleti için mücadele eden verimli işletmeler çok zor durumda kalmışlardır. İşte yeniden bu acıları yaşamamak için ekonomide ve hukuk alanında iltimasları bırakmak, ayrıcalıkları ve kapitülasyonları kaldırmak zorundayız. Başbakan Sayın Binali Yıldırım'ın bu tasarının ön sözünde dediği gibi, istikrarlı bir ekonomi hedefi için ekonomik hayatta tüm vatandaşlarımıza eşit hukuk statüleri olduğunu göstermeli, bazı ihaleleri almak için illa da Hükûmete yakın olma zorunluluğundan vazgeçmelisiniz. İstikrarlı büyüyen bir ekonomiden söz etmişken şunu da hatırlatmakta fayda var: Ülkemiz son doksan yılda İkinci Dünya Savaşı dönemi hariç yıllık ortalama yüzde 5,6 büyümüştür. Oysa AKP Hükûmetinin son dört yılına baktığımızda ortalama sadece yüzde 3,5 büyümüştür. Ayrıca bu yıllarda kamu ve özel kesime olan dış borç miktarı giderek artmıştır.

Son olarak tekrar etmek isterim ki Türk milletinin sizlerden beklediği; her alanda dürüst, adil ve eşit bir idare tarzı sergilemenizdir.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)