| Konu: | Bilirkişilik Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 03.11.2016 |
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 388 sıra sayılı Yasa'nın 32'nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde MHP adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Bakanım mutlaka bilginiz vardır, konumuzla ilgisi olması bakımından 2010 yılından itibaren dünyada hukuk ve adalet uygulamalarının ülke bazında ölçülmesiyle oluşturulan Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nden bahsederek konuşmama başlamak istiyorum. Türkiye, kısa bir süre önce, 20/10/2016 tarihinde yayımlanan 2016 Yılı Hukukun Üstünlüğü Raporu'nda 113 ülke içinde 99'uncu sırada yer alabilmiştir. 2014 yılında 99 ülke arasında 59'uncu sırada, 2015 yılındaysa 102 ülke arasında 80'inci sırada yer alan ülkemizin son iki yılda 40 basamak birden gerilemesi, adalet ve hukukun üstünlüğü ilkesi hususlarında içinde bulunduğu durum, maalesef dışarıdan bakıldığında da çok iyi görünmemektedir.
2012 yılı raporunda Türkiye'yle ilgili olarak özet bilgiler, tespitler şunlardır:
1- Türkiye, Hükûmetin gücünün ve tasarruflarının yasama, yargı, bağımsız denetim otoriteleri, medya ve sivil toplum kuruluşları tarafından denetlenebilmesi ve yürütme erkinin hesap verebilirliği konusunda 113 ülke arasında 108'inci sıradadır. Bu alanda, sadece Kamboçya, Mısır, Özbekistan, Zimbabve ve Venezüella'yı geride bırakabilmiştir. Sadece darbe yönetiminin, askerî cuntanın hâkim olduğu Mısır'ı, kral tarafından parlamenter monarşiyle yönetilen Kamboçya'yı, 1980 yılında bağımsızlığını ilan etse de yine Birleşik Krallığın sömürgesi olarak kabul edilen Zimbabve'yi geride bırakıyor olmak bize yakışmamaktadır. Bizi çok ciddi düşündürmesi gerekir. Diğer bir ifadeyle, ülkemizde Hükûmet âdeta -üzülerek söylüyorum- layüsel, sorumsuz, hesap vermeyen, gücü denetlenmeyen bir konumda görülmektedir.
2- Ülkemizin karnesinin bir hayli kötü olduğu bir diğer alan, temel hak ve hürriyetlerin varlığı ve uygulamasıyla ilgilidir. Adil yargılama ve yargılanma, masumiyet karinesi, sanık haklarının korunması, düşünce ve ifade özgürlüğü, özel hayatın gizliliği gibi alanlarda ülkemiz, maalesef 113 ülke arasında sadece 105'inci sırada yer alabilmiştir.
3- Bölgesel sınıflandırmada Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkeleriyle birlikte kategorize edilmemize rağmen -dikkat edilirse Avrupa değil, Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkeleri arasında yani Romanya, Bulgaristan gibi daha düne kadar demokrasiden, insan haklarından bihaber ülkeler gibi- bu bölgesel kategoride yer alan 13 ülke arasında, endekste en sondadır.
Diğer bir sınıflandırma şekli olan ekonomik açıdan üst orta gelirli ülkeler kategorisinde de 37 ülke içerisinde 36'ncı sırada, yani son sıralarda yer bulabilmiştir. 1960 yılından beri kurucu üyesi olduğumuz OECD ülkeleri içinde de maalesef son sıradayız. Her fırsatta üyesi olmaktan dolayı övündüğümüz G20 ülkeleri arasında da maalesef ülkemizin adalet ve hukukun üstünlüğü alanında geride bıraktığı tek bir ülke bile yoktur. Yani Rusya, Suudi Arabistan, Çin bile bizden daha iyi durumda görülmektedir.
Değerli milletvekilleri, hukukun üstünlüğü ilkesi, sadece adaletin ayrım yapılmaksızın herkese eşit bir biçimde uygulanması, yargının bağımsız ve tarafsız olması, kişilerin, şüphelilerin, sanıkların adil bir şekilde yargılanmasıyla sınırlı bir husus değildir. Hukukun üstünlüğü ilkesinin benimsenmediği, uygulanmadığı ve değersiz bir olgu olarak algılandığı bir ülkede ekonomik kalkınma sürdürülemez, yerli ve yabancı müteşebbis yatırım yapamaz, insan hakları ve temel hak ve hürriyetleri gelişemez, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele edilemez. Bu endekse göre, ülkemizin 2016 yılında 40 basamak birden gerilemesi üzerinde önemle durulmalı, kötü gidişin önlenmesi için her tedbire başvurulmalıdır. Biz adaletle hükmetmediğimiz, işi ehline vermediğimiz müddetçe bu alanda maalesef -maalesef, tekrar ederek söylüyorum- sürünmeye devam ederiz.
Her zaman her yerde adalet, adalet, adalet diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)