| Konu: | Bilirkişilik Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 03.11.2016 |
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasanın 33'üncü maddesiyle ilgili olarak MHP adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, bu vesileyle, konumuzla da ilgili olması bakımından KİT Komisyonunda muttali olduğum bir konuyu, somut bir konuyu burada değerlendirmek istiyorum; konumuzla ilgili olması bakımından. Şimdi, bir kamu bankamız bir firmaya bugünkü değerle 20 milyon TL civarında proje kredisi kullandırıyor. Krediyi temin bakımından da gayet tabii gayrimenkul ipoteği tesis ediyor. Normal şartlarda ipotek için SPK lisanslı firmalara ekspertiz raporu hazırlatılması gerekirken kendi elemanlarına hazırlatılıyor ve bankanın bu gayrimenkul için hazırlattığı değer tespiti 12 milyon lira. Firma hakkında çok kısa bir süre sonra üçüncü şahısların alacak takibi başlatması ve firmanın iflas erteleme talebinde bulunması üzerine kredi kullandıran banka da takibe geçiyor. Nitekim bu takibin başlamasından hemen sonra bilirkişi raporları devreye giriyor.
Ancak, başta söylemem gereken, bankanın kendi elemanlarına yaptırdığı 12 milyon liralık bilirkişi tespitidir. Söz konusu arsayla ilgili olarak üçüncü şahısların ve kamu bankasının takipleri sırasında değişik bilirkişilerce verilen ekspertiz raporlarını burada sizlere sunmak istiyorum. Firmanın iflas erteleme talebini görüşen Ankara mahkemesinin tespit ettirdiği tutar 214 bin lira yani 12 milyon liralık ipotek alınmış, mahkemenin bilirkişilere tespit ettirdiği tutar, gayrimenkulün değeri 214 bin lira yani 56 kat daha fazla değer tespiti yaptırmış banka kendi elemanlarına. Bunun üzerine banka -214 bin çıkınca 12 milyon yerine- tekrar bir bilirkişi tespiti yaptırıyor; 12,8 milyon lira buluyor tekrar kendi elemanları. Bunun üzerine, üçüncü kişilerin takibi sonucunda Şanlıurfa İcra Müdürlüğü bir bilirkişi tespiti yaptırıyor, 6 milyon lira buluyor 12 milyon liralık ipoteğin değerini. Bankanın itirazı üzerine yeniden bir tespit yaptırılıyor, bu defa 6 milyon liralık değer 5 milyon 600 bin liraya düşüyor. Değerli milletvekilleri, bu arada, başka bir alacaklının Gaziantep'te takibi neticesinde başka bir bilirkişi de aynı arsaya 5 milyon 200 bin lira değer biçiyor. Son takibe de banka itiraz ediyor, itirazı reddediliyor, karar kesinleşiyor.
Şunu söylemek istiyorum: Mahkeme kararlarıyla arsanın 4 ayrı değeri; 214 bin lira, 5 milyon 200 bin lira, 6 milyon lira, 5 milyon 600 bin lira olarak tespit edildiği hâlde banka, mahkemelerce yapılan tespitleri dikkate almayarak, kendi elemanlarına yaptırdığı tespit olan 12 milyon TL'yi esas alarak işlem tesis ediyor.
Değerli milletvekilleri, kısaca olay, özet olarak, 4 mahkeme bilirkişisi tespitinin görülmeyerek, esas alınmayarak bankanın kendi elemanlarınca yaptırdığı tespitlerin esas alınmasından ibarettir. Yani idare, mahkeme kararlarını takmamıştır. Niye takmamıştır? İşine gelmemiştir. Niye takmamıştır? İdari, cezai ve mali yönden sorumlu duruma düşmemek için takmamıştır. Başlangıçta kendi elemanlarına tespit ettirdiği ipotek değerini temin etmek için birtakım gayretlere girmiş ama her defasında mahkemeden dönmüştür.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanımız da burada, biz hangi yasayı çıkarırsak çıkaralım, yasa ne kadar eksiksiz, noksansız olursa olsun uygulamayı hakkıyla sağlayamazsanız birçok defa bir anlam ifade etmeyecektir. Bizim fikri hür, vicdanı hür, kişilikli, dürüst, adaleti gözeten, cesur idareciler, yargı mensupları yetiştirmediğimiz müddetçe, suç işleyeni de cezalandırmadığımız müddetçe bu alanda başarılı olamayacağımızı belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)