GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 669 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (1/751) ve İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:09.11.2016

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 419 sıra sayılı 669 Sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi'nin 2'nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum.

Evet, bu madde, herhangi bir mahkûmiyet kararı olmadan Türk Silahlı Kuvvetlerinden ve Jandarma Genel Komutanlığından askerlerin ihracıyla ilgili bir madde. Şimdi, buraya bir cümle olarak geçmiş, bizler için ve sizler için çok bir şey ifade etmiyor olabilir ama bizler sahadayken, bu maddelerle ihraç edilen, neden ihraç edildiğini bilmeyen bu askerlerin eşleriyle çok konuştuk. Hepsi gözyaşları içinde Şırnak'ta veya başka yerde hiç haberi olmadan... İşte, mesela Şırnak'ta bir askeri çağırıyorlar "Gelin, operasyon var." diye. Bu asker, PKK'yla operasyona gittiğini düşünüyor, hiçbir şeyden haberi yok. Sormadan, sorgusuz sualsiz, yargılamadan, savunma hakkı tanımadan bunları ihraç ediyorsunuz ve aileleri mağdur ediyorsunuz. Böyle bir gerçek var. Siz bunlarla görüşmüyorsunuz, konuşmuyorsunuz ama biz bunları dinliyoruz.

Şimdi, bu KHK'larla yüzlerce yıldır, hatta binlerce yıldır oluşmuş olan hukukun bütün temel ilkelerinin hepsini yerle bir ettiniz. Nedir bunlardan biri? Biliyorsunuz, normal bir ceza yargılamasında mahkeme, yargılamaları yapar, delilleri toplar, en ufak yani bakın, yüzde 1 bile suçun işlenmediğine dair bir şüphe oluşursa kendisinde "Şüpheden sanık yararlanır." ilkesiyle beraat kararı verir, ama bugün bu KHK'larla "Şüpheden iktidar yararlanır." ilkesi getirdiniz, tarihe böyle bir ilke getirdiniz ve bu şekilde de maalesef, FETÖ'yle mücadeleyi kendiniz sulandırdınız.

15 Temmuzdan sonra on dört yıllık filmi geriye sardınız, kötü ne varsa hepsini FETÖ'ye yıktınız. Biliyorsunuz, geçmişte, çok eski çağlarda insanlar şöyle yaparmış: Günah işledikleri zaman, bir hayvana -keçi oluyor özellikle, hani "günah keçisi" deniliyor ya- bütün günahlarını yükleyip bir törenle götürüp dağ başında onu bırakırlarmış ve böylelikle de günahlarından kurtulduklarını düşünürlermiş, sizin de yaptığınız bu. Siz de döndünüz geriye "Ergenekon'u, Balyoz'u FETÖ yaptı, Anayasa referandumunu, yargı bağımsızlığını yok etmeyi FETÖ yaptı, iletişimle ilgili TİB Yasası'nı FETÖ getirdi, Hrant Dink cinayetini falan FETÖ yaptı, bütün kötü ne varsa FETÖ yaptı." dediniz, "kandırıldık" dediniz, işin içinden çıktınız.

Peki, şimdi yapılanlar... 15 Temmuzdan sonra yapılanlar... Yani Cumhuriyet Gazetesi operasyonu, solcu, demokrat insanların ihraç edilmesi, bunlar için sizi kim kandırıyor, çok merak ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Kim kandırıyor sizi? Biraz vicdan diyorum, başınızı yastığa koyduğunuzda biraz bunları düşünün. Bu KHK'lar, kanun hükmünde kararname falan değil.

Bakın, Anayasa değişikliğini bile Anayasa Mahkemesi, en azından şeklî yönden, işte, oy çokluğu, teklif çokluğu vesaire bu yönlerden ele alıyor ve değerlendiriyor, ama bunları, bırakın şekil yönünden, başka yönden, nitelendirme yönünden değerlendirmeyi, tamamen reddetti başvurumuzu ve bunlar, KHK falan değil, tamamen hukuksuzluk kararnameleri olarak hukuk tarihimize de bu şekilde, maalesef geçmiş olacak.

Şimdi, biz bunlarla ilgili, yaşanan bu hukuksuzlukları... Biz çok açık söylüyoruz "FETÖ'yle mücadele, terörle mücadele, sonuna kadar destekliyoruz ama hukuk içerisinde yapın, yeni mağdurlar yaratmayın." diyoruz. Biz bunu söylerken, her zaman olduğu gibi hiç kimsenin siyasi görüşüne falan da bakmıyoruz. Sonra parti meclisi bildirgemizi terörle ilişkilendirmeye çalışıyorsunuz kendinizce, bir amacınız var, bizi vatan haini konumuna düşürmeye çalışıyorsunuz ama biz, sizin vatanınızın ne olduğunu biliyoruz. Biz, sizin vatanınızın ne olduğunu biliyoruz ve büyük usta, şair Nazım Hikmet'e buradan selamlarımı gönderiyorum, ondan esinlenerek diyorum ki: Sizin vatanınız gemilerinizse, sizin vatanınız koltuklarınızsa, sizin vatanınız bin beş yüz odalı saraysa, sizin vatanınız yandaşa peşkeş çekilen ihalelerse biz vatan haini olmaya devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Sizin vatanınız halkı yoksul bırakmaksa, yoksul bırakıp oylarını almaksa, sizin vatanınız halkı işsiz bırakmaksa, sizin vatanınız doğayı, geleceğimizi, çevremizi katletmekse biz bu vatan haini olmayı şeref sayarız diyorum, saygıyla Genel Kurulu selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)