| Konu: | İstanbul Milletvekilli Onursal Adıgüzel'in, (2/932) esas numaralı Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/68) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 15.11.2016 |
MEHMET TÜM (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir ülkenin genetik kodlarıyla oynamak isteyenler, ilk önce eğitim sistemini ve kadrolarla oynar, bunları yok ederler. FETÖ'nün de eğitime bu kadar önem vermesinin ve eğitimi ele geçirmesinin nedeni işte budur çünkü eğitimli bir insan, en güçlü silahtan daha etkilidir. Eğitimi bilimsel metotlarla verirseniz Aziz Sancar örneğinde olduğu gibi, yetiştirdiğiniz insanlarla dünyaya ışık saçar, insanlığa katkı yaparsınız ama eğitimi biat kültürü, kayyum anlayışıyla verirseniz kurşun askerler yetiştirirsiniz. Bu askerler de kime biat etmişlerse onların emrine girerler. İşte, tehlikeli olan, tüm insanlığa zararlı olan, bu anlayıştır. Bu anlayışı hep birlikte 15 Temmuz darbe girişiminde gördük ve yaşadık.
Değerli milletvekilleri, on dört yıllık AKP iktidarının, üzerinde en çok oynadığı kurum, Millî Eğitim Bakanlığıdır. AKP, iktidara geldiği günden beri laik eğitimi yok etmek için çok büyük bir çaba içerisine girmiştir. Altı tane bakan değişikliği, bunun en somut örneğidir. Hiçbir bakanlıkta bu kadar değişiklik yapılmamıştır. Tüm bakanlar, var olan tüm okulları imam-hatibe çevirmişlerdir. AKP, geçmişte FETÖ'ye teslim ettiği Millî Eğitime şimdi kendi kadrolarını yerleştirmek için ne kadar demokrat, aydın eğitimci varsa onlara soruşturma açıyor, görevden atıyor. Bunun en somut örneklerini EĞİTİM-SEN ve EĞİTİM-İŞ üyeleri hakkında açılan davalarda görüyoruz ve tanık oluyoruz.
Değerli milletvekilleri, OHAL bahane edilerek eğitim her gün çağdaş değerlerden uzaklaştırılıyor, çağdaş eğitimciler sırf "muhalif" diye cezaevlerine atılıyor. Üniversitelerde durum çok vahimdir. Kapatılan üniversitelerin öğrencileri, devlet üniversitelerine devredildi ancak devlet üniversitelerinde var olan kadro açığı, bu yeni öğrencilerle birlikte içinden çıkılamaz bir duruma gelmiştir. OHAL bahanesiyle her gün gözaltına alınan, işten el çektirilen akademisyenleri de düşünecek olursak, bunun anlamı, önümüzdeki birkaç eğitim yılını kaybediyoruz demektir.
Değerli arkadaşlar, Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesinde 71 öğretim üyesi varken bugün bu sayı 50'ye düşmüştür. Şimdi Hükûmete ve YÖK'e soruyorum: Tıp fakültesindeki dersleri kim verecektir, bu öğrenciler nasıl bir eğitim alacaklar? Bakın, Anadolu'da güzel bir tabir var, derler ki "Yarım imam insanı dinden, yarım hekim candan eder." Sizin ortaklık yaptığınız FETÖ'cü yarım imamlarınız, insanları dinden de ettiler, candan da ettiler. Bari, şimdi sizler hekimlerimize ve tıp öğrencilerimize kıymayın. Hekimlik ciddi bir iştir.
Değerli arkadaşlar, üniversite, evrensel eğitim veren kuruluş demektir. Öğrencilere sadece öğretim vermez, yaşama hazırlar, demokratik kültürün yerleşmesine de katkı verir. Şimdi, siz, her alanda olduğu gibi, üniversitelerde oluşan demokrasi kültürünü tümden yok ediyorsunuz. Seçimlerde kutuplaşma olur diye bir gecede rektör seçimlerini ortadan kaldırdınız. Boğaziçi Üniversitesinde seçimleri yüzde 80'le kazanan rektörü yok saydınız.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi, en çok kutuplaşma, özellikle köylerdeki muhtarlık seçimlerinde yaşanır. Şimdi, kutuplaşma var diye muhtarlık seçimlerini iptal mi edeceksiniz? Apartman yöneticileri ne olacak? Cumhurbaşkanı mı seçecek? Böyle bir demokrasi, dünyanın neresinde var? Gelin, burada açıklayınız. FETÖ'de biat anlayışı vardı, sizde ise kayyum anlayışı var. Şimdi, üniversitelere kayyum rektörler atıyorsunuz, ortaya çıkan iradeyi yok sayıyorsunuz. Sizin millî irade anlayışınız, sadece AKP'ye oy verenlerle sınırlıdır. Bu, yanlış ve sakat bir anlayıştır.
Bakınız, Hitler, Almanları en üstün ırk olarak görüyordu. Ancak, bununla yetinmeyerek kendisini de "en üstün Alman" olarak görüyordu. Dünyanın başına nasıl bir bela açtığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Şimdi, siz de "En üstün millî irade, bize oy verenlerdir." diyorsunuz. Bu anlayışla Türkiye'nin başına yeni bir bela açıyorsunuz. Bu sakat anlayışa devam etmekten bir an önce vazgeçiniz. Bu ülkede yaşayan her bireyin iradesi millî iradedir, bunu kabul ediniz. Laik ve çağdaş eğitimi yok ederek gideceğiniz her yolun sonu karanlıktır.
Bir an önce bu anlayıştan kurtulmanız dileğiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)