| Konu: | Doğu Karadeniz Bölgesi'nde meydana gelen sel ve heyelan felaketlerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 16.11.2016 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğu Karadeniz Bölgesi'nde sık sık meydana gelen sel ve heyelan felaketleri bu yıl da yaşandı.
1 Eylül 2016 tarihinde...
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, bir saniye efendim.
Sayın milletvekilleri, Sayın Mehmet Bekaroğlu kürsüde, şimdi konuşmasına başlamış durumda, ancak Genel Kuruldaki uğultu nedeniyle Sayın Bekaroğlu'nun konuşması Divandan dahi yeterli ölçüde duyulamıyor. Lütfen, sükûnete davet ediyorum.
Buyurunuz Sayın Bekaroğlu.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlarım, 1 Eylül 2016 tarihinde Artvin'in Hopa ve Arhavi ilçeleri ile Rize'nin Fındıklı ilçesinde, 21 Eylül 2016 tarihinde de Trabzon'un Beşikdüzü ilçesinde meydana gelen sel ve heyelan felaketleri 4 kişinin ölümüne neden olmuş, çok sayıda ev oturulamaz hâle gelmiş, yollar, iş yerleri ve tarım arazisi ciddi ölçüde zarar görmüştür.
Yine, 17 Ekim 2016 tarihinde Rize'nin Pazar ilçesinde aşırı yağışlar sonucunda meydana gelen heyelanda 2 kişi hayatını kaybetmiştir. Hiç kuşku yok ki seller, heyelanlar, doğal afetler ama işin tabiatında, fıtratında bunlar yok değerli arkadaşlarım. Bütün uzmanların ortak görüşü, sel ve heyelan felaketleri ve diğer doğal afetlerde insanın katkısı, insanın müdahalesi son derece önemli. İklim değişiklikleri bir taraftan, yol açma, dere ıslahı, HES, maden ocakları çalışmaları, yeni yapılaşma alanlarının yanlış yerlerde seçilmesi gibi çok sayıda sebep var.
Beşikdüzü ilçesinin sel bölgesini ziyaret eden Başbakan Yardımcısı Sayın Nurettin Canikli çok önemli bir şey söyledi, dedi ki: "Karadeniz sahil yolunun yapılmasından sonra, yol kotu kent merkezinden yüksek olmuştur, taşkın suyunun denize ulaşamamasından dolayı taşkınlar oluşmaktadır." Bu, insan müdahalesinin bu tip olaylarda nelere sebep olduğunu göstermesi açısından son derece önemli.
Benzer şekilde HES çalışmaları, yeşil yol çalışmaları, bunlar son derece önemli; dere ıslahları da son derece önemli arkadaşlarım. Karadeniz'de yapılan dere ıslahları yanlış bir şekilde yapılıyor, dereler beton bloklar içine alınıyor ve aradaki küçük dereler gelemiyor. Bu da hem tarım alanlarına hem de çevreye, oturma yerlerine, konutlara ciddi bir şekilde zarar vermektedir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Rize'nin Fındıklı ilçesinde meydana gelen sel felaketini bire bir yaşadım, oradaydım. Kurtarma çalışmaları son derece yanlış bir şekilde yürütüldü. Çok sayıda iş makinesi geldi, her şey geldi, toplandı oraya ama koordinasyon son derece kötüydü. Afetten sorumlu Sayın Başbakan Yardımcısıyla konuyu konuştuk, dedi ki: "Paraları gönderdik, ne oldu?" Tabii, bizim soracağımız sorulardı onlara ve verdiği cevaplar kendisinin yanlış bilgilendirildiğini gösteriyor. Mesela, en çok zarar gören, "Fındıklı'nın Beydere köyünde 8 tane konut boşalttık, başka da bir problem yok." dedi. Hayır, orada bulunan 200 hanenin tamamı ciddi şekilde risk altında. Geliyor, mühendisler araştırma yapıyor, rapor tutuyor, diyor ki: "İşte, burada oturulabilir de, oturulamaz da." Benim evim de aynı tehdit altındaydı, geldi iki mühendis, dediler ki: "Buradan çıksanız da olur, çıkmasanız da olur." Ben orada oturmuyorum ama yarıcılarım var; onlara çarşıda ev mi tutacağım, ne yapacağım? Böyle onlarca ev beklemekte. Dolayısıyla, yapılan kurtarma çalışmaları da ciddi bir sonuç vermemiştir.
Değerli arkadaşlarım, bilim, teknoloji son derece gelişmiş durumdadır. Eğer bu konularla ilgili bir şey yapılacaksa Doğu Karadeniz Bölgesi'nin sel ve heyelan felaketleriyle ilgili bir araştırma komisyonu kurulur, bu komisyon buradaki durumu bütün yönleriyle inceler: Bu sel ve heyelanların vereceği zararlar nasıl önlenebilir? Neler yapılması gerekiyor?
Elbette yollar açılacak, elbette elektrik ihtiyacımız karşılanacak, barajlar da yapılacak, HES'ler de yapılacak ama bu işler öyle emanet psikolojisiyle yapılmıyor. Orman yolları yapıyorlar, izliyorum, yanlarına gittim çalışan operatörlerin: "Ne yapıyorsun? Bir planın var mı? Yanında kimse var mı?" "Yok." diyor, "Yapıyorum." Dağı taşı devirip gidiyor, hizmet edeceğim diye vatan topraklarına insafsız bir şekilde saldırıyor. Daha sonra herhangi bir sel felaketinde bütün bu malzeme şehirlere, evlere, konutların üzerine iniyor değerli arkadaşlarım.
Sürekli olarak şöyle bir şey söyleniyor: "Ya, çevreciler düşman ilan ediliyor." Değil değerli arkadaşlarım. Çevre duyarlılığı olan bu insanlar, vatansever insanlar. Bunları hain ilan ederek hiçbir yere gidemeyiz. Bunlara kulak vermemiz gerekiyor. Bakın, bu çevre değerlendirme konusunda Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki ve diğer bölgelerdeki projelerde son derece ihmalkâr davranılıyor. Şimdi bir de bir yasa çıkardık teşvik amacıyla. ÇED raporları bütünüyle devre dışı kalacak -geçenlerde çıkardık "yatırımları teşvik" diye, 80/4- gerektiği durumlarda Bakanlar Kurulu istisnaları kaldırabilecek, Çevre Kanunu'ndan Kıyı Kanunu'na kadar, Mera Kanunu'na kadar her şey devre dışı bırakabilecek.
Böyle olmaz değerli arkadaşlarım. Bu vatan toprakları bize emanettir, gelecek kuşakların emanetidir. Bunlara insaflı bir şekilde davranmamız gerekiyor.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bekaroğlu.