| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 17.11.2016 |
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin fındıkla ilgili verdiği araştırma önergesinin lehinde konuşma yapacağım. İnşallah konuşmalarımız fındık üreticimizi memnun eder. Fındıkta Mecliste alınacak kararımızın üreticimizin lehinde olmasını gönülden arzu ediyorum.
Evet, sevgili vekiller, biraz önce konuşmaları dinledik. Fındık, tabii, Türkiye'nin millî bir ürünü, çok önemli bir ürün. 49 tarım ürünü içinde yılda 2,5 milyar döviz getiren tek tarımsal ürünümüz. 502 bin üreticiyi direkt ilgilendiren, 8 milyon nüfusu da endirekt ilgilendiren çok önemli bir tarımsal ürünümüz. Fındıkla ilgili, tabii on dakikada burada söylemlerimizi, dilek, taleplerimizi anlatmamız mümkün değil. Hem Türkiye'nin en büyük nüfusuna hitap edeceksiniz hem en büyük dövizi sağlayacaksınız, on dakikada fındığı burada ifade edeceğiz, bu mümkün değil. Ama yine de önemli bazı noktalara değinmek istiyorum: Doğu Karadeniz Bölgesi için fındık, alın terini, göz nurunu temsil eden kutsal bir baş tacı ürünümüz. Fındık, sadece Karadeniz'in değil, göz bebeği olan bütün ülkemizin önemli bir ürünü, millî bir ürünümüz. Bakın şu çok önemli, ithalat katkısı olmadan direkt olarak, saf olarak ülkeye en büyük döviz getiren tek tarım ürünümüz fındık. Bunu, onun için çok önemsiyorum. Fındığın -üreten değil- üzerinde AKP'yle tekelleşen Ferrero firması maalesef son zamanlarda tek tekelleşen firma oldu. Düşünün, bir yabancı firma Türkiye'de hem alıcı hem satıcı konumuna geldi; fındığı istediği gibi elinde oynatıyor ve bundan da tabii hem ülkemiz hem üreticilerimiz maalesef çok çok zarar görüyor. Biz, fındıkta pazar üstünlüğümüzü biraz kaybeder duruma geldik dünya genelinde. Hem fındığın dünyada en büyük üreticisi olacaksınız hem pazar üstünlüğünüzü birtakım olaylarla, birtakım müdahalelerle kaybedecek duruma geleceksiniz; bunu kabul etmemiz mümkün değil. Oysa bu firma Türk fındığının yüzde 68'ini bizden ithal ediyordu, şimdi kendi fabrikaları ve manavları üzerinden fındığı topluyor, kendisi ihraç ediyor. Düşünün, yabancı bir firma hem alıcı hem satıcı, buna tahammül etmek mümkün değil.
Kurduğunuz bu düzen sayesinde fındık 20 lira seviyesinden 8-10 lira seviyesine düştü. Sevgili Cemal kardeşim biraz önce "Fındık 10-11 lira." dedi. Ben de öğrendim şimdi "Fındığımız 10 lira." dediler. Önemli değil, 10-11 lira arasında gidip geliyor. Bu, üreticimizin hakkı değil. Buna üzülüyoruz "Yazık değil mi, ayıp değil mi, günah değil mi?" diye.
Fındık zor coğrafyanın bir ürünü, aynı zamanda sosyolojik de bir ürün. Fındık olmadığı takdirde... Karadeniz Bölgesi maalesef çok göç veren bir bölge. Tek ürünümüz, başka bir gelir kaynağımız yok, onun için çok önemli sosyolojik bir olgu.
Sırf Hanslar kazansın diye Hasan dayının emeğini heba etmeye, gelirinin en az yarısını çalmaya ne hakkımız var? Bir taraftan Hasan üretiyor, bir taraftan Hans kazanıyor. Buna alkış yapın, bu önemli. (CHP sıralarından alkışlar)
6 ilde yaşayan 8 milyon üreticinin tek geçim kaynağının hak ettiği değere ulaşmasının yolu devlet müdahalesinden geçiyor. Sizleri, Ferrero'nun değil, üreticinin Bakanı olmaya davet ediyorum. Bu manipülasyona daha fazla göz yummamız mümkün değil. Yapacağınız tek şey, FİSKOBİRLİK'i yeniden devreye sokmaktır. Bu, bütün tarım ürünleri için geçerlidir. Yalnız FİSKOBİRLİK, fındık için değil, bütün tarımsal ürünler için kooperatiflerimizi mutlaka faaliyete geçirmemiz lazım.
TMO'yu bir dönem fındık almaya zorladılar. TMO buğdaydan anlar, fındıktan anlamaz. Çok büyük bir keşmekeşlik oldu, inanılmaz bir karmaşa oldu. Adam fındığı görmemiş, tanımamış, bahçesini bilmiyor, fındığı tanımıyor; fındık alımına başladı Karadeniz'de, maalesef biz bunu yaşadık. Adam erik koymuş fındığın arasına, eriği fındık diye aldılar, böyle bir alış olur mu?
Bu, dünyanın neresinde görülmüş? Türkiye, gidip mesela Amerika Birleşik Devletleri'nde badem, İtalya'da üzüm, Akdeniz'de zeytin fiyatlarını belirleyebiliyor mu? Bu, bizim için çok önemli arkadaşlar.
Yapacağımız şey... Şunu yapmamız lazım: Fındık fiyatını belirleyen bu firmalara ne verdiniz de aldınız bilmem ama söz verdiğiniz belli. Ben her fırsatta dile getiriyorum, fındıkta bu firma eliyle manipülasyon yapılıyor, üreticinin alın teri sömürülüyor. Verdiğimiz sayısız önerge, yaptığımız onca konuşma ve açıklamalarda vurguladığım gibi, yabancı firmalar manipülasyon yaparak fındık fiyatlarını maalesef düşürüyor. Gerçek, sonunda partinizin milletvekilleri tarafından da kabul edildi. Geçtiğimiz günlerde Sayın Başbakana bu konuda Afyon'da bir dosya sunuldu. Dosyada ne olduğunu bilmiyoruz ancak bu önemli bir itiraftır. Siz de sonunda fındığın piyasasında yabancı sektörün belirleyici olduğunu kabul ettiniz. Manipülasyon yasalara göre bir suçtur, bu suçu işleyenlerin kim olduklarını biz bilmiyoruz, siz de ortaya çıkarın. Sermaye Piyasası Denetleme Kurulu bunu neden sorgulamıyor? Bunun mutlaka araştırılması lazım.
Fındık, zor coğrafi şartlarda yetişen bir üründür demiştim. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, zaman zaman kendi bölgemde de yüzde 70-60'lara varan bir meyilde fındık toplanıyor. Girdi maliyetleri -biraz önce sayın vekillerim de söylediler- gerçekten çok fazla, girdi maliyetlerimiz. Bugünkü fiyatlar bu maliyetlerimizi kurtaramıyor ama AKP yönetimi geldiğinden beri ben size şunu itiraf edeyim: Karadeniz'deki fındık üreticisinin yüzü hiç mi hiç gülmedi. On dört yıldır, bunu açık, seçik ve net olarak söylüyorum, Karadeniz'de fındık üreticisinin yüzü hiç mi hiç gülmedi.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bülent ağabey, insaf, insaf ya! 1,5 liradan 11,5 liraya çıktı.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - Bizim fındıkla ilgili -ben Cemal'i duymuyorum- en önemli tespitlerimizden bir tanesi de şu arkadaşlar: Biz, alan bazlı destekten ziyade ürün bazlı destek istiyoruz, ürün bazlı destek istiyoruz. Biz, Türkiye genelinde dönüm başına üretici ülkeler içinde en az fındık üreten bir ülkeyiz; dönüm başına ortalama 80-90 kilogram civarında, bu, İtalya'da 250-290 kilogram civarında. Mutlaka bunun desteklenmesini istiyoruz ürün bazında.
Bir diğer tespitimiz de şu değerli arkadaşlar fındıkla ilgili: Fındık bölgelerimiz çok yaşlandı, artık verim gittikçe düşmeye başladı. Bu yaşlı fındık bahçelerimizin destekli bir şekilde yavaş yavaş, yavaş yavaş gençleştirilmesi lazım, bunun mutlaka sağlanması lazım.
Yakın bir geçmişte bölgemizin coğrafi şartlarında da birtakım değişiklikler fındık üretiminde birtakım azalmalara sebep oldu. Bunlardan bir tanesi de HES'ler. Maalesef, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde inanılmaz civarda, sayıları bini, 2 bini bulan HES politikasıyla fındıkta o vadide yeterince buharlaşma olmadığı için filizlerimizde büyüme olmadı yani fındıklarımızdaki verim oranı düşmeye başladı. Bunu çok önemsiyorum.
Fındık bizim alın terimiz, göz nurumuz; bizim için çok önemli. Üreticimiz fındığın desteklenmesini mutlaka arzu ediyor. Son zamanlarda fındığımızla ilgili, fındığımızı tehdit eden bir külleme rahatsızlığı daha doğrusu mantara benzer bir rahatsızlık hasıl oldu. Bu, üretimimizi çok düşürdü. Ama bu sabah yeni bir duyum aldım; Tarım İl Müdürlüğümüzün bu konuda önemli bir çalışması olmuş, kendilerine teşekkür ediyorum. Zannediyorum bu küllemeyi önleyebilecek faydalı bir ilaç bulunmuş. İnşallah bunu da en iyi şekilde vatandaşlarımıza, köylümüze, üreticilerimize anlatırlar, bunu da halletmiş oluruz.
Bizim aynı zamanda şöyle bir teklifimiz de var âcizane: Karadeniz Bölgesi'nde en sağlıklı, en güzel, aroması en yüksek fındığı Giresun bölgesi yetiştiriyor. Bu, dünyaca tescillenmiş.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bu doğru.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - İktidardan "doğru" teyidini aldım.
Bu fındığımıza ayrı bir fiyat uygulanması, ayrı bir fiyat verilmesi bizim isteğimizdir, arzumuzdur. Giresun fındığı hakikaten kalite olarak, aroma olarak yetiştiği coğrafyada en değerli ürünümüz diye düşünüyorum.
Doğu Karadeniz'de fındık üretiminin düşük seyretmesinin en önemli faktörlerinin başında gelen -biraz önce arz etmiştim- bu yaşlı fındık bahçelerimizin desteklenerek mutlaka en kısa zamanda gençleştirilmesi lazım diye düşünüyorum.
Türkiye'de bahçeden başlayarak ihracata kadar geçen bütün alanları düzenleyen kuralları içeren kalıcı, değişmez, doğruları olan yönetim, üretim, tüketim, ticaret odaklı bir fındık politikasının mutlaka oluşturulması lazım arkadaşlar. Bunu 8 milyon ilgilenen ve 502 bin üretici adına yüce Meclisten talep ediyorum, bunu önemsiyorum.
Bir de bugün piyasaya hâkim olan Ferrero firması yerine FİSKOBİRLİK'in piyasanın -tekrar ediyorum- ana aktörü olmasını gönülden destekliyoruz, değil mi Sayın Vekilim?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Evet.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.
Fındıkta yabancı sermayenin tekelleşmesine izin verilmemeli. Bunun yerine, yerli yatırımcıyı özendiren iş, istihdam, katma değer yaratan fındık ekonomisi politikalarımızın mutlaka uygulanması lazım. Katma değeri yüksek üründe -fındıkla ilgili- İsviçre bizden fındığı alıyor, bizim 10 mislimiz KDV üreterek bundan gelir elde ediyor. Biz, maalesef, fındık üreticileri olarak bunu halledemedik.
Fındık ülkemiz için çok önemli arkadaşlar. Fındıkla ilgili, önünüze bir tasarı gelirse, sizden rica ediyorum, hiç ithalat katkısı olmadan, hiç destek olmadan en fazla...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) - ...döviz getiren bir ürünümüz. Böyle bir ürünü desteklemenizi gönülden arzu ediyorum.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)