GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:22
Tarih:17.11.2016

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP'nin IŞİD tarafından suça itilen çocuklar dikkate alındığında kayıp mülteci çocukların akıbetinin araştırılarak mağduriyetinin önüne geçilmesi amacıyla verdiği grup önerisi üzerine, Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına önergenin lehinde söz almış bulunmaktayım. Konuşmama başlamadan önce aziz Türk milletini ve sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, çocukluk dönemi, toplumun geleceğini oluşturacak olan bireylerin sağlıklı kişilik yapısının temellerinin atıldığı özel ve hassas bir dönemdir. Sağlıklı ve gelişmiş bir toplumun temelleri ise özenle yetiştirilmiş bireylerin mevcudiyetiyle mümkündür. Bu nedenle, sağlıklı, huzurlu, uzun ömürlü bir toplum hayalini kuran herkes çocukların gelişmelerini en iyi şekilde sağlamakla sorumludur. Çocukların sağlıklı gelişebilmesi için güvenli bir ortamda yaşaması, devlet tarafından korunması gerekmektedir. Çocuklara yönelik işlenen suçlar ve çocuk ihmalleri birçok çocuğun fiziksel ve ruhsal travma yaşamasına sebep olmaktadır. Bugün, hâlâ, eğitim hakkı gasbedilmiş, eğitimine devam edemeyen çocuklar mevcuttur. Çocuk yaştaki kızların erken yaşta evlendirilmesinin önüne hâlâ geçilememiştir. Çocuk işçiliği son bulmamış, yasal boşluklardan yararlanan yetişkinler tarafından çocuklar istismar edilmektedir. Çocuklar yasa dışı örgülerin ideolojik ve siyasi istismarına maruz kalmakta ve hatta suça itilmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına 6/12/2015 tarihinde kayıp çocuklarla ilgili olarak verdiğimiz araştırma önergesini sizlere hatırlatmak istiyorum. Maalesef, Adalet ve Kalkınma Partisi oylarıyla bu araştırma önergemiz o tarihte reddedilmişti. O dönemde verdiğim bilgileri de birazcık size tekrar hatırlatmak istiyorum. Kayıp çocuklarla ilgili istatistik verilerine bir bakarsak ne yazık ki ülkemizde çocuklarımızın güvenliğiyle ilgili ciddi bir tedbirsizlik ve ihmalin olduğunu görmekteyiz. Bugüne kadar kaybolan ve bulunamayan çocukların sayısı çok fazladır. Türkiye İstatistik Kurumunun 2008-2011 verilerine göre kayıp çocuk sayısı 27 binden fazladır. Yine 2008-2012 arasında toplam 40.220 kişi çocuk kayıp ilanı vermiş, yine aynı yıllarda toplamda 5.724 çocuk bulunabilmiş. İçişleri Bakanlığının verilerine göre bu sayı 15.900, bu kadar çocuk kaybı bildirilmiş. Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneğine göre ise kayıp sayısı 30 bin. Türkiye İstatistik Kurumunun verdiği 2012'deki verilere göre 12.474'le en fazla çocuk kayıp ilanının verildiği yıl kabul edilmekte, bulunan çocuk sayısı ise maalesef kayıp çocuklardan çok daha az. Emniyet Genel Müdürlüğüne de verilen kayıp ilanları var. 2008'de bu başvuru 4.517 iken 2012'de 12.474 olmuş. Bu da 2008'den 2012'ye yüzde 123 artmış anlamına geliyor. Yine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının verdiği veriler var. 2010 yılındaki bu sayı 8.081 iken 2014 yılında 18.696. Bu biraz kafa karıştırıcı sayın milletvekilleri. Bu saydıklarımın çoğu devlet kurumu, her biri ayrı bir sayı veriyor, hiçbirinin verdiği sayı birbirini tutmuyor. Sunulan bilgilere göre de, Aile Bakanlığının verdiği bilgilere göre bulunan çocuk sayısı da yok. Bulunanlara baktığımızda, bulunmuş veya bulunmamış olsun, çocuk kayıplarının arttığı da aşikâr.

Bugün çocuklarımızla ilgili ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Çocuklar suç ve terör örgütleri tarafından kaçırılarak suça itiliyor, hatta canlı bomba olarak kullanılıyorlar. Bununla birlikte, biliyoruz ki çok farklı sebeplerle suça itilen çocuklarımızın sorunları da yeni değil, bu sorun giderek de büyüyor.

Değerli milletvekilleri, biz daha, kaybolan çocuklarımızın sayısını ve akıbetini öğrenememişken bugün karşımıza bir farklı sorun daha çıkıyor, ülkemize sığınan mülteci ailelerin çocukları da kayboluyor. Takdir edeceğiniz gibi, Suriye'de yaşanan kriz sonrası oluşan göç dalgasıyla sorun ve sorumluluklarımız artmış bulunmaktadır. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Torunoğlu bir açıklama yaptı konuyla ilgili çalışan komisyon alt grubunda. Türkiye'de kayıtlı Suriyeli sayısının 2 milyon 753 bin olduğunu açıkladı. 2011'den 2016 Eylül sonuna kadar 177 bin Suriyeli bebek doğduğu bilgisini bize ulaştırdı. Yine, Mülteci Hakları Komisyonu Başkanı Atay Uslu da diğer ülkelerden gelen 300 bin yabancıyla birlikte Türkiye'deki sığınmacı sayısının 3 milyona yükseldiğini ifade etti. Göç İdaresi verilerine göre, 0-19 yaş arasındaki çocuk sayısı ülkemizde toplam 1 milyon 336 bin. Bu çocuklar bizim sorumluluğumuzda, bu çocuklar bizim emanetimiz. Mülteci çocuklar da bizim çocuklarımız gibi kayboluyorsa eğer bir durup, durumu iyice değerlendirip, yapacaklarımızı planlamamız gerekiyor.

Kaybolan her çocuk istismar mağdurudur, yaşamı tehlikededir. Çocukların birçoğunun çeteler tarafından ve terör örgütlerince kullanılmak üzere kaçırıldığının bilgisi sahibiyiz. Bu çocuklar suça alet edilmekte, suça itilmektedir. Yapılan araştırmalarda terör örgütlerinin insan kaynağı olarak 14-25 yaş arasındaki çocuk ve gençleri kullandığını da tespit etmiş bulunmaktayız.

Söz konusu, gösteri, yürüyüş gibi eylemlerde çocukların kullanılmasında belli başlı sebepler var. Yine, farklı suçlar için de çocukların kullanılmasında farklı sebepler var. Bu sebepler neler olabilir diye şöyle bir düşünecek olursak: Birincisi, çocukların ceza ehliyetinin olmaması; bir diğeri, çocuğun bir yetişkine göre şüphe çekmemesi; çocukların istenilen amaç doğrultusunda kullanılmasının yetişkinlere göre daha kolay olması; güvenlik güçlerinin çocuklara karşı güç kullanamayacağının bilinmesi çocukları terör örgütü tarafından kullanılmak üzere bir cazibe merkezi hâline getiriyor. Yasa dışı yapılanmalar tarafından, çocuk ve kadınlarımızın "Hep birlikte mücadele veriyoruz." şeklindeki gösterisi, ifade tarzı da burada önemli bir etken. Bütün bu saydığım sebepleri göz önüne aldığımızda sorun sadece IŞİD değil, en başta PKK ve bununla birlikte diğer terör örgütleri.

Yine, 15 Temmuzda saldırıyı gerçekleştiren... 15 Temmuzu bir hatırlayacak olursak, o dönemde de saldırıyı gerçekleştirenlerin daha çocukluk çağında daha iyi bir eğitim, gözetim ve koruma iddialarıyla aileleri veya kendileri ikna edilerek himaye altına alınan çocukların özel amaçlı açılmış evlerde nasıl yetiştirdiklerini bugün de itirafçılardan dinliyoruz. Bunun adı, çocukların dinî, siyasi ve ideolojik istismarıdır. Çocukların suça karışmış olmasının, yaşadığı çevrede yeterince korunamamış ve ihmal edilmiş olmasından kaynaklandığını da unutmamamız gerekiyor.

Unutmayalım, bir devletin gücü, himayesindeki çocuklara ne kadar sahip çıktığıyla ölçülür. Zira çocuklar, milletin güvencesi, devletin güvencesidir. Burada da en büyük görev bize düşmektedir. Üretilen günlük politikalarla çocuklarımızın yaşadığı sorunların veya karşı karşıya kaldıkları risklerin ortadan kaldırılması mümkün değildir. Olası risk ve sorunların çözümü yahut engellenmesi için millî bir çocuk politikamızın olması, bu çalışmaların uzun vadeli planlanması ve uygulanması aşamasında takibinin yapılması gerekmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz önergenin lehinde oy kullanacağız. Verilen önerge değerlidir ancak tüm sorunları sınırlı süreyle çözmeye çalışan bir araştırma komisyonunun kurulması tabii ki önemli ama o da yeterli değildir çünkü biliyoruz ki araştırma komisyonlarının raporları bir süre sonra rafa kalkıyor, maalesef, gereken değeri bulamıyor. Bu sebeple, oluşturulacak olan çocuk hakları sürekli komisyonunun bu çalışmaların planlı ve disiplinli bir şekilde yapılmasını sağlama ve geliştirilecek politikaların altyapısını hazırlama aşamasındaki önemi çok büyüktür.

Bugün -söylediğim gibi- biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu önergenin lehinde oy kullanacağız ancak benim dileğim şudur ki Cumhuriyet Halk Partisinin sürekli bir çocuk komisyonu kurulması için önerge verdiğini biliyorum. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu önergeyi Meclis Başkanlığına sunduk. Şimdi beklentim Adalet ve Kalkınma Partisinin de en kısa sürede daimî bir çocuk hakları komisyonu kurulmak üzere bir kanun teklifinde bulunması...

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Çocuk İstismarını Araştırma Komisyonunun zaten bu anlamda bir önerisi var.

DENİZ DEPBOYLU (Devamla) - İstismar Komisyonu yeterli...

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Bu konuda zaten bir önerisi var diyorum.

DENİZ DEPBOYLU (Devamla) - Evet, haklısınız, ilk önerisi de budur.

Bu sebeple en kıza zamanda bu daimî komisyonun kurulmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)