| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 17.11.2016 |
AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 4'üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum.
Hükûmetin imzasıyla sunulan kanun tasarısının 4'üncü maddesinde temyize gidilebilmesi için alınan ücretin 10 bin liradan 50 bin liraya yükseltildiğini görüyoruz. Hükûmetin bu değişiklik talebi, ülke ekonomimizin geldiği durumu göstermesi açısından ibretliktir. Beş yılda 10 bin liradan 50 bin liraya yükseltilmesi temyiz talep hakkını zedeleyebilir ve vicdanları yaralayacak sonuçlara neden olabilir.
Türk milletinin gözleri önünde adaletin yerden yere vurulmasını yalnızca seyreden AKP hükûmetlerini yıllardır uyarıyoruz. Genel Başkanımız, 2010 referandumu öncesinde de sizleri uyarmış, adaletin terazisi konusundaki hassasiyetlerimizi defaatle ifade etmişti. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, yüksek yargının kodlarını değiştiren ve adaleti çıkar siyasetiyle bozan AKP Hükûmetinin 2010 Anayasa değişikliğini "Siyasi tarihimize kara bir sayfa olarak geçmiştir." sözleriyle değerlendirmişti. Ayrıca, Türkiye için "Hayati risk ve tehlikelerle dolu karanlık bir döneme girmiştir." diyerek yargının geleceği konusunda Türk milletini ve ülkemizi açık bir dille uyarmıştı.
Nihayet, bugün, FETÖ terör örgütünün mensuplarından biri olan eski yüksek yargı mensuplarından biri, itirafçı olarak ülkemizin yargısının nasıl hunharca şekillendirildiğini, diğer bir deyişle, nasıl talan edildiğini anlatmaktadır. Bu FETÖ'cü itirafçı, AKP Hükûmetinin devlet imkânlarını kullanarak 2010 referandumunu Türk milletine kabul ettirmesinin ardından, Fetullahçı terör örgütünün Türk devletini ele geçirme ve yıkma projesini tüm açıklığıyla ifade etmiştir.
Yüzleri kızartması gereken bu kötülüğü, Türk milletine reva görmeyin; ülkemizde hakkın, hukukun ve adaletin tesisi için çalışan bağımsız mahkemeleri siyasi amaçlarla dizayn etmeye çalışmayın demiştik ama maalesef dinlemediniz. Ellerinde 241 şehidin kanı olan FETÖ itirafçısı diyor ki: "108 FETÖ'cü adayın 107'sini Yargıtay üyesi yaptık." Kapalı kapılar ardında ne pazarlıklar ne pazarlıklar.
Bugün ayıklamaya çalıştığınız tüm hukukçuların altında, kararnamelerde maalesef imzalarınız var. Tarihî vesikalarda FETÖ'cü teröristlerin devletin kılcal damarlarına nasıl sızdığının işaretleri berrak bir sudaki pislik gibi ortada.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Başkanımızın dediği gibi, üzüm yemek istiyoruz, bağcıyla işimiz yok. Tek amacımız, ülkemiz ve milletimiz.
Bakın, aynı dönemlerde açılım süreciniz ve yerel yönetimlerle ilgili aldığınız kararların teröristlere alan kazandırdığını söyledik. Bölücü teröristlerin sözde paçavraları ve eli kanlı terör örgütü lideri cani Öcalan'ın posterleri altında miting yapmalarına göz yumduklarınızı, bugün, doğru bir iş yaparak adaletin önüne çıkarmaya çalışıyorsunuz. Peki, ne gerek vardı bunca acıya?
Milliyetçi Hareket Partisi olarak sizleri uyarmış, devletin bekası ve Türk milletinin çıkarları için size doğru yolu göstermiştik. Keşke dinleseydiniz. Lider olmak, sözle, lafla olmaz. Lider olmak, "Önce ülkem ve milletim." demektir. Lider olmak, öngörü sahibi olmaktır. Lider olmak, dürüst olmak, çalışkan olmaktır. Lider olmak, hayatını ülkesi ve milleti için feda etmek demektir.
Biz büyük bir mirasın, Türk devletinin geleneğinin hamisiyiz. "Reform yapıyoruz, statükoyu değiştiriyoruz." gibi gerekçelerle Türk milletini kandırmaya çalışan her odağın karşısında dimdik durarak, Türk milletinin bu topraklarda ilelebet payidar kalmasını sağlayacağız.
Konuşmama son verirken, liderimizin ifade ettiği gibi, aklımıza geleni işlemiyoruz, her ağacı taşlamıyoruz, yalnızca Türkiye rahatlasın, huzur bulsun, devlet ebed müddet ruhu yaşasın diyoruz.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.