GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:23.11.2016

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum eğitim üzerine.

Değerli arkadaşlar, dünyanın en büyük gücü nedir? Dünyanın en büyük gücü, ne paradır ne askerî güçtür ne de diğer güçtür. Dünyanın en büyük gücü bilimdir. Bunu Batılı ülkeler veyahut da adına şöyle diyelim, gelişmiş ülkeler, çok iyi bildiklerinden dolayı ülkelerinde en iyi bir şekilde eğitim vermek için bütün bu gelişmiş ülkeler millî gelirlerinin aşağı yukarı yüzde 50 ve yüzde 50'den yukarısını millî eğitimlerine ayırmışlardır.

Bugün, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yerle bir olmuş Japonya, bu sıkıntısına rağmen, ülkesinin millî gelirinin yüzde 70'ini eğitime ayırarak bugünkü hâle gelmiştir. Bizler bunu aslında çok iyi bilen bir ulusuz. O nedenle, Kurtuluş Savaşı'nı vermiş, cumhuriyeti kurmuş bir ülke, ülkesi mahvolmuş bir haldeyken onu kalkındırıp abat etmek için bir eğitim sistemi geliştirdi kendisine; bunun adına "köy enstitüleri" denildi.

Köy enstitüleri, köyünde doğmuş bir çocuğu alarak, onu eğiterek tekrar kendi köyüne verip, o köydeki öğrencileri eğitmek ve aynı zamanda da köylünün üretimini artırmak için, öğrencilerin babalarına beceri kazandırmak için eğitilmişlerdi ve çok mükemmel bir şekilde de ilerliyordu ama dünya egemenleri ve ülkemizdeki bunların iş birlikçileri, çok iyi bildiklerinden dolayı bu kalkınma yöntemini, bu eğitim yöntemini, bunu kapattırıp ülkemizi tekrar karanlıklara boğmak için çeşitli yöntemler geliştirmişler ve bu eğitim sistemini maalesef kapatmışlardır.

Değerli arkadaşlar, bu eğitim sistemi daha sonra ne yapmıştır? İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Uzak Doğu ülkelerinden birisi İngiltere'ye gider, "Biz ülkemizi kalkındırmak istiyoruz, hem de hızlı bir şekilde kalkındırmak istiyoruz; bize bir öneriniz varsa onu burada alıp, onun eğitimini görüp ülkemizde bunu geliştireceğiz, bunu hayata geçireceğiz." derler. Onlara İngiltere'nin eğitim uzmanının verdiği cevap çok enteresandır: "Sizin aradığınız eğitim sistemi ne bizim İngiltere'de ne Batı ülkelerinin diğerlerinde ne de Batı'nın batısında vardır. Sizin istediğiniz eğitim sistemi bugün Türkiye'de vardır, gidin onlardan alın, öğrenin ve ülkenizi kalkındırın." der. Buraya gelir, Türkiye'de altı ay çalışır, altı ay sonra giderler, ülkelerine bu eğitim sistemini yerleştirirler ve o ülke bugün dünyanın en zengin ülkesi hâline gelmiştir. Aradan yıllar geçer, elli-elli beş yıl sonra bu ülke bu eğitim sistemini, köy enstitüsü eğitim sistemini, dünyanın en iyi sistemi olarak bütün dünyaya kabul ettirir.

Değerli arkadaşlar, dünya böyle yaparken bizler maalesef köy enstitülerimizi kapattığımız gibi bugün de teknik eğitim veren endüstri meslek liselerini kapatıp, hâlen mevcut olduğu hâlde, okulu, yurdu, her şeyi olmasına rağmen imam-hatip liselerini oraya gönderip, oraya geçirip endüstri meslek liselerini kapatıyoruz.

Değerli arkadaşlar, bugün, kalkınma, teknik eğitimle olur, eğitimle olur ama en mükemmeli de teknik eğitimle olur, en iyi bir eğitim sistemiyle olur. Bizim bugün ülkemizde en iyi eğitim veren liselerimizin öğretmenleri her tarafa savrularak bu eğitim sistemlerini bertaraf etmişler ve aynı zamanda en iyi eğitim veren üniversitelerimizin eğitim uzmanlarının, hocaların, akademisyenlerin seçtikleri rektörler bugün üniversitelere rektör olarak atanmayıp keyfî bir şekilde hiç aday olmayan kişileri rektör atayıp bu ülkenin eğitimini tarumar etmeye çalışıyorlar. Bu ülkeyle anladığım kadarıyla bir hesapları var. Bu ülkeye yaptıkları hesap ülkeyi batırma hesabıdır diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.