| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 23.11.2016 |
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 405 sıra sayılı Tasarı'nın 1'inci maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sizleri saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının 1'inci maddesi Bakanlığın müsteşar yardımcısı sayısının 7 olmasıyla ilgilidir. Millî Eğitim Bakanlığı birçok genel müdürlüğe, müşavirliğe, başkanlığa, bağımsız dairelere, Talim Terbiye gibi önemli birimlere Türkiye'nin en büyük ve yaygın taşra teşkilatına sahip bakanlıktır. On binlerce okula, yüz binlerce öğretmene, milyonlarca öğrenciye hitap eden böylesi devasa bir bakanlığa 7 müsteşar yardımcısı fazla değildir. Burada yanlışlık, müsteşar yardımcısı sayısının azaltılıp çoğaltılmasındadır. Madem 7 müsteşar yardımcısına ihtiyaç yoktu, geçmişte niye düşürdünüz? Geçen kısa süre içinde ne değişti de 7 oldu?
Değerli milletvekilleri, yapılan bir yanlışlık denetim hizmetlerinin yazboz tahtasına dönüştürülmesidir. Bakınız, yerel ve genel olarak yürütülen denetim hizmetleri yerelde önce il eğitim denetmeni olarak değiştirildi, hemen sonra maarif müfettişi yapıldı. Bakanlık teftiş kurulu müfettişleri ise önce Millî Eğitim denetçisi olarak değiştirildi, sonra "Bakanlıkta 300 müfettişe ne gerek var? İhtiyaç yok." gerekçesiyle ilde maarif müfettişi yapıldı. Dün "Bakanlıkta 300 müfettişe gerek yok." diyen dünün teftiş kurulu başkanı, müsteşarı, diğer ilgili bürokratların birçoğu yerinde olduğu hâlde, getirilen tasarıyla bugün 500 Bakanlık maarif müfettişi kadrosu istemektedir.
Sayın Bakan, Sayın Müsteşar; bu ne yaman bir çelişkidir? Bu gidişat doğru bir yol değildir. Yarın bir başkası gelir, kanunla Bakanlığa aldıklarınızı ile gönderir, ilde kalanları merkeze alır; bundan da ne Millî Eğitim camiasına ne millete bir fayda gelmez.
Yapılan çok ciddi bir başka yanlışlık, Bakanlık maarif müfettişlerinin öğretmen kaynağından alınmaması olacaktır; sosyal bilimler mezunu idari müfettişleri de alabilirsiniz, nitekim mevcut yapıda bu müfettişler vardır. Yanlış olan, tüm müfettişlerin öğretmenlik kaynağı dışında alınacak olmasıdır. İlk defa alacağınız müfettişlerin öğretmeni, öğrenciyi, sınıfı, veli psikolojisini anlaması, kavraması asla mümkün olmayacaktır. Tebeşirin tozunu yutmayan, öğrencinin kokusunu hissetmeyen, öğretmenler odasının, sınıfın havasını koklamayan, okula kardeşiyle münavebeli ayakkabı, ceket, pantolon giyerek gelen, aç gelen, açık gelen öğrenciyi tanımayan, öğretmeni de, öğrenciyi de anlayamaz, böyleleri de asla müfettiş olamaz. Tarih öğretmenine, matematik öğretmenine, sınıf öğretmenine, müzik öğretmenine nasıl rehberlik yaptıracaksınız? Eğitim dünyanın en zor işidir, eğitim ihtisas işidir, kültür işidir, "Ben yaptım, oldu." demekle olmaz. Bu yapılan, tereciye domates satmaya benzemektedir.
Değerli milletvekilleri, çok vahim başka bir yanlışlık da ihdas edilecek müfettiş kadrolarına naklen kamu kurum ve kuruluşlarından müfettiş, denetçi alınacak olmasıdır.
Kıymetli arkadaşlar, Millî Eğitim müfettişliği bu kadar basit değildir. Önceden Bakanlık müfettişliği sınavına girmenin şartı asgari on yıllık öğretmen veya üç yıl idareci olmak kaydıyla sekiz yıllık kıdemli olmaktı. İlköğretim müfettişi olabilmek için asgari beş yıl ilkokul öğretmenliği, yüksek sicil notu, ağır disiplin cezası almamak şartı vardı. Devlet pedagojiyi kazananları ücretsiz olarak okuturdu, eğitim psikolojisi, eğitim sosyolojisi, psikoloji, sosyoloji, özel öğretim, genel öğretim, öğretim teknikleri okutur, uygulamasını yaptırırdı. Bu kuralı koyanların bilgisi, tecrübesi sizden çok daha fazlaydı. Bir dün mesleğe verilen öneme bakın, bir de bugün yapılana bakın. EGO'dan, ASKİ'den alacağınız müfettişe okulların elektrik, su sayaçlarını mı denetleteceksiniz? Yanlış yoldasınız, yapmayın bunu. Siz dışarıdan müfettiş ararken yıllarca öğretmenlik yapmış, binlerce kişi arasından giriş sınavlarını kazanmış, yeterlilik sınavlarını kazanmış, yıllarca müfettişlik yaparak tecrübe edinmiş güzide müfettişleri bir tarafa bırakırsanız, müktesebatları korumazsanız, bilin ki bu kul hakkına girer, bunun vebalinden kurtulamazsınız. Eğitimi, öğretimi bu kadar hor görürseniz, uzlaşmayı yok sayarsanız çağdaş dünyayı da yakalayamazsınız diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.