| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 25.11.2016 |
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bakın, siz o sıralardan geliyorsunuz, uzun yıllar grup başkan vekilliği yapmış birisiniz. Bir grup başkan vekili konuşurken siz önergeyi okutmaya başladınız, bizim grubumuza dair isim anarak uyarıyorsunuz ama bizden itiraz gelince kalkıp "Bütün milletvekilleri için söylüyorum..." Tutumunuzun doğru olmadığını, adil, eşitlikçi olmadığını ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, Türkiye yüzü Avrupa'ya dönük bir ülke olmalıdır. Son yıllardaki bütün gelişimlerini, eğitimde, sağlıkta... Sayın Bakan burada, bilir, eğitim politikaları Avrupa Birliği eğitim programları çerçevesinde belli bir mesafe almıştır. Erasmus, Socrates, Leonardo, Comenius gibi eğitim programlarınızın hâlâ Ulusal Ajans tarafından yürütüldüğünü biz iyi biliyoruz. Bu anlamda, Avrupa Birliğine dair ilişkiler iyiyken ve oraya göre dizaynlar yapılırken, burada yasal değişiklikler yapılırken konuşulan bazı cümleleri ve verilen vaatleri, tam üyelikle ilgili müzakere tarihinin alındığı süreçten sonraki bazı cümleleri okumak istiyorum. Evet, 20 Aralık 2004 günü şu kürsüden dönemin Başbakanı konuşuyor: "17 Aralık kararıyla beraber Atatürk'ün hedef olarak gösterdiği muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma yolunda ciddi bir kazanım elde edilmiştir." Yine, dönemin Başbakanı: "Bu nedenle bugüne kadar bu süreçte emeği geçen tüm devlet ve siyaset adamlarına, hükûmet mensuplarına, bürokratlara, bilim adamlarına, gazetecilere, sivil toplum örgütlerine huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum." Bugün kapatılan sivil toplum örgütleri, bugün tutuklanan, işten atılan bilim adamları ile gazeteciler. "Artık Türkiye net bir müzakere tarihi almıştır, bu tarih 3 Ekim 2005'tir ve bu tarihle ilgili olarak bir de hedef konulmuştur, bu hedef tam üyelik hedefidir. Tam üyelik hedefi de bu kayıtlarda mevcuttur ve dağıtıldığı gibi, anlatıldığı gibi değil bu işler.", "Buna 25 ülkenin tamamı onay vermiştir ve bu onay veren ülkeler içerisinde Güney Kıbrıs da mevcuttur, bunu bir kenara koyamazsınız.", "Gözlemciler tarafından 'sessiz devrim' olarak nitelendirilmektedir. Reform sürecini, bu sessiz devrimi devam ettirmek ve bunu uygulamaya tam olarak yansıtmakta kararlıyız. Dolayısıyla, ortada herhangi bir ciddi sorun yoktur.", "Allah aşkına düşünün, ya, şu Avrupa Parlamentosuna bugüne kadar Türkiye'nin lehinde acaba 10 tane 'evet' oyu çıkar mıydı be? Şimdi, Türkiye'nin lehine oradan 400'ü aşkın 'evet' oyu çıkıyor." Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Şu kürsüden söylüyor.
O gün, Avrupa Birliği için, Türkiye'nin, gerek ekonomik gerek siyasi kriterleri yerine getirmesi, müzakereler konusunda ilerlemesi için 400 oy veren vekiller, bugün yükümlülüklerini yerine getirmediği için 479'la, özellikle görüşmelerin, müzakerelerin dondurulmasını tavsiye ediyor.
"Bilindiği gibi, Avrupa Parlamentosu kararlarının -bunun da altını çiziyorum- bağlayıcı bir niteliği yoktur. Bununla birlikte, ancak Avrupa Parlamentosunun Türkiye'ye 'evet' dediği kararlarla ilgili oylamanın tüm dünya basınına yansıyan görüntüsü, aslında Türkiye için çok büyük bir tanıtım olmuştur. Burayı çok iyi görmemiz lazım."
Yine, o gün söylüyor: "Ha, burada bir şey vardır. Nedir o? Tam üyelikle ilgili bir garanti yoktur." Sayın Erdoğan'ın kendisi söylüyor, onun ifadesi. "Bizden öncekilere tam üyelik verilmiştir ama ondan sonra, örneğin, İngiltere on bir buçuk yılda bitirebilmiştir müzakereleri.
Amacımız, tüm yükümlülükleri yerine getirmektir ve tam üye olmaktır. Önümüzde güçlü bir dönem vardır, her türlü çabayı göstermeye hazırız.
Müzakerelerin başlatılması kararı Türkiye için önemli bir başarıdır. Türkiye bu başarıyla bütün dünyanın gündemindedir. Önümüzde daha güç bir dönem vardır, ama en önemlisi, reform sürecinin her alanda yaygınlaştırılarak sürdürülmesidir. Biz, bu yönde her türlü çabayı göstermeye hazırız. Bu süreçte, Avrupa Birliğinin de bizimle iş birliği yapmasına ve desteğine önem vermekteyiz. Bunu açıkça ifade ediyoruz.
Aziz milletimiz bir noktada müsterih olsun. Bu kararlar çocuklarımızın daha iyi bir Türkiye'de yaşamasına imkân verecektir.
Bu konuda şimdiye kadar verdiği destek için, ben, tekrar ana muhalefet partisine teşekkür ediyorum, diğer muhalefet milletvekillerine teşekkür ediyorum, sivil toplum örgütlerimize tekrar teşekkür ediyorum.
Burada bazı gerçekleri de ifade etmek için bunları söylemek durumundaydım. AB'yle modern bir Türkiye'nin kuruluşu gündemde olacaktır." diyor dönemin Sayın Başbakanı.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)